|

İş dünyası büyüme rakamlarını değerlendirdi

İş dünyası, yılın ikinci çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını değerlendirdi. İTO Başkanı Çağlar, "Türkiye ekonomisinin yılın ilk yarısını yüzde 3'ün üzerinde bir büyümeyle tamamlaması çok değerli. Ekonomide kriz ve kaos senaryoları boşa çıktı" dedi.

Yeni Şafak
16:03 - 10/09/2015 Perşembe
Güncelleme: 17:15 - 10/09/2015 Perşembe
AA

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, Türkiye ekonomisinin yılın ilk yarısını yüzde 3'ün üzerinde bir büyümeyle tamamlamasının çok değerli olduğunu, ekonomide kriz ve kaos senaryolarının boşa çıktığını bildirdi.



İş dünyası, yılın ikinci çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını değerlendirdi.



İTO Başkanı Çağlar, dünyadaki ekonomik durgunluğa, yakın coğrafyadaki karışıklığa ve içerideki seçim başta olmak üzere muhtelif gelişmelere rağmen Türkiye ekonomisinin yılın ilk yarısını yüzde 3'ün üzerinde bir büyümeyle tamamlamasının çok değerli olduğunu ifade etti.



Ekonomide kriz ve kaos senaryolarının boşa çıktığını vurgulayan Çağlar, şunları kaydetti:



"İkinci çeyrek büyüme rakamları da birinci çeyrekteki gibi beklentileri aştı. Hatta son beş çeyreğin en iyi büyüme rakamına ulaşıldı. Bu gelişme, özel sektörün ekonomiye ve istikrara güvenini teyit ediyor. İkinci çeyrekteki büyümede hane halkı ve kamunun tüketim harcamaları etkili oldu. İç pazardaki bu ivme ve ihracattaki mevcudun artarak devam etmesi ihtiyacımız olan büyümeyi destekleyecektir."



"Bank of China'nın lisans görüşmelerine başlaması Türkiye ekonomisine olan güvenin bir işareti"


Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan ise Türkiye ekonomisinin bu büyüme oranının küresel belirsizliklere, genel seçimin tekrarlanacak olmasına rağmen takdir edilmesi gerektiğini kaydetti.



Büyüme rakamlarının ekonomi yönetiminin isabetli politika tercihlerinin ve Türk özel sektörünün dinamizminin bir sonucu olduğunu vurgulayan Vardan, "Küresel para piyasalarındaki volatilite nedeniyle Türk Lirası'nda yaşanan konjonktürel dalgalanmalar üzerinden yola çıkarak Türkiye ekonomisi için 'sıfır büyüme', hatta 'negatif büyüme' kara propagandası yapıldığı bir dönemde bu büyüme rakamı tüketici ve yatırımcı güvenini artırıcı bir gelişmedir" değerlendirmesinde bulundu.



Vardan, Türkiye'nin isabetli politika tercihleri ile bu istikrarsız ve belirsiz konjonktürde büyümeyi ve kalkınmayı yönetmeyi başardığını bir kez daha gösterdiğini dile getirdi.



Büyüme oranının Orta Vadeli Program'da hedeflenen yüzde 4'ün altında kaldığına işaret eden Vardan "Bununla birlikte; dünya ekonomisindeki yavaşlama, Orta Doğu'daki siyasi belirsizlikler, silahlı çatışmalar, Rusya ve Ukrayna'daki siyasi krizler, emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar, Avro Bölgesindeki beklentilerin altında kalan büyüme performansı, yükselen piyasa ekonomilerinde yavaşlama ile Çin'in yaptığı devalüasyon dikkate alındığında önemli bir oran" dedi.



Bu gelişmelerin küresel piyasalara yön veren ciddi finans kuruluşları tarafından da dikkatle takip edildiğini ve takdir edildiğini aktaran Vardan, bu hafta Commercial Bank of China Limited'den (ICBC) sonra Bank of China'nın Türkiye'de banka kurmak için lisans görüşmelerine başlamasının Türkiye ekonomisine ve potansiyeline olan güvenin bir işareti olduğunu bildirdi.



