|

Sivil savunma ve toplumsal güvenlikte bölgesel iş birliğinin önemi

Güneydoğu Akdeniz bölgesindeki 21 Ağustos devasa yangınları, neden oldukları korkunç ekolojik sonuçlar ile yanan bölgeleri geri kazanma çalışmaları kamusal alanda tartışılıyor ve önümüzdeki dönemde de uzmanlar ve uzman olmayan kişiler tarafından derinlemesine analiz edilecek.

00:00 - 21/09/2021 Salı
Güncelleme: 06:43 - 21/09/2021 Salı
Yeni Şafak
Düşünce Günlüğü
Düşünce Günlüğü
PROF. GEORGİOS BOUSTRAS / RİSK DEĞERLENDİRME UZMANI
PROF. MANOLİS PLİONİS / ATİNA ULUSAL GÖZLEMEVİ DİREKTÖRÜ
ATHENA DİMOU / ATİNA ULUSAL GÖZLEMEVİ FİZİKÇİSİ VE ÇEVRECİSİ

Güneydoğu Akdeniz bölgesindeki 21 Ağustos devasa yangınları, neden oldukları korkunç ekolojik sonuçlar ile yanan bölgeleri geri kazanma çalışmaları kamusal alanda tartışılıyor ve önümüzdeki dönemde de uzmanlar ve uzman olmayan kişiler tarafından derinlemesine analiz edilecek. Her felaket pek çok alanda bizlere mesajlar gönderirken, her kriz de nesnel olarak taktikler üzerinde düzeltici müdahalelere götürmesi, hatta doğal ve teknolojik afetlerle başa çıkma stratejisinde bir paradigma değişikliğini göstermesi bakımından birer fırsat niteliğindedir. Afet yönetimi, kısa süreli çözümlerle sınırlı değildir; aksine orta vadeli politika oluşturmayı ve toplumsal düzeyde uzun vadeli bir kültür inşa etmeyi gerektirir.

BÖLGEMİZDEKİ MEVCUT SORUN VE ORTAK RİSKLER, BİRLİKTE ÇALIŞMAK İÇİN BİR FIRSAT

Sivil Savunma kavramı, 1980’lerin başında Avrupa’da ortaya çıktı ve bunu Fransa ve İtalya’da iki paralel afet girişiminin tanıtımı izledi. Daha sonra Avrupa Birliği, Avrupa Sivil Koruma Mekanizması’nı ve kısa süre önce de #RescEU (AB’yi kurtar) programını başlattı. Sivil savunmanın amacı, en basit haliyle felaket olaylarının etkisini en aza indirmektir. Sivil savunma; toplumu, vatandaşları, vatandaşlarının mülkiyetini ve çevreyi ilgilendirmektedir. Avrupalı bir perspektiften bakacak olursak, sivil savunmanın küresele erişen daha geniş bir konu olduğunu söyleyebiliriz.

Bölgesel iş birlikleri AB-Med 7 – ağırlıklı olarak, Atina’daki “Dostluk Forumu”, “Baf Toplantısı 2021”, 90’ların sonunda Türkiye ve Yunanistan arasındaki “deprem diplomasisi”, doğrudan ya da dolaylı olarak sosyal güvenliğe ve bölge için temel mesele olarak pozitif bir ajanda yaratılması ihtiyacına atıfta bulunuyor. Avrupa Sivil Koruma Mekanizması’nın ve komşu ülkelerin yangın söndürme çalışmalarına katılması kritik önemdedir ve büyük etkisi olabilir.

AFETLERİN AZALTILMASINA, ÖNLENMESİNE VE SOSYAL GÜVENLİĞİN ARTIRILMASINA YARDIMCI OLACAK BÖLGESEL BİR YAPI ÖNERİSİ

Felaketler, sınır tanımıyor. Kovid-19 gibi küresel salgınlar ve bunların ciddi sonuçları, giderek daha karmaşık ve birbirine bağlı bir hal alan dünyamızın doğasında var olan tehlikelerin, temel sosyal işlevlerin uygulanmasında önemli sorunlar oluşturduğunu bir kez daha ispat etmiştir. Felaketler her zaman hayatımızın bir parçası olduğundan ve olmaya da devam edeceğinden, toplumların bu felaketlere nasıl yanıt verdiği şüphesiz ki çok önemlidir. Bununla birlikte, bu gibi felaketlerin sonuçları; meydana gelme ihtimalleri için hazırlık yapmak ve olası etkilerini hafifletmek, bir devletin dar sınırlarını aşan bir meseledir. Bu zor zamanlarda, üst düzey problem çözücü girişimler pratik çözümler sunabilir. İklim krizinin yeryüzüne dayattığı değişiklikler amansız. Bölgesel girişimler, kriz zamanlarında ihtiyaç duyulan desteği sağlayabilir.

