|

Sokağın lideri yok

İran’da ekonomik gerekçelerle başlayan ayaklanmalar, rejime yönelik isyana, yer yer şiddet eylemlerine dönüştü. İsfahan’da kaymakamlığı işgale yeltenenlerden 5’i öldürüldü, ülke genelinde ölü sayısı 23’e yükseldi. Dini lider Ali Hamaney, İran düşmanlarının para, silah ve siyaseti kullanıp isyan çıkarttığını söyledi. Tahran gösterilere karşı daha da sertleşeceği mesajı verirken, meydanların lideri ve ideolojisinin bulunmaması dikkat çekti.

Yeni Şafak ve
04:00 - 3/01/2018 Çarşamba
Güncelleme: 13:27 - 3/01/2018 Çarşamba
Yeni Şafak
Yumurtadan isyan çıkaran İranlılar, gündüz işte gece ise eylemde. Ekonomik gerekçelerle ayaklananlar, işi kamu binalarına saldırı boyutuna kadar getirdi.
Yumurtadan isyan çıkaran İranlılar, gündüz işte gece ise eylemde. Ekonomik gerekçelerle ayaklananlar, işi kamu binalarına saldırı boyutuna kadar getirdi.

İran’da bir süredir biriken tepki, yumurta zammıyla birlikte eyleme dönüştü. Ekonomik gerekçelerle başlayan eylemler sırasında protestocular kamu binalarına da saldırmaya başladı. İran meydanları her geçen gün daha da gerilirken, son protestoların öncekilerden en önemli farkı ise ortada bir ideolojinin olmayışı ve grupların farklı gerekçelerle sokağa inmiş olması. Dolayısıyla ülkedeki mevcut karışıklığın -şimdilik- büyük sonuçlara yol açması beklenmiyor. Ancak ilk günlerde protestolara ılımlı bakan Tahran, olayların sürmesi halinde müdahaleyi sertleştirecekleri mesajı verdi. Bunun ilk adımı ise İsfahan’da yaşandı. Kaymakamlık binasını işgale kalkışan göstericilerden 5’i öldürüldü. Öldürülen kişi sayısı 23’e yükseldi. Tahran Devrim Mahkemesi, 7. gününe giren eylemlerde bundan böyle sokağa çıkmakta ısrar edenlerin ‘ağır ceza’ ile yargılanacağı restini çekerken, İran Dini Lideri Ali Hamaney ise bitmeyen isyan dalgasının altında ‘yabancı ülke istihbarat kuruluşlarının’ olduğunu söyledi.



‘DÜŞMANI YENECEĞİZ’

İran’daki en yüksek makamın sahibi Hamaney, düşmanların kendilerine karşı birleştiğini belirterek, “İran düşmanları para, silah, siyaset gibi araçları kullanıp güvenlik organlarıyla birlikte İran devletine sorun çıkarmak istiyorlar. Düşman, her zaman İran ulusuna sızmak ve saldırmak için bir fırsat ve çatlak arıyor” dedi. Halkın cesareti, fedakârlığı ve imanıyla düşmanın üstesinden gelineceğini savunan Hamaney, konuya ilişkin yakında halka hitaben bir konuşma yapacağını bildirdi. İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Ali Şamhani de ülkesindeki olayların arkasında ABD, Suudi Arabistan ve İngiltere’nin olduğunu söylemişti. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise önceki günkü mesajında, ‘halkın protesto gösterilerine hakkı olduğunu, ancak kamu malına zarar verenlere asla müsaade etmeyeceklerini’ belirtmişti.

İŞLER RAYINDAN ÇIKINCA...

Eylemler aslında, Hamaney’e bağlı imamların iktisadi mesajları sonrası muhafazakar kanadın desteğiyle başladı. Ancak işler beklendiği gibi gitmedi. Muhalif hareketler yerini rejim karşıtlığına bıraktı. Protestocular giderek şiddete yöneldi. Temel tüketim malzemelerindeki pahalılığa isyan eden İranlılar, hem Cumhurbaşkanı Ruhani hem de dini lider Hamaney’e aynı anda tepki göstererek işi, Şah Rıza Pehlevi’nin oğlunun geri çağrılıp yönetimi devralmasını isteyecek kadar ileri taşıdı. Halk, yaklaştığına inandığı ekonomik kriz öncesi ‘kontrollü’ başlayan eylemlerin şimdi tamamen kontrolden çıktığını söylüyor. Ölü sayısı ise gittikçe artıyor.



HENÜZ KİTLESELLEŞMEDİ

İsfahan, Huzistan, Kirmanşah, Ahvaz’da yoğunlaşan eylemler çok sayıda şehre irili ufaklı yayılmış durumda. İran’da kitlesel büyük eylemler yok. Gruplar daha çok siyasi sloganlarla sokaklarda. Ülkede yaşananlar 2009’daki Yeşil Hareket’e benzetilmiyor. Çünkü bu eylemlerin bir ideolojisi ve bir lideri yok. Her eylemci grup, farklı taleplerle sokağa iniyor. Eylemcilerin verdikleri tepkiler de kestirilemiyor. Yine 2009’dan farklı olarak son eylemleri reformistler desteklemiyor. Dikkat çeken bir diğer ayrıntı da bir istihbarat devleti olan ve güvenlik gücü 4-5 ayrı şekilde oluşturulan İran’da grupların nasıl bir anda hızla örgütlenerek sokağa inebildikleri... Burada ise ‘dış müdahalelere’ işaret ediliyor. ABD Başkanı Trump’ın ve İsrail Başbakanı Netanyahu’nun açıklamaları da bu kapsamda son yaşananlarda dış müdahale algısını artırıyor.