Vardan, Türkiye ekonomisinin büyüme performansının önündeki en önemli meselenin dış talebin azalması olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:



"'Kapsamlı Ortak Eylem Planı' adı verilen anlaşma üzerinde mutabakat ile İran'a ambargolar aşamalı olarak kalkacak. Bu anlaşma ile komşumuz İran güvenlik kaygıları ile hareket eden bir bölge ülkesi olmaktan çıkarak ekonomik ve sosyal kalkınmayı ön plana çıkaracak. Böylelikle bölgede güvenlik kaygılarının yerine refah yaratma kaygıları olacak ve bu dönüşüm iradesi bölgenin demokrasiyle yönetilen en büyük serbest piyasa ekonomisi ve üretim gücü olan Türkiye'nin ekonomik ilişkilerini olumlu yönde etkileyecektir. İran sahip olduğu doğal kaynakları, genç ve eğitimli nüfusu ile Türk yatırımcısı ve ihracatçısı için birçok yeni iş imkanını beraberinde getirecektir. Özellikle altyapı, hizmet ve perakende sektörlerinde yeni iş imkanları oluşacak. DEİK Türkiye'nin küresel sistemdeki ağırlığının artması, orta ve uzun vadeli hedeflerine ulaşabilmesi için genişleyen kurucu kuruluşları, seçkin üye şirketleri, etkinliği ve verimliliği artan iş konseyleri, karşı konseyleri, deneyimli çalışanları ile Türk özel sektörünün küresel açılımının öncü gücü olmaya, yeni küresel başarı öyküleri yazmaya devam edecektir."



"Veriler zor günlerden geçen Türkiye'ye önemli bir moral oldu"


Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ise Türkiye ekonomisinin geçen yılın ikinci çeyreğine göre yüzde 3,8 ve yılın ilk yarısında yüzde 3,1 ile piyasa beklentilerinin üzerinde büyümesini oldukça olumlu değerlendirdiklerini, söz konusu bu verilerin zor günlerden geçen Türkiye'ye önemli bir moral olduğunu bildirdi.



Türkiye'nin ulaştığı yüzde 3,8'lik büyüme rakamıyla, ikinci çeyrek büyüme rakamları açıklanan 50 ülke arasında ilk 10'a girdiğini aktaran Büyükekşi, "Türkiye, Brezilya, Rusya, Venezuela gibi ekonomisi 2. çeyrekte küçülen ülkelerin yanı sıra yüzde 3,3 büyüyen Polonya'yı, yüzde 3,1 büyüyen İspanya'yı, yüzde 3 büyüyen Mısır ile İsveç'i ve yüzde 2,2 büyüyen Güney Kore ile Meksika'yı geride bıraktı" ifadelerini kullandı.



Büyükekşi, yılın ilk yarısında büyümenin yüzde 3,1 olmasının 2015 yılı 2. Çeyrek Eğilim Anketi'nin sonuçlarına göre yıl sonu büyüme tahminini yüzde 3 olarak yapan ihracatçıların beklentilerine uygun olarak gerçekleştiğini dile getirdi.



Bugün açıklanan 2015 yılı ikinci çeyrek büyüme rakamlarına göre yüzde 5,6 büyüme sergileyen özel tüketimin büyüme hızına 3,6 puanla en büyük desteği verdiğini işaret eden Büyükekşi, şöyle devam etti:



"Özel yatırımlar ise aynı dönemde ciddi bir toparlanma sergileyerek, gerçekleştirdiği yüzde 11,4 oranındaki artış sonucu büyümeye 2,3 puanlık önemli bir katkı verdi. 2. çeyrekte kamu tüketim harcamaları da yüzde 7,2 artışla, büyümeyi 0,8 puan yukarı yönlü etkiledi. Birim fiyatlardaki gerileme ve avro/dolar paritesindeki düşüş etkisiyle ihracatımız yılın ikinci çeyreğinde büyümeye yeterli katkıyı sağlayamadı. Ancak kilogram bazındaki artışa paralel olarak ihracatımızın yılın son çeyreğinden itibaren toparlanacağına ve büyüme hızına destek vereceğine inanıyoruz.



