Şenocak yaptığı açıklamada, deri ve deri mamulleri sektörünün geçen yıl yaklaşık 1 milyar 450 milyon dolarlık ihracat yaptığını, bu yılın 11 ayında ihracatın geçen seneye göre yüzde 5-6 geride olduğunu söyledi. Şenocak, aralık ayı ihracatıyla bu yılı yaklaşık 1,4 milyar dolarla kapatacaklarını düşündüklerini bildirdi.
Toplam ihracatın yaklaşık yüzde 25'inin Rusya'ya gerçekleştirildiğini, 2016 yılının 11 ayında bu ülkeye yapılan ihracatın 89 milyon dolar düzeyinde olduğunu ifade eden Şenocak, "Umuyorum ki Rusya ile sıkıntılarımız yavaş yavaş çözülecek. Sadece Türkiye'den ihraç edilen ürünlerde bir çip uygulaması var. Çip sisteminin kaldırılması ihracatçılar olarak beklentimiz. Bu ayrımcılığın ortadan kalkması lazım. Bir de Çin var işin içinde. Bunlar ticareti zorlaştırıyor." dedi.
Yünlü deride Rusya'nın hemen hemen tek tedarikçisinin Türkiye olduğunu ifade eden Şenocak, Rusya'nın yünlü deri ürünlerinin yaklaşık yüzde 90'ını Türkiye'den aldığını dile getirdi.
Dünyada yıllık deri ve deri mamulleri ticaretinin 240 milyar dolar düzeyinde olduğuna dikkati çeken Şenocak, sektörde ihracatın liderinin Çin olduğunu dile getirdi. ABD'nin ise dünyanın en büyük ithalatçısı olduğunu kaydeden Şenocak, "ABD'nin 2015 yılı deri ithalatı yaklaşık 45 milyar dolar. Bizim bundan aldığımız pay ise binde 1. Bu payı artırmak için çalışmalıyız." diye konuştu.
Sektörün 2017 hedefleriyle ilgili bilgi veren Şenocak, "İhracatta inşallah geriye düşüş durdu, bundan sonra artıya doğru gideceğiz. 2017'yi bu yıla göre yüzde 5-10 gibi bir artışla kapatırsak bizim için çok iyi. Sektörde 2017 ihracat artış hedefimiz yaklaşık 1,5 milyar dolar." dedi.
Rusya'nın Türkiye'deki deri sektörünü tembelliğe alıştırdığını kaydeden Şenocak, şöyle konuştu:
"Biz ihracatımızın yaklaşık yüzde 25'ini Rusya'ya yapıyorduk. Orada kriz yaşanınca doğal olarak yüzünüzü başka pazarlara çeviriyorsunuz. Aslında her zaman çevirmek gerekir ama maalesef Rusya ile iyi giden dönem bize diğer pazarları unutturdu. Açık konuşayım bizi biraz tembelliğe alıştırdı. Olumsuz şeyler yaşayabileceğimizi hesaba katmadığımız için sıkıntılar yaşadık. Şimdi pazar çeşitlendirmesi için çeşitli ülkeler belirledik. Başta ABD. Bu ülkeye payımızın binde 1 olması beni çok üzüyor. Ayrıca Çin, Japonya, Güney Kore pazarları var. Japonlar Türk ürünlerini çok seviyor. Oraya satabileceğimiz birçok ürün var. Rusya'daki krizden sonra AB'ye ihracatı biraz artırdık ama bu pazarlardaki payımızı da artırmamız gerekiyor. ABD'ye KOBİ'lerimizi götürerek o pazarda yüzde 22'lik artış sağladık bu yıl ama kesinlikle yeterli değil, çok daha fazlasını yapmamız gerekir. İran'a bir ticaret heyeti düzenledik, yüzde 85'lik ihracat artışı yakaladık. Türk ürünleri, kalite, moda ve tasarım anlamında İran'da çok tutuyor ama ülkede Türk ürünlerine yüzde 75-80 oranında gümrük vergisi uygulanıyor. Bu nedenle oraya ürün satma şansımız azalıyor. Tercihli ticaret anlaşmalarında mutlaka deri ve deri mamulleri sektörünün de söz konusu edilmesi istiyoruz."
80 milyona yakın nüfusuyla Türkiye içinde de aslında ciddi bir potansiyel bulunduğunu, fakat Türk halkının deriyi pahalı bir ürün olarak gördüğü için tercih etmediğini anlatan Şenocak, "İstatistiki bir veri elimizde yok ama giyimde derinin payı yüzde 5 bile değil. Biraz da ithalat var. Deri ülkesiyiz ama ülkemizde deri tüketilmiyor, bu çok trajikomik bir durum." dedi.
Hedeflerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a deri ceket giydirmek olduğunu belirten Şenocak, "Sayın Cumhurbaşkanımıza bir deri ceket giydirebilirsek tüketime çok ciddi katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Sektördeki arkadaşlarımız da bunu talep ediyor. İnşallah uygun bir ortam bulup Sayın Cumhurbaşkanına deri ceket giydirirsek çok mutlu olacağız." diye konuştu.
Kıymetli kürkten giyimin dünyada yaklaşık 40 milyar dolarlık bir piyasası bulunduğunu, fakat bu ürünlerden alınan ÖTV'nin üreticileri zorladığını kaydeden Şenocak, KDV ve ÖTV'nin yüzde 43'lere çıktığını, bu nedenle rekabet etmekte zorlandıklarını söyledi.
Şenocak, "Dünyada bunu üretebilecek 3 ülke var Çin, Türkiye ve Yunanistan. Belki biraz da İtalya. Rekabet edebilsek bu alanda ihracatı 5 milyar dolara çıkarabiliriz. Her türlü altyapımız var, fakat yüksek ÖTV nedeniyle önümüz tıkanıyor, tüccar bu işe girmiyor. Devletin bundan yılda aldığı ÖTV ancak 2-7 milyon dolar arasında. Biz biraz da zengine hitap etmeliyiz, pahalı ürün de satmalıyız ki ihracatımız artsın." değerlendirmesini yaptı.
Değerli kürklerin sanıldığı gibi av hayvanlarından elde edilmediğini, çiftliklerde üretilen hayvanlardan elde edildiğine de dikkati çeken Şenocak, "Kürk hayvanları bilindiği gibi dağdan, bayırdan avlanmıyor. Kesinlikle böyle bir şey yok. Bunlar İskandinav ülkelerinde, Çin'de çiftliklerde üretilen hayvanlar." dedi.
