İki yüzyıl önceki sanayi devrimini ıskalayan Türkiye, teknoloji ekonomisinde geride kalmamaya kararlı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, girişimcilik ve inovasyonun refahın ana motoru olduğunu anlatarak, “Türkiye’nin belki girişimcilik ekosistemi çok güçlü değil ama girişimcilik kültürü çok güçlü. Anadolu bin yıllarca birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı, İpek Yolu’nun ana güzergahı olduğu için, yani nereden bakarsanız bakın bizim DNA’mızda girişimcilik var” diye konuştu. Şimşek, inovasyonun daha çok küçük ve orta ölçekli şirketler tarafından yapıldığını anlatarak, “Türkiye’de bu açıdan güçlü bir alt yapı var. Dolayısıyla biz küçük ve orta ölçekli şirketlerin finansmana erişimi noktasında son 1-1,5 yıl içerisinde önemli adımlar attık” dedi. Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) başarılı bir uygulama olduğunu belirten Şimşek, “Özellikle kadın girişimcilere destek için daha güçlü şekilde devam ettireceğiz” diye konuştu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda 2012 yılından bu yana düzenlediği Türkiye İnovasyon Haftası, bu yıl girişimcilik ruhunu da kapsıyor. Dünkü açılışta konuşan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Çok çalışarak eşikleri inşallah hep birlikte yakalayacağız. 2000 yılına gelindiğinde dünyada icat edilecek her şey icat edildi diyenler, bugünleri hayal dahi edemedi. Gelinen seviyelere bakarak geç kaldık diyenler ise teknoloji trenini hiçbir zaman yakalayamadı. Geç kaldım diye dövünmeye hiç gerek yok. Zaman, yaratıcı ve özgüvenli olma zamanı. Bu treni yakalama, bu yolculuğa ortak olma zamanı. Ön vagonda olmamak çok önemli değil. Asıl önaemli olan treni kaçırmamak.” TİM Başkanı Büyükekşi, teknolojide, sanayide, üretimde, girişimcilikte treni kaçırılmayacağını belirterek “İnovasyon, çok maliyetli, çok zorlu, çok karmaşık, çok değişik, çok farklı olmak zorunda değil. Doğru yerde, doğru zamanda, doğru ihtiyaca yönelik olması belki de başarının anahtarı” dedi.
- SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN AR-GE
- Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin de her alanda Ar-Ge ve inovasyonun pek çok sorunun çözümü olduğunu belirtti. Metin, “Ar-Ge ve inovasyon neticesinde maliyetler azalıyor. Yeni ürün ve hizmetler geliştiriliyor. Çeşitlilik sağlanıyor. Ürün ve hizmet kalitesi artıyor. Dünyada öne çıkan markalara baktığımızda Ar-Ge ve inovasyonun ne derecede önemli rol oynadığını daha net görüyoruz.” dedi. Düne kadar dünyanın en değerli markasının bir gıda firması olduğunun altını çizen Metin, daha sonra gelişen inovasyon dünyasında dünyanın en değerli markalarının teknoloji firmaları olduğunu ve buna bağlı gerçekleştirilen inovasyonların öne geçtiğini söyledi.
