Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, CHP’li belediyelerin imza attığı işçi kıyımlarına tepki gösterdi. Hak-İş Konfederasyonun 14. Olağan Genel Kurulu’ndu konuşan Çalışma Bakanı Selçuk; demokrasinin, hak ve özgürlüklerin ne kadar kıymetli olduğunu en iyi kendilerinin bildiğini ifade etti. Selçuk, her zaman hakkın ve adaletin yanında yer alan AK Parti'nin değişim politikalarıyla 17 yıldır mücadelesini sürdürdüğünü söyledi.
GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN
Demokrasi mücadelesinde en önemli paydaşlarının sivil toplum kuruluşları olduğunu belirten Selçuk, “Bizler, işçi ve işveren sendikalarımızla sosyal diyaloğu güçlendirerek, güçlü Türkiye yolunda güçlü bir çalışma hayatı inşa etmenin çabasındayız. Hak-İş, 22 üye sendikasıyla kadın, gençlik, engelliler, iş sağlığı ve güvenliği komiteleriyle hamdolsun bu çabanın tam ortasında yer alıyor. 12 Eylül başta olmak üzere darbe girişimlerine, anti demokratik uygulamalara, vesayet rejimlerine karşı milletin sesiydiniz” dedi.
ORTAK DEĞERİMİZ KALKINMA
Salondakilere hitaben "15 Temmuz'un gerçek kahramanları sizlersiniz. Milli iradenin, özgürlüklerin karşısında hiçbir gücün karşı duramayacağını gösterdiniz” ifadelerini kullanan Selçuk, hain darbe girişimine karşı duran herkesi yürekten kutladı. Anadolu'da çalışanların emeğinin karşılığını alın teri kurumadan veren bir anlayışın hakim olduğunu dile getiren Selçuk, “Biz üretim ile alın terini, sermaye ile emeği, kazanç ile hakkaniyeti birbirinden ayırmıyoruz. Kalkınmayı, toplumun tüm kesimleri için ortak bir değer olarak görüyoruz” diye konuştu.
ÇALIŞMA HAKKI GASPEDİLİYOR
CHP’li belediyelerdeki işten çıkartmaları eleştiren Çalışma bakanı Selçuk, şu değerlendirmelerde bulundu: “Maalesef bugün bazı belediyelerin el değiştirmesiyle birlikte işçinin emeğini değersizleştiren, çalışma hakkının elden alındığı bir tutumla karşı karşıyayız. Seçim meydanlarında sözde hak, hukuk, adalet söylemleriyle, ikircikli politikalarıyla oy istediler. Noterden taahhütname verdiler, yine de sözlerinde durmadılar. Hiç kimsenin siyasi görüşünden, sendikasından dolayı, bu milleti ayrıştırmaya, mobbing uygulamaya, işten çıkarmaya hakkı yok. Anayasamız, kanunlarımız, Bakanlığımın bu konudaki denetim ve yaptırım mekanizmaları her zaman sizin yanınızda.”
DİK DURMAYI BİLECEĞİZ
Selçuk, sendika değiştirme konusundaki baskılara karşı boyun eğilmemesi ve korkulmaması gerektiğini belirterek, "Nasıl ki 28 Şubat zulmünde, 27 Nisan e-muhtırasında, 17-25 Aralık olaylarında, 15 Temmuz'da birlik ve beraberlik içinde hareket ettiysek, şimdi de öyle dik duruşumuzu göstereceğiz” dedi. Sendikaların daha demokratik bir zeminde çalışmaları için temel hukuki düzenlemeleri hayata geçirdiklerini hatırlatan Selçuk, 2013'te yüzde 9 düzeyinde olan işçilerimizin sendikalaşma oranının bu yılın ocak ayı itibarıyla yüzde 14'e yaklaştığını söyledi.
Gençleri teknoloji odaklı eğitmeliyiz
TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol ise dijitalleşen dünyayla birlikte her alanda büyük değişimler yaşandığını belirterek, çalışma hayatının tüm taraflarının söz konusu değişimden etkilendiğini söyledi. Akkol “Sahip olduğumuz genç nüfus potansiyelimizi ancak etkin çözümlerle ve el birliği ile fırsata dönüştürebiliriz. Bu kapsamda, genç nüfusun işgücü piyasasına başarılı bir geçiş sağlayabilmesi için teknoloji odaklı eğitimler ile gelişimine destek sağlamalıyız” dedi.
- Masada bitirmeyi umut ediyoruz
- Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan da CHP’li belediyelerdeki işçi kıyımına tepki gösterdi. Arslan, “Sonuç alıncaya kadar, işten atılanlar işlerine dönünceye, sendikal baskılar son buluncaya kadar mücadelemiz devam edecektir” dedi. Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine değinen Arslan, “Kadroya geçen işçiler ile kapsam dışında bırakılan taşeron işçilerin de çerçeve protokole dahil edilmesini ve artışlardan yararlanmasını istiyoruz. Hak-İş olarak, toplu iş sözleşmesinin kısa zamanda, masada uzlaşmayla sonuçlandırılmasını umut ediyoruz” dedi.
- IMF’YE ‘DEFOL’ DEMİŞTİK
- Son dönemde Türkiye ekonomisi üzerine bazı oyunlar oynandığına dikkati çeken Arslan, bu oyunların amacını Türkiye’yi yeniden IMF kapılarına götürmek olarak gördüklerini söyledi. Arslan, şunları kaydetti: Hak-İş olarak IMF’nin Türkiye’den gitmesi için birçok eylemler yaptık. ‘IMF defol’ dedik. IMF’nin yeniden Türkiye’ye gelmesini asla kabul etmiyoruz. Çünkü IMF demek işsizlik, daha fazla yoksulluk, daha fazla borç demektir” dedi.