En az 23 ölü: Binlercesi gözaltında

İran’da perşembe gününden bu yana devam eden gösterilerde en az 23 kişi öldü, 500’den fazla kişi de gözaltına alındı. Ülke medyasındaki bilgilere göre Loristan’da 4, Huzistan’da 2, Hemedan’da 3, İsfahan’da 3, Humeynişehr’de 3, Necef Abad’da 1, Gahderican’da ise 6 kişi öldü. Gahderican’da öldürülen 6 kişiden 5’inin, kaymakamlık binasını işgale yeltenenler olduğu belirtildi. İran makamlarının açıklamalarına göre gösterilerde en az 500 kişi gözaltına alındı. Resmi olmayan kaynaklar ise bu sayının birkaç kat fazla olduğunu belirtiyor. Bu arada Tahran Devrim Mahkemesi Başkanı Musa Gazanfer Abadi, üçüncü günden sonra gösterilere katılan eylemcilerin daha ağır cezalara çarptırılacağını açıkladı. Abadi, “Bu kişiler, rejimin temellerine kasteden kişiler olarak kabul edilecek” dedi.


Gündüz işte gece sokakta

Tahran’da protestolar akşam havanın kararmasıyla başlıyor. Başkentte eylemlerin merkezi ise İnkılap Meydanı ve Firdevsi Meydanı ile arasındaki cadde. Halkın sokağa inişiyle birlikte internet kesintileri de başlıyor. Protestoların ‘Telegram’ programı üzerinden organize edildiği iddia ediliyor ve internet kısıtlamaları genellikle bu tip programlara yönelik uygulanıyor. Başkentte güvenlik güçlerinin göstericilere ağır müdahaleden kaçınması dikkat çekiyor. Ülkede halkın yıllardır yaşadığı ağır mağduriyet, eylemlere katılımı çeşitlendiriyor. Ancak İran’da görüştüğümüz kaynaklar, “İran Baharı gibi büyük bir dönüşüm, değişim, hareketlilik mi var diye soracak olursanız, hayır, yok. Bu hareketlilikten büyük değişim beklenmemeli. Ancak İran’daki en ufak bir olumsuz kıpırdanmayı dünya hemen satın alıyor. Bu yüzden de dışarıya farklı yansıyor” diyorlar.


Sonunu kimse kestiremiyor

Her köşe başında bir bankanın bulunduğu İran’da ekonomik mağduriyetler, faizlerin düşüşü ve bazı bankaların iflasını açıklamasıyla artış gösterdi. Sokaklarda kıvılcımı ateşleyen ana unsur ise temel ihtiyaçlara gelen zamların ardından yumurtanın üç katı fiyata çıkması oldu. Bunun yanında halk, ağır bir ekonomik krizin yaklaşmakta olduğuna inanıyor. Obama döneminde ambargoların kalkacağı beklentisiyle rahatlayan İranlılar, Trump’ın baskılarıyla birlikte ekonomik sıkıntılarını aşamayınca hayal kırıklığına uğradı. Buna bir de Tahran yönetiminin Suriye ve Irak’a akıttığı paralar da eklenince halkın tepkisi daha da arttı. İran’daki eylemler şu anda hangi yöne evrileceği kestirilemeyen bir noktada görünüyor. Türkiye ise gelişmeleri sükûnetle izliyor. Halkın haklı taleplerine kulak tıkanmaması uyarıları yapmakla birlikte İran’da huzurun yeniden hakim olmasına yönelik mesajlar veriliyor. İranlılar Türkiye’nin bu duruşundan memnuniyetlerini ifade diyorlar.


ANKARA: Olaylar tırmanmasın

Dışişleri Bakanlığı, İran’daki protestolara ilişkin “Olayların tırmanmasının önüne geçilmesini, gelişmeleri kışkırtıcı dış müdahalelerden kaçınılmasını temenni ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, İran’da 28 Aralık’ta başlayan gösterilerin yayılarak sürdüğü ve çıkan olaylarda ölenlerin olduğu, ayrıca kamu binalarının zarar gördüğü yönündeki haberlerden endişe duyulduğu belirtildi. Türkiye’nin, dost ve kardeş İran’ın toplumsal huzur ve istikrarının korunmasına büyük önem atfettiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin halkın barışçıl gösteri yapmaya hakkı olduğu, ancak kanunların çiğnenmemesi ve kamu malına zarar verilmemesi gerektiği yolundaki açıklaması dikkate alınarak şiddetten kaçınılması ve provokasyonlara kapılınmaması lazım geldiğine inanıyoruz. Bir an önce ülkede sükunetin sağlanmasını ve sağduyunun hakim kılınarak olayların tırmanmasının önüne geçilmesini, gelişmeleri kışkırtıcı söylem ve dış müdahalelerden kaçınılmasını temenni ediyoruz.” Bu arada Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, İranlı mevkidaşı Cevad Zarif’le telefonda görüştüğü öğrenildi.

#İran
#Protesto
#Olaylar
6 yıl önce