15 Temmuz darbe girişiminde umduğunu bulamayan, 16 Nisan referandumu öncesi açıkça ‘hayır’ kampanyasını destekleyen, AK Partili bakanlara kapılarını kapatan Avrupa ülkeleri ne yapacağını şaşırdı. Fransız siyaset bilimcisi Philippe Moreau Defarges, alçak bir çağrıyla, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı yenmenin tek yolunun suikastten geçtiğini söyledi.
Fransız siyaset bilimcisi Philippe Moreau Defarges, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili skandal sözler sarf etti. Fransız haber ve ekonomi kanalı BFM Business tarafından yayınlanan “Dünyada 7 Gün” isimli programa konuk olan Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) siyaset bilimi uzmanı Defarges, Türkiye’de referandum sonuçlarına itiraz edilmesi için hukuki yolların kapandığını, itirazların sonuçsuz kalacağını iddia etti.
Türkiye’de bir tıkanıklığın olduğunu iddia eden Defarges, “O zaman geriye ya iç savaş ya da bunu söylemek zor ama onun (Erdoğan) öldürülmesi kalıyor” dedi. Sunucunun “Bir cinayeti meşru gösteremezsiniz” şeklindeki itirazına Defarges, bu yöntemin ve tartışmalarının yüzyıllardan beri sürdüğünü, büyük dinlerde bile bu yönde tartışmaların yaşandığını savundu. Açıkça cinayet çağrısı niteliğindeki sözlerine yoğun tepki gösterilen Defarges, “maksadını aştığını” belirterek özür dilemek zorunda kaldı.
Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, Defarges’in sözleri üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Defarges’in sözlerine yer verilen 4 sayfalık dilekçede, söz konusu açıklamaların Batı’da artık psikiyatrik rahatsızlığa dönüşen Erdoğan düşmanlığının geldiği nokta itibariyle ibret verici olduğu belirtildi. Dilekçede, Defarges’in alenen Erdoğan’a suikaste azmettirmesinin sadece hukukçuların değil, ruh sağlığıyla ilgilenen doktorların da ilgi alanına girdiği kaydedildi.
Avrupa’nın değişik başkentlerinde Cumhurbaşkanına suikast suçuna davet niteliğindeki eylemler ile Avrupa’nın birçok ülkesinde açıkça himaye gören terör örgütlerine dikkat çekilen dilekçede, Defarges’in açıklamalarının basit bir düşünce açıklaması olmadığı, Cumhurbaşkanına suikaste azmettirme niteliğinde olduğu vurgulandı. Defarges’a, üzerine atılı suçtan soruşturma açılması talep edilen dilekçede ayrıca, Türkiye’ye gelmesi veya Türkiye’ye iadesi halinde Defarges’ın akıl sağlığının yerinde olup olmadığı konusunda sağlık kurulunca gözlem altına alınması istendi.
Akıl sağlığının yerinde olduğunun tespiti halinde Defarges’in PKK ve FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle ilişkisi ve suikast talimatını kimlere verdiğinin araştırılması da istendi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı dilekçe üzerine Defarges hakkında “Cumhurbaşkanına suikaste azmettirme” suçundan soruşturma başlattı. Savcılık, bu soruşturma kapsamında Defarges hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açabilecek. Soruşturma ve yargılama aşamasında Türk adli makamları Fransız adli makamlarından Defarges hakkında bilgi ve belge talep edebileceği gibi istanabe yöntemiyle savunmasının alınmasını talep edebilecek.
Fransız Defarges’ın skandal çağrısı ve 15 Temmuz darbe girişimindeki tavrı Nazi ruhunun Avrupa’da kaybolmadaığını aksine tırmandığını gösteriyor. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin başarısız olmasına üzülen Avrupa ülkeleri, girişimin başarısız olmasından duydukları üzüntüyü açık açık ifade etmekten çekinmedi. Demokrasi hamisi olmakla övünen Avrupa’nın bu tutumu, bazı Avrupalı bürokratlar tarafından bile eleştiri konusu edildi. Darbe girişiminin ardından İngiltere’nin devlet televizyonu BBC’de ‘Darbecilerin yaptığı en vahim hata Erdoğan’ı öldürmemek’ şeklinde skandal bir analize bile yer verildi. Referandum sürecinde ‘hayır cephesi’ oluşturan Avrupa’nın göbeğinde Erdoğan’ın başına silah dayanmış pankartlar rahatlıkla açılmış, “Erdoğan’ı öldür” afişindeki resim ve tehdit ifadelerinin basıldığı tişörtler satışa sunulmuştu.
