AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, MKYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
Sözü Ünal'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
AK Parti olarak 48 Afrika ülkesinden 82 farklı siyasi partiyi bir araya getiren Afrika Siyasi Partiler Konseyi üyeliği için gerekli iş ve işlemlerin yapılmasına karar vermiş bulunuyoruz.
(Hatay'a ziyaret eden sanatçılar) Toplumu 'halkın polisi-sarayın polisi', 'halkın 15 Temmuz'u-sarayın 15 Temmuz'u', '15 Temmuz şehidi-terör şehidi' gibi ayıran Kılıçdaroğlu, şimdi de 'halkın sanatçısı-sarayın sanatçısı' gibi yine son derece bölücü ve çirkin bir dil kullanmıştır.
Kandil'den talimat alan bir partinin hapisteki başkanını ziyaret etmeyi sorun etmezler ama PKK/PYD ile mücadele eden Mehmetçiği ziyaret eden sanatçıları, sorun haline getirirler.
Burada normal olan bu başarıyı takdir etmektir, anormal olan ise bu başarıyı karalamaktır. Dolayısıyla Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin bu yaklaşımda da faşist ve darbeci anlayışı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Sanatçılarımıza dönük ifadelerinde o öfke, o kin, o nefret bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Kılıçdaroğlu'nun sanatçıların ziyaretinden neden rahatsız olduğunu biliyoruz.
"Zeytin Dalı Harekatı siyasi iradenin zaferidir"
Zeytin Dalı Harekatı siyasi iradenin zaferidir. Afrin'i siyasetin başarısı olarak görmeyecekseniz neyle açıklayacaksınız? CHP'nin faşist aklı siyasetçilerden nefret ettiği için harekattaki siyasi iradeyi yok sayıyor. Biz her türlü yalan iftirayı söyleyenlerle biz nasıl kucaklaşacağız?
Biz kendilerinden korkacak veya tiyatral tehditlerinden çekinecek değiliz. Biz onların seviyesine inmiyorsak çekindiğimizden değil.
Türkiye böyle bir muhalefeti hak etmiyor
Bizler de artık CHP'nin yalanlarına cevap vermekten, hakaretleriyle ilgili dava açmaktan, Kemal Kılıçdaroğlu'nun hezeyanlarından, histerilerinden, histeri krizlerinden bıkmış usanmış durumdayız. Türkiye bunu hak etmiyor, Türkiye böyle bir muhalefeti hak etmiyor. Atatürk'ün partisi böyle bir siyaseti hak etmiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, kürsüye çıkıp ağzına geleni sayıyor, son derece rahat, son derece relaks, böyle adeta antidepresan kullanmış, sakinleştirici almış bir ruh haliyle, gülerek her türlü ağır hakareti, çirkin ifadeyi kullanıyor. Sanatçılara hakaret ediyor, işine gelmediği zaman hukuka hakaret ediyor. Her türlü hukuksuzluğu yapma hakkını kendisinde görüyor. O hukuksuzluğu yaptığı zaman 'Ben bu hukuku tanımıyorum' deme hakkını kendinde görüyor. 'Anayasa'yı tanımıyorum' deme hakkını kendinde görüyor. Bu kadar konfor, bu kadar rahatlık siyasette olmaz.
Şeker fabrikaları
(CHP milletvekillerinin şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ihalesini protestosu) Kamu İhale Kurumunun şeffaf bir şekilde, kameraların önünde gerçekleştirdiği ihaleyi gidip CHP'li milletvekilleri hukuksuz bir şekilde maalesef bastılar. Yani ihaleyi basmayı 'şeffaf bir şekilde kameraların önünde gerçekleştirilen bir ihaleye fesat karıştırmak' olarak değerlendirebilir miyiz? Evet, değerlendirebiliriz.
