Başbakan Binali Yıldırım 2017-2019 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programı açıkladı.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
Gelişmekte olan ülkeler büyümelerini istikrarlı olarak devam ettirdi. Türkiye dünya ortalamasının 2 katı büyümeyi yakaladı. Bu bizim hedeflediğimiz bir rakam değil. 2016'da ciddi olumsuzluklar yaşadık. Terörle mücadelede çok önemli bir yıl, FETÖ darbe girişimi ve turizmde yaşanan olumsuzluklar... Geçtiğimiz yıl hiç boş durmadık. Sürekli bir krizle karşı karşıya kaldık. Ancak buna rağmen darbe bile dinlemedik yapısal reformlara devam ettik.
Haziran-Ağustos arası tüm toplum kesimlerini ilgilendiren çokça kanun çıkardık ve bunlar laf olsun diye çıkarılmadı. Bu kanunlar insanların hayatını kolaylaştıran kanunlar. Şimdi bunların semeresini görmeye başladık, prim affından tutun vergilerin yeniden yapılandırılmasına, vergi barışından tutun esnafa ÖTV muafiyeti sağlanması, teşviklerin özel sipariş usulü yapılması, yani katma değeri yüksek mallar için sipariş usulü teşvik modelinin geliştirilmesi, ihracatın artırılmasına yönelik tedbirler alınması, burada yerlileştirme millileştirme var...
Bugünkü konumuz 3 yıllık orta vadeli programda nasıl ilerlemeyi düşünüyoruz bunları vatandaşlarımızla paylaşmak istiyorum.
2017-2019 dönemlerinde büyüme oranını artıracağız.
Orta Vadeli Programın 5 temel amacı var:
- Bunlardan biri istikrar: siyasi istikrar, ekonomik istikrar. Milletimizin desteği olduktan sonra istikrarı sürdürmek bizim görevimiz. Kapsayıcı bir büyümeyi de gerçekleştireceğiz, büyümenin kalitesinden bahsediyoruz. Katma değer üreten, fark oluşturan, mukayeseli üstünlük sağlayan bir büyüme alt yapısını oluşturmak, rekabet gücümüzü geliştirmek. Türkiye'nin mutlaka katma değeri yüksek teknolojik ürünlerde söz sahibi olması lazım. Savunma sanayi, uzay ve havacılık sektöründe, ilaç sektöründe, bilişim sektöründe bunları başarabiliriz.
- İkinci temel amacımız enflasyonu düşürmek. Yüzde 7,5 seviyesinde sezonu kapatmış oluyoruz. Seneye hedef daha düşük olacak. Oranlar küçük görülebilir ama 15 yıl öncesindeki çift haneli rakamları hatırlayalım. Tabi bunu da yeterli görmüyoruz. Aşağı yönlü eğilim bizim kararlılığımızı gösteriyor.
- Cari açık. Sattıklarınızla aldıklarınız arasındaki fark. Üretimi artıracağız, daha çok satacağız. Satarken azimli alırken nazlı olacağız. Bunun için ihracatını artırana destek verilecek. Belirli destekler var, bu mevcut desteklerin üzerine bir destekten bahsediyoruz. Bunun için Eximbank'ın destek miktarını 3 kata çıkarıyoruz. Böylece cari açığı azaltma yönünde kararlı programımız olacak.
- Ekonomimizin rekabet gücünü ve verimliliğini artıracağız. Rekabet gücü artmayınca sürdürülebilir bir büyüme mümkün hale gelmiyor. Teknolojiye, yenilikçiliğe yatırım yapmamız lazım. Bol bol üreteceğiz. Böylece daha makul fiyatlarla satma imkanına kavuşmuş olacağız.
- Mali disiplin vazgeçilmez. Savurganlık yok, hovardalık yok, nereye ne para lazımsa onu vereceğiz. Eldeki parayla ihtiyaçları karşılayacağız. Sınırsız ihtiyaçlarda öncelikler belirlememiz ve ihtiyacı karşılamamız lazım. Bu da mali disiplinle olacak. Biz ipin ucunu kaçırsaydık bu günlere gelemezdik. O yüzden seçimleri değil geleceği düşünen bir iktidar AK Parti iktidarıdır.
Gençleri en büyük geleceğimiz olarak görüyoruz. İş gücü piyasasını daha etkin hale getireceğiz. Fiziki altyapıya zaten çok fazla yatırım yaptık. Altyapı olmazsa üst yapı olmaz, gelişme olmaz.
Kurumsal kalitemizi iyileştireceğiz. Emreden değil milletin işini kolaylaştıran bir yönetim ortaya koyacağız. Cari işlemler açığını azaltacağız, mali disiplinden vazgeçmeyeceğiz.
2017 senesi için bütçemizi yaptık hayırlı olsun, 17 Ekim'de Meclis'e sunacağız. 2017 yılında bütçe açığını yüzde 2'nin altında tamamlamış olacağız. Bu ne anlama geliyor? Bakın turizm gelirlerimiz yüzde 40 azaldı, bir darbe geçti, terörle mücadele ve 1 Kasım seçimlerinde vatandaşa verdiğimiz vaatler vardı, 1 Ocak'ta asgari ücret... gibi bir kaynak aktarımı söz konusu oldu. Bütün bu olumsuzluklara rağmen bütçe açığını yüzde 2'nin altında 1.6 düzeyinde tutmayı başardık. Bu çok büyük başarı. Bu yükseğe çıksaydı diğer yıllar bunun bedelini öderdik. Aldığımız tedbirlerle bu düzeyde tutmayı başardık.