Son günlerde terör örgütü ne yazık ki hain saldırılarını sürdürerek ülkemizin huzur ve barış ortamını baltalamaya çalışıyor. Bu hain saldırıların yatırım ve iş ortamının olumsuz etkilenmemesi için bir an önce birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi pekiştirerek, barış ve huzur ortamını tekrar tesis etmemizin büyük önem taşıdığına inanıyoruz. Temennimiz 1 Kasım'da yapılacak seçimler sonrasında siyasi istikrarın tesis edilerek güçlü bir hükümet oluşturulması ve ihracat odaklı büyüme perspektifinin tekrar Türkiye'nin gündeminde en üst sıralarda yer almasıdır."



"Türkiye ekonomisi yılın üçüncü ve dördüncü çeyreği için pozitif bir tablo sunuyor"


Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak da küresel ekonomik belirsizliklerin sürdüğü, jeopolitik risklerin devam ettiği ve iç politik havanın seçim süreciyle hareketlendiği bir ortamda Türkiye ekonomisinin beklentileri aşarak bu oranda büyümesinin oldukça önemli olduğunu bildirdi.



Kamu yatırımlarının başını yukarı çevirmesinin yanında, özel sektör yatırım harcamalarının 2 haneli artış kaydetmesinin de büyümeye destek verdiğine dikkati çeken Olpak, "En önemli ihracat pazarlarımızdan olan Avro Bölgesi, Rusya ve Irak gibi bölgelerde yaşanan jeopolitik ve ekonomik problemler başta olmak üzere, avro/dolar paritesindeki düşüş ve diğer dış ekonomik konjonktürden kaynaklanan sıkıntıların etkisiyle yılın ilk iki çeyreğinde gözle görülür bir daralma yaşayan dış talebin ekonomik büyümeye etkisinin negatif olduğu bu dönemde, iç talepte gözlenen bu canlanma iç piyasada ekonomik aktivitenin canlılığını sürdürdüğüne işaret etmiştir" ifadelerini kullandı.



İkinci çeyrekte yüzde 3,8'lik büyüme yakalayan Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü ve dördüncü çeyreği için pozitif bir tablo sunduğunu vurgulayan Olpak, şunları kaydetti:



"Zira mevcut ekonomik göstergeler de Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde pozitif büyüme performansının süreceğine işaret etmektedir. Bununla birlikte; ekonomik istikrarın sürdürülebilirliği ve daha yüksek büyüme oranlarının yakalanabilmesi adına, siyasi istikrar ve güvenin yeniden tesis edilmesi bir ön koşuldur. Yapısal reformların hızlı bir şekilde hayata geçirilebilmesi ve Türkiye'nin büyüme potansiyelinin artırılması için; huzur, güven ve istikrar ortamı yeniden sağlanmalıdır. Fed'in faiz artırımı sürecine yönelik beklentilerin olduğu, Avro Bölgesi'ndeki ekonomik durgunluğun sürdüğü, Çin kaynaklı finansal piyasa kırılganlıklarının ortaya çıktığı bir küresel ekonomik düzlemde Türkiye'nin güçlü bir siyasi irade ortaya koyabilmesi hayati bir önem arz etmektedir."



"Türkiye'nin bütün sıkıntılara rağmen ikinci çeyrekte yüzde 3,8 büyüme göstermesi olağanüstü bir başarı"


Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca ise Türkiye'nin bütün sıkıntılara rağmen ikinci çeyrekte yüzde 3,8 büyüme göstermesini olağanüstü bir başarı olarak değerlendirdiklerini bildirdi.



Türkiye'nin çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya olduğu ve dünyada ekonomik anlamda gerçek bir durağanlığın yaşandığı böyle bir zamanda ekonominin büyüme göstergesinin hatırı sayılır bir yükseklikte gelmiş olmasının gerçekten memnuniyet verici olduğunu vurgulayan Koca, ilk çeyrekle ilgili olarak yapılan revizyonla rakamın yüzde 2,5 seviyesine getirilmiş olduğunu dile getirdi.



Koca, 2015 kayıp yıl gibi değerlendirilirken ilk yarıda yüzde 3,2'ye yakın bir büyümenin yakalanmış olmasının dünya ölçeğinde son derece önemli bir skor olduğunun altını çizerek, "Şu anda ekonomiyle ilgili olarak olumsuz bir imaj piyasalara hakim. Bunun yegane sebebi döviz kurlarındaki hareketlilik. Bu da maalesef yine küresel bir sorun. Bizde de özellikle seçim süreci ve kalıcı bir hükumetin kurulamadığı gerçeklik ile yanında terör olaylarının tırmanışı da bu havaya destek vermektedir" ifadelerini kullandı.



