|

İşyerindeki zararı çalışan mı ödemeli?

Çalışanlar çalıştıkları işi yaparken işverenin sağladığı makineleri kullanmakta, onun sağladığı hammaddeyi işlemekte, onun sağladığı araçla işleri yapmakta ya da onun sağladığı bir telefonla iletişim kurmaktadır. Tüm bu faaliyetler de bir zarar riski doğurabilir.

Yeni Şafak
07:41 - 12/06/2017 Pazartesi
Güncelleme: 07:45 - 12/06/2017 Pazartesi
Diğer
Kanuna göre çalışanlar, işverene ait makineleri, araç ve gereçleri, teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları usulüne uygun kullanmak ve bunlara özen göstermek zorunda.
Kanuna göre çalışanlar, işverene ait makineleri, araç ve gereçleri, teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları usulüne uygun kullanmak ve bunlara özen göstermek zorunda.

İşçinin iş sözleşmesinden doğan temel borcu iş görme borcudur. İş görme borcu, çalışanın ücretine karşılık yaptığı temel faaliyettir. İş görme borcu sadece çalışmasını değil, çalışırken özen göstermesini de gerektirir.

Yapılacak işin tüm ayrıntılarının ve nasıl yapılacağının sözleşmede ayrıntılı olarak önceden belirlenmesi mümkün değildir. İşin nasıl yapılacağı, o işin niteliğine, yazılı kuralları varsa bu yazılı kurallarına, yoksa o işin geleneğine ve dürüstlük kurallarına göre belirlenir.

Milliyet'ten Cem Kılıç'ın yazısına göre, dürüstlük kuralları kişinin dürüst bir insan olarak yapması gereken davranışları tespit eder. İşin özenle yapılıp yapılmadığı tüm bu kurallara göre belirlenir. Kişi bu kurallara göre hareket ettiyse işini özenle yapmıştır. Bunun sonucunda ortaya bir zarar çıkmış olsa da işçi sorumlu tutulamayacaktır.

Çalışanın özensizliği üretilen malın hatalı olması, hizmetin düzgün yerine getirilmemesi, işverenin verdiği, araç, gereç, makine ve tesisatın özensiz kullanılarak, bunlara zarar verilmesi, yazılması gereken yazıların özensiz yazılması, kayıtların özensiz tutulması gibi şekillerde ortaya çıkabilmektedir.

Kanuna göre çalışanlar, işverene ait makineleri, araç ve gereçleri, teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları usulüne uygun kullanmak ve bunlara özen göstermek zorunda.

İSPATLAMAK LAZIM

Çalışanın işine gerekli özeni göstermemesi, kendisine uyarı verilmesinden, işten çıkarılmasına kadar birçok disiplin cezasının uygulanması sonucunu doğurabilir.

Yapılan özensizlik sonucu bir zarar doğurmuşsa, çalışandan bu zararın tazmini istenebilir. Çalışanın işini özenli yapıp yapmadığının tespiti çoğu zaman ayrıntılı bir araştırmayı gerektirir. Zararın işçiden alınabilmesi zararın ispatlanmasına bağlıdır. Sorumluluğun tek işçide olduğu durumlarda zararın tek bir işçinin özensizliğinden kaynaklandığının ispatı daha kolaydır. Fakat ekip halinde yapılan işlerde bu durum zordur. Yargıtay da verdiği kararlarında, işçinin yapması gereken hangi işi yapmaması nedeniyle zararın meydana geldiğinin, zararın net olarak ne kadar olduğunun ve o işin yapılmasından kimlerin sorumlu olduğunun net olarak ortaya konulmasını aramaktadır.

İŞYERİ ‘CEP’İYLE ÖZEL GÖRÜŞMELER

İşverene verilen zarar her zaman işin özensiz yapılmasından doğmaz. Bazı durumlarda bizzat hayatımızdaki davranışlardan doğabilir. Örneğin çalışana verilen cep telefonu ile iş dışında özel görüşmeler yapılması ve cep telefonu faturasının bu özel görüşmeler nedeniyle yükselmesi işverene verilen bir zarardır. İşveren bu tutarı ödemek zorunda kalacak fakat çalışandan fazladan ödediği bedeli talep edebilecektir.

Aynı şekilde, işverenin sağladığı araçla seyahat ederken, çalışan kurallara uymadığı için aracın plakasına yazılan bir trafik cezasını işveren ödemek zorunda kalacaktır. Ödediği bu trafik cezasının çalışandan tahsilini isteme hakkı bulunmaktadır.

İCRA TAKİBİ GELİR Mİ?

Tüm bu durumlar sonucunda işçinin işverene verdiği bir zarar olsa dahi bunun işçiden tazmini çeşitli kurallara tabidir. Çalışanın işverene verdiği zararı çalışanın ücretinden doğrudan kesmesi hukuka aykırı olabilecektir.

Doğrudan kesinti ancak işverenin dava açıp işçinin bu zararı kasten verdiğini ispatlaması halinde mümkündür. Eğer kasten verilmiş bir zarar yoksa ki çoğu durumda zarar kasten verilmez ya da kasten verilmiş olsa bile işveren dava açmamışsa çalışanın ücretinden kesinti yapabilmesi ancak çalışanın yazılı onayının alınmasına bağlıdır.

Onay verilmedi diye işverenin bu zararı tahsil edemeyeceği düşünülmemelidir. İşveren işçi aleyhine icra takibi başlatarak uğradığı zararı tazmin ettirebilir.

İcra ve dava masrafları nedeniyle çalışan verdiği zarardan daha yüksek para ödemek zorunda kalabilir. Buradaki onay çalışana, kendi maddi durumunu değerlendirerek zararın hangi ayda kesilmesinin daha yerinde olacağını belirleme imkanı sağlar.

TAZMİNATSIZ İŞTEN ÇIKARMA MÜMKÜN

Eğer toplu iş sözleşmesinde veya iş sözleşmesinde çalışanın işverene verdiği zararlar için ayrıca kendisine ücretten kesme cezası uygulanacağına ilişkin bir hüküm varsa, zararın tahsiliyle birlikte işveren gündelik kesimi de yapabilir. Eğer zarar yüksek bir boyuta ulaştıysa çalışan işten dahi çıkartılabilir.

İşçinin işverene 30 günlük ücreti ile karşılanamayan bir zarar vermesi işveren açısından tazminatsız bir işten çıkarma sebebidir. Eğer zarar bu boyuta ulaşmıyor fakat düzenli olarak küçük zararlar veriliyorsa, bu durum işveren açısından yine bir fesih nedeni olmakla birlikte işçiye tazminatlarının ödenmesi gerekir. Böyle bir durumda işçinin işe iadesi söz konusu olmayacaktır.

#İş
#Tazminat
#Zarar tazminatı
#İşçi
7 yıl önce