Aralık ayı gerçekleşmeleriyle beraber 2017 yılı merkezi yönetim bütçesi sonuçları da kesinleşti. 2017’de faiz hariç giderler 621 milyar lira, faiz giderleri 56,7 milyar lira oldu. Aynı dönemde bütçe gelirleri 630,3 milyar lira, vergi gelirleri 536 milyar lira olarak kayıtlara geçti. Böylece yıl sonu itibarıyla oluşan bütçe açığı 47,4 milyar lira ve yılın tamamında oluşan faiz dışı fazla 9,3 milyar lira olarak hesaplandı.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Bütçe açığı, Orta Vadeli Program’da (OVP) revize edilen rakamdan 14,3 milyar lira daha olumlu. Bir ülkenin bütçe performansını değerlendirmede bütçe açığının milli gelire oranı esas alınan ölçütlerden biri. OVP’de merkezi yönetim bütçesi açığının milli gelire oranını yüzde 2’ye yükseltmiştik. 2017 sonunda merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1,5 seviyesinde kalmış olacak” dedi.
Ağbal, 2016’da her 100 liralık vergi tahakkukunun 87 lirasının gönüllü olarak ödendiğini 2017’de bu oranın yüzde 94’e çıktığını söyledi.
Ekonomideki olumlu performansın vergi gelirlerindeki artış oranını da bütçede öngörülenin üzerine taşıdığını vurgulayan Ağbal şöyle konuştu; “Vergi gelirlerimiz yıl sonu itibarıyla bütçe hedefimizin 25 milyar lira üzerinde gerçekleşti. Vergi dışı gelirlerde de yıl sonu itibarıyla bütçe hedefimize göre 7 milyar liranın üzerinde artış var. 2017’de vergi gelirleri tahsilatı 2016 yılına göre yüzde 16,8 arttı. Özel tüketim, ihracat, inşaat ve makine teçhizat harcamaları arttı. İstihdam hızla toparlandı. Artan ekonomik büyüme ve talep, vergi gelirlerini olumlu yönde etkiledi. Türkiye’nin 2017 sonu itibarıyla büyüme oranı da yüzde 7 civarında olacak.”
Maliye Bakanı Naci Ağbal, taşeron işçilerin kadroya alınmasının kamuya getireceği yüke ilişkin olarak, “Bu arkadaşlarımızın kamuya geçişleriyle beraber belki işçi kadrolarına atanmalarına bağlı olarak kendilerine ilave tediye ödemesi yapılması bağlamında bütçeye ilave yük gelecek ama diğer taraftan özellikle ihale süreci içinde oluşan maliyetlerin de artık oluşmaması nedeniyle ilave giderlerden kamu kurtulmuş olacak” dedi.
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in, taşeron işçilerin kadroya alınmasının büyümeye katkı yapacağı yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine ise Ağbal, insanların, gelirlerine ve geleceğe dönük iş güvencesine bağlı olarak harcama eğilimlerini artırabileceğini söyledi.
Ağbal, en büyük başarının faiz bütçesini azaltırken bütçe içerisinde hizmet kalemlerinin payını hızlı bir şekilde artırma olduğunu kaydederek, bu sayede 15 yılda kamu yatırımlarının hızlı bir şekilde arttığını, eğitim, sağlık, araştırma-geliştirme ve diğer kamu hizmetlerinde ardı ardına imzalar attıklarını anlattı. 2017 sonu itibarıyla yeniden yapılandırmadan toplanan gelirin 28,2 milyar liraya çıktığını belirten Ağbal, “ Bu kapsamda 2017’de 14,5 milyar lira tahsilat yaptık. Verdiğimiz teşviklerle 2017'de 7 milyar liralık vergiden vazgeçtik. KGF’ye 500 milyon lira, asgari ücret katkı payına 2,2 milyon lira ve KOSGEB’e kredi deştiği olarak da 700 bin lira ilave ödeme yaptık. Gerçekleşen faiz giderleri harcaması 56,7 milyar lira oldu. Topladığımız her 100 liranın 2002 yılında 86 lirası faize giderken, bu rakam 10,6’ya düştü. Önümüzdeki süreçte istikrarı ve mali disiplini hiçbir şekilde elden bırakmayacağız” bilgisini verdi.
- Sağlanan başarı aşikar
- Yaptıkları değerlendirmeye göre, 2017 sonu itibarıyla merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 1,5 seviyesinde kalacağını belirten Ağnal, “Bu da Türkiye’nin mali disiplinini kararlı bir şekilde sürdürdüğünün açık bir göstergesidir” dedi. 2010-2017 döneminde G7 ülkelerinde bütçe açığının milli gelire oranının ortalama yüzde 5, OECD ülkelerinde yüzde 4,5, Avro Bölgesi’nde yüzde 3,1, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 2,8 olduğuna vurgu yapan Ağbal, aynı dönemde Türkiye’nin bütçe açığının milli gelire oranının ortalama yüzde 1,1 olduğuna dikkat çekti. Ağbal, bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin sağladığı başarının aşikar olduğunu da söyledi.