Koca'nın açıklamada şu görüşlerine de yer verildi:



"Bu güven uzun dönemli bir istikrar sürecinin yansımasıdır. Öyle anlaşılıyor ki, ekonomide bir kısım taşlar ciddi anlamda yerine oturmuştur. Son zamanlarda yaşadığımız önemli terör sorunları dahi bu güveni sarsacak yıkım etkisi oluşturamıyor. Bu sonuç başta iş dünyası olmak üzere tüm milletimiz için son derece önemli bir gösterge özelliği taşımaktadır. Milletimizin birliğine dönük olarak yeniden başlatılan parçalama amaçlı bu anlamsız terör faaliyeti bu sefer de amacına ulaşamayacaktır. Bu topraklarda yaşayan herkes bu toprakların güven adası olması fikrine iman etmiş durumdadır. Milletin her kesimi başka yolların çıkmaz yol olduğunu bilmektedir. Terör ve onu destekleyen güçler bu çelik gerçeklikle bir kez daha yüzleşiyorlar. Hem kardeşliğimizi bozmayacağız hem de ileri demokrasi standardında bir ülke haline geleceğiz. Sahte barış söylemlerinin ve bayraklarının altında mayın döşemesi yapanlara da milletimiz prim vermeyecektir."



"Ülke olarak bu gücümüzün farkına varmalı ve çalışmaya devam etmeliyiz"


Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Rahmi Çuhacı da genel seçimler sonrasında başlayan siyasi istikrarsızlık ve giderek artan terör olayları nedeniyle zor bir dönemden geçildiğini, ancak beklentiyi aşan büyüme performansının geleceğe dair umutlarını artırdığını dile getirdi.



İçinde bulunulan bu olumsuz konjonktüre rağmen, 30 milyon genç nüfusuyla Türkiye'nin yatırım açısından dünyanın en cazip ülkelerinden birisi olduğunu vurgulayan Çuhacı, Türkiye olarak bu gücün farkına varılması ve çalışmaya devam edilmesi gerektiğini belirtti. Çuhacı, şunları kaydetti:



"Açıklanan son rakamlar ülke olarak gücümüzü farkına varmamızın zamanının geldiğini gösteriyor. TÜGİAD olarak, yatırım ortamını ilerletmeyi görev edinen bir sivil toplum kuruluşuyuz. Siyasi belirsizlik nedeniyle yatırımların ertelenmesinden kaynaklanan sınırlı bir büyüme ortamının içerisinde olduğumuz bugünlerde, iş dünyasının bir temsilcisi olarak G20 Genç Girişimciler İttifakı Zirvesi aracılığıyla hükumetler düzeyinde uygulanacak yatırım politikaları geliştirdik. Ekonomik büyümenin temel taşı olan yatırım ortamını dinamik kılacak, bu ortamı sürekli ileriye taşıyacak politikalar geliştirerek ekonomik gücümüzü ilerletebiliriz. Yatırım ortamını geliştirmeyi misyon edinmiş bir kuruluş olarak, bu yönde politikalar üretmeyi sürdüreceğiz."



Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sami Kariyo ise Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrekte beklentilerin üzerinde bir performansla yüzde 3,8 büyümesinin ilerisi için umut verici bir durum olduğunu bildirdi.



Son 5 çeyreğin en yüksek büyüme oranının yakalanmasının da olumlu olduğunu aktaran Kariyo, "Ancak sanayi ile toptan ve perakende ticaret özelinde baktığımızda sabit fiyatlarla istenen büyümenin yakalanamadığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.



Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Şeref Fayat da Türkiye gibi ekonomilerde yüzde 5'in altındaki büyümenin yetersiz olduğuna işaret ederek, "İkinci çeyrekte yüzde 3,8'lik büyüme beklentilerin üstünde. Ancak istenenden düşük bir büyüme sürecine girdiğimiz gerçeğini unutmamalıyız. 2015'i maksimum yüzde 2,5-3 gibi bir büyüme ile kapatacağımızı düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

#Büyüme rakamları
#İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı & İSF İcra Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar
#Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan
#Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi
#Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak
#Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca
#Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Rahmi Çuhacı
9 yıl önce