- Bütçe açığı göreceli olarak devam edecek, 2017'de 1.9'u hedefliyoruz. Ondan sonra 2018'de tekrar azalmaya devam edecek. Eğer arka planında gerekli tedbirleriniz hazırlıklarınız varsa bütçe açığını tehdit olarak göremezsiniz. Türk ekonomisinin temeli sağlam, bir göstergeyle oynamakla tüm parametreler olumsuz etkilenmiyor. Kaynaklarımız sağlam, özel sektörümüzün fevkalade başarısı var.
Yatırımlara hız kesmeden devam edeceğiz, bunun için kaynak problemimiz yok. Yatırımdan kısmak olmaz, yatırım ülkeyi geleceğe hazırlamaktır. İlk yatırımları 2017'de 2016'ya göre artırmış olacağız. Bunları bir kısmını bütçeyle bir kısmını alternatif finans yöntemiyle yapacağız. Hem büyüyeceğiz, hem kaynak üreteceğiz, hem de enflasyonu kontrol altına alacağız. Tüm bunlar kararlılık ve istikrarla yapacağız.
Düşünün koalisyon olsa ne olacak. Bir kararı almamız zaman alacak. Sorunlar birikir ve sonunda elinizde patla. 2001 böyle oldu, 1995 böyle oldu. İrade olmayınca idare olmaz. Onuncu kalkınma programı devam ediyor, uygulanmaya devam edecek.
Tüm bunlar için reformlar lazım. Geçmişte yaptık bundan sonra da reformları yapmaya devam edeceğiz. Bazı konular var, bunların bir kısmı kanuni düzenlemeleri bir kısmı idari kararlar bir kısmı da yönlendirme ile yapılacak işler. Ekonominin daha da canlandırılması ekonominin gelişmesi hedefleniyor.
Arabuluculuk mekanizmasını getireceğiz. Bilirkişilik konusu Türk yargı sisteminin kanayan yarası. Bilirkişi ana unsur değil, bir destek unsuru olarak düşünülecek. Bunun için kanun Meclis'ten geçecek ve yargılama süreleri kısalmış olacak. Benzer şekilde noterlik sistemini de AB standartlarına uygun olarak yeniden düzenleyeceğiz. Yargılama sürelerinin kısaltılması asıl hedeflerimizden biridir. Darbecilerin yargılanması süratle yapılacak. İhtisas mahkemeleri, finans, bilişim..Dolayısıyla bilişim davalarıyla ilgili bilişim mahkemeleri kurulacak.
- İstanbul Finans Merkezi'ni hayata geçireceğiz. Esnafların iş yeri açmasında büyük sorun var. Esnaf iş yeri açmak için bir sürü yere para veriyor. Bunları şimdi basitleştiriyoruz. İşlemleri bir yerden olacak. Hepsi tek merkezden makul bir rakam ile yapılmış olacak.
Taşınılır Rehni Kanunu'nu çıkaracağız.
Çıraklık eğitimini zorunlu eğitim kapsamına alıyoruz. Mesleki Teknik Eğitim Reformu yaparak ekonominin gücünü artırmış olacağız. Patent Kanunu'nu hayata geçirmiş olacağız.
Sağlıkta yerlileşme, uzun süreden beri ilaç sektöründe önemli gelişmeler sağladık. Bu dönemde sağlıkta yerlileştirme ve millileştirme çalışmalarını desteklerle daha iyi noktaya getireceğiz.
Türkiye Uzay Ajansı için kanun hazır.
Bilgi akışı her gün artıyor. Bunun için de yol lazım. Akıl yollarının şerit sayısı sayılı değil, ne kadar çok geniş yapılırsa o kadar rahatlık oluyor. Bilgi toplumu olma yönünde genişbant altyapısını geliştireceğiz, Ulaşımda hız felakettir, bilişimde hız berekettir.
- Öğrencilere kötü haber, artık tam gün okuyacaklar. İkili öğretim 2019 yılı sonuna kadar tarihe karışacak. Okul öncesi eğitim şu anda zorunlu değil. Önümüzdeki dönem okul öncesi eğitimi zorunlu hale getireceğiz.
- Türkiye'de yabancı dil bilme oranı diğer ülkelere göre istediğimiz düzeyde değil. 4-4-4 sisteminde ilk 4'ten sonraki 5. yılı yabancı dil eğitimi mecburi hale gelecek.
Kamu olarak tasarrufta örnek olacağız. Önce kendimizden başlayacağız. Araç ve yeni bina alınmasına, kiralanmasına mecburiyet olmadıkça izin vermeyeceğiz, gereksiz seyahatleri düzenleyeceğiz. Fazla bir personel alımı düşünmüyoruz. Tasarruf devletten başlayacak, sonra vatandaşa yüzümüz olsun.
