GSM firmaları arasında imzalanan Sabit Elektronik İletişim Altyapı Kiralama Protokolü ile Türk Telekom’un mevcut fiber altyapısı daha uygun koşullar ve fiyatlarla paylaşılabiliyor. Firmalara maliyet ve teknoloji avantajı saplayan bu süreci değerlendiren Türk Telekom Ceo’su Paul Doany, fiber altyapının ortak kullanımı için geliştirdikleri yeni modelin, altyapı ve hizmete dayalı rekabeti teşvik ettiğini belirterek, “Yatırım harcamalarını minimumda tutmak isteyen operatörler mevcut altyapıyı kullanabilir ve abonelerine farklı çeşitlilikte ürün ve hizmetler sunmaya odaklanabilirler. Bu da pazardaki hizmete dayalı rekabeti artıracaktır” dedi.
DAHA UYGUN FİYATLA PAYLAŞIM
İmzalanan Sabit Elektronik İletişim Altyapı Kiralama Protokolü ile Türk Telekom’un mevcut fiber altyapısının daha uygun koşullar ve fiyatlarla paylaşılmasını sağladıklarını hatırlatan Doany, şöyle devam etti: “Şayet herhangi bir operatör Türk Telekom’un belirli bir bölgesindeki altyapısını kullanmak ister ve mevcut altyapıdan daha uzun fiber altyapıya ihtiyaç duyarsa Türk Telekom bu operatöre altyapı yatırımı için teklif sunacak. Operatör teklifi kabul ederse eklenen kısmın yatırım harcamasına katkıda bulunacak ve bir süre ücretsiz bunu kullanabilecek. Böylelikle biz de dahil tüm operatörler mevcut fiber altyapıyı verimli şekilde kullanacak ve ülke çapında yeni altyapı yatırımlarını en verimli şekilde planlayıp ülke ekonomisine katkıda bulunacaklar. Sonuç olarak, hem operatörlerin yatırım harcamalarında hem de tüketicilerin veri ve ses ücretinde bir azalma sağlanacak.”
REKABETİ SONUNA KADAR DESTEKLİYORUZ
Doany, Türk Telekom olarak rekabeti sonuna kadar desteklediklerini ve Türkiye’de daha yüksek internet penetrasyonunun önünü açmaya çalıştıklarını vurgulayarak, “Kendi şebekelerini kurmak isteyen operatörler bunu rahatlıkla yapabilir. Hatta, Türk Telekom olarak kendi gözlerimizi onların kullanımı için sunuyoruz ki şebekelerini kurarken önemli miktarda zamandan tasarruf sağlayabilsinler. Bu, pazardaki altyapıya dayalı rekabeti arttırır. İkincisi, yatırım harcamalarını minimumda tutmak isteyen operatörler de mevcut altyapıyı kullanabilir ve abonelerine farklı çeşitlilikte ürün ve hizmetler sunmaya odaklanabilirler. Bu da pazardaki hizmete dayalı rekabeti artıracaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Akıllı şehrin ilk şartı fiber
Türk Telekom'un akıllı şehirlere yönelik çalışmalarına da değinen Doany, bu konuda ilk şartın kapsamlı bir fiber altyapısı olduğunu dile getirdi. Doany, Türk Telekom'un bu hususta büyük bir avantaja sahip olduğunun altını çizerek, "Biz, Türk Telekom olarak şehirleri akıllı şehirlere dönüştürme çalışmalarına Karaman ile başladık, sonrasında Kars ve Antalya ile devam ettik. Bu yıl, listeye Kırşehir ve Mersin'i de ekledik." dedi. Türkiye çapında birçok şehir ve ilçede araştırmalar yaptıklarını ve çözümler ürettiklerini anlatan Doany, şirketin amacının yerleşim yerlerini akıllı şehirler haline getirmek ve "Yeni Nesil Şehirler" yaklaşımını Türkiye çapında yaymak olduğunu ifade etti.
- Uygun tarife dönemi
- Doany, akıllı aydınlatma, akıllı enerji ve akıllı sulamayla ekonomide çok büyük miktarda tasarruf sağlama imkanı bulunduğuna dikkati çekerek, “Örneğin, akıllı ölçüm sayesinde sadece Türkiye genelinde yılda 2,75 milyar liralık elektrik tasarrufu sağlamak mümkün olacak" diye konuştu. Türkiye'de internet penetrasyonunu artırmaya çalıştıklarını belirten Doany, şunları kaydetti: "Biz şebekeyi sağlıyoruz ama son derece çekici tarifeler de sunuyoruz. 2017'nin ortasında sadece 14,90 liraya 4 Mbps ve 20 gigabayt içeren özel bir paket sunduk. Ayrıca, hiçbir kar almadan bu paketi kendi kullanıcılarına aynı fiyattan verebilmeleri için diğer internet hizmet sağlayıcılarına da imkan sağladık.”