Geleneksel, yenilikçi ve hibrit, insan yapımı ve doğal felaketler, özellikle de daha küçük devletler için felaket yönetimi maliyetlerini ve “yaratıcı çözümler” için duyulan ihtiyacı artırarak meydana gelmeye devam edecek. 2020’de yaşanan felaketler, 2019’a kıyasla yaklaşık yüzde 26’lık bir artışla küresel olarak 210 milyar dolarlık ekonomik zarara neden oldu. Bu felaketler, salgının ortaya çıkardığı tehlikelerle birleştiğinde, toplumsal emniyetin ve ulusal güvenliğin mutlak gereksinim haline geldiğini göstermektedir. Geçmişten kalma önceliklerin açık bir şekilde değiştiği hem toplum hem de siyasi temsil tarafından iyice anlaşılmalı.

BÖLGESEL İŞ BİRLİĞİ, BU DESTEK MEKANİZMASINI SAĞLAYABİLİR.

Şartlar olgunlaştı. Toplumsal güvenlik, afet azaltma ve önleme için, bölgesel bir yapı; sivil savunma ve toplumsal güvenliği teşvik etmekle ilgilenen devlet kurumları, araştırma grupları, üniversiteler ve araştırma kuruluşları ağının oluşturulması için katalizör olabilir. Bu forumun birbirini besleyecek siyasi, ticari ve akademik bir çevresi olmalı.

Bu doğrultuda, “yaratıcı çözümler” için Atina Ulusal Gözlemevi’nin (NOA, Yunanistan’daki en eski -1842’den beri- araştırma organizasyonu) önemli bir girişimi, “Güvenlik, Emniyet ve Tehlike Risk Direnci Merkezi – NOA-AEGIS”in kurulmasıdır. NOA-AEGIS, geniş çaplı uzay ve yer tabanlı NOA altyapılarından, hizmetlerinden ve araçlarından ve ayrıca ulusal ve uluslararası ilgili kuruluşlar ve organizasyonların (Copernicus Programı, Avrupa Uzay Ajansı (ESA), NASA, Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), UNESCO, vs.) sinerjilerinden faydalanarak çığır açan araştırmalar yapmayı ve Dünya’nın “güvenliği, emniyeti ve risk direnci” ile ilgili öncü ve yenilikçi bilimsel hizmetler ve araçlar sağlamayı amaçlayan entegre bir bilim merkezidir. Odak noktası Yunanistan olmasına rağmen, önerilen eşsiz altyapı, bölgesel ve küresel ölçekte ilgili hizmetleri sağlamayı amaçlayacaktır.

Felaketlere direnç sağlayacak özel ve devlet kuruluşları arasında (Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi ruhuyla) iş birliği planlarının teşvik edilmesi de son derece önemlidir. Bölgesel bağlamda entegre edilen bu tür planlar, -siyasi olarak- bunun zor olduğu durumlarda bile, iş birliği için başka bir araç olacaktır. Mevcut paradigmayı değiştirmeye ihtiyaç var.

Sivil savunma, bölgemizdeki ülkeler arasında iş birliğinin köprüsü olabilir! Sivil savunma, bölgemizde olumlu bir gündemin gelişmesi için bir katalizör olabilir!

Toplumsal güvenlik dayanışma ile artırılır. Etkili sivil savunma, ortak bir risk anlayışına, dayanışma duygusuna ve ilgili bilgi alışverişi ihtiyacına dayanan ortaklıklar ve resmi anlaşmalar gerektirir.

Tercüme: Fatma Nur Aktaş
#Güneydoğu Akdeniz
#Sivil Savunma
#Avrupa
#Atina
3 yıl önce