Merkez Bankası faizi sabit tuttu

Fotoğraf: Arşiv

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), Şahap Kavcıoğlu başkanlığında yaptığı ilk toplantısında politika faizinde değişikliğe gitmedi ve yüzde 19’da sabit tuttu.

Bu ayki olağan toplantının ardından MB’den faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda; önümüzdeki döneme ilişkin önemli bazı detaylar dikkat çekti.

Merkez Bankası yeni yönetiminin; nasıl bir yol izleyeceğine ilişkin en önemli işaret karar metninde, “ilave sıkılaştırma” vurgusunun yer almaması oldu. Bu durum, Merkez bankası yeni yönetiminin “politika faizinde artış beklentisine son verme” adımı olarak değerlendirildi.

AŞILAMA SÜRECİ UMUT VERİYOR

Salgına bağlı olarak geçen yıl sert daralan küresel ekonominin, destekleyici politikalar ve aşılama sürecindeki olumlu gelişmelerin etkisiyle toparlanmaya devam ettiği belirtilen duyuruda, bu iyileşme sürecinde, özellikle imalat sanayii faaliyeti ve küresel ticaretteki ivmelenmenin belirleyici olduğu kaydedildi.

ENFLASYON ENDİŞESİ SÜRÜYOR

Duyuruda; talep ve maliyet unsurları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyelerin, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam ettiği belirtildi. Açıklamada, “Mevcut parasal duruşun krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin önümüzdeki dönemde belirginleşeceği öngörülmektedir.

Bu doğrultuda Kurul, politika faizini sabit tutarak sıkı parasal duruşun korunmasına karar vermiştir. TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir" denildi.

UMUTLANDIRAN BEŞ ADIMA DİKKAT ÇEKTİ

Merkez Bankası’nın açıklamasında dikkat çeken şu bölüm dikkat çekti:

“Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.”