1992 yılında Hocalı’da yaşanan vahşetin ardından yardım koordinasyonu için Necmettin Erbakan tarafından Azerbaycan’a gönderilen ve 28 yıldır orada yaşayan işadamı Hüseyin Büyükfırat, dünden bugüne kardeş ülkede yaşananları Yeni Şafak’a anlattı. Azerbaycan’daki Türk iş adamlarının kurduğu Türkiye-Azerbaycan İş Adamları ve Sanayiciler Birliği’nin Başkanı olan Büyükfırat, Dağlık Karabağ’da işgal edilen toprakların kurtarılması için milyonlarca Azerbaycan Türkü’nün tek yürek olduğunu belirtti.
YA KARABAĞ YA ÖLÜM
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmanın durup dururken çıkmadığını söyleyen Büyükfırat, “Orada 30 yıllık yaşanmışlık, acı ve gözyaşı var. İşgal edilen toprakları geri almak için yıllardır hazırlık yapan, çok kararlı bir Azerbaycan yönetimi var. Azerbaycan tarafında ‘Ya Karabağ, ya ölüm’ diyen milyonlar var. Azerbaycan işgal edilen tüm topraklarını geri alabilecek güçte. Topraklar özgürleşince yerinden yurdundan edilen 1 milyonu aşkın kişi de geri dönebilecek” dedi.
İŞGAL ULUSLARARASI BİR PROJE
Ermenistan’ın Azerbaycan’ı işgalinin uluslararası bir proje olduğunu ifade eden Büyükfırat, “Mesele sadece Azerbaycan da değildir. 1992-93, PKK’ya ait eylemlerin pik yaptığı yıllar. Bu işgal koridorunu oluşturmak Ermenilerin aklı da değil. Aslında bu süreç Ermenilerin başına bela oldu, hiçbir fayda getirmedi. Bölgeden petrol boru hattı geçecekti, bundan dolayı geçmedi. Doğalgaz geçmedi. Demiryolu, karayolu geçmedi. Türkiye sınırlarını kapattı ve Ermeniler hiçbir şey kazanamadı” diye konuştu.
BÖLGE MÜSLÜMANSIZLAŞTIRILMAK İSTENDİ
Rus Çarı Deli Petro’nun Kafkasya’daki Müslüman nüfusun bölgeden çıkarılması yönündeki politikalarının bu biçimde uygulandığını aktaran Büyükfırat, “Bu işgal meselesini, bölgeden sürülen milyonlarca Müslüman’dan ayrı okuyamayız. Dahası Azerbaycan’ın ikiye bölünmesi, daha önce Müslüman ahalinin var olduğu Erivan’da bugün tek bir Müslüman’ın kalmaması, bunların hepsi oynanan oyunun bir parçası. Karabağ’daki Müslümanlar da zorla sürgün edildi. Bugün bölgede tek bir Müslüman yok” vurgusu yaptı.
ERMENİLER 4 YIL DİRENİŞİ KIRAMADI
İşgal sürecinin 1988’de başladığını söyleyen Büyükfırat, “Sovyet Ordusu’na ait askeri birliğin başında Ermeniler vardı. İşgal öncesi bir akıl Ermenileri silahlandırarak, bölgeye yönlendirdi. Ağdam’dan Azerbaycan’a uzanan bir koridor var, işgal sırasında bu koridorla bağlantı kesilince, Hocalı ablukaya alındı” dedi. Bölgedeki insanların 4 yıl aslanlar gibi topraklarını savunduğunu kaydeden Büyükfırat, “Defalarca püskürtülen Ermeniler, bir gece hava karardıktan sonra ağır silahlarla bölgeye saldırdı. Hava aydınlandığında 613 kişinin katledildiği, 150 kişinin kayıp olduğu ortaya çıktı. Burada eli silah tutanların, cephede savaşıp da kaybetmesi gibi bir durum yok. Hocalı, dünyanın gözü önünde yapılan bir katliamla düştü” ifadelerini kullandı.
BİNLERCE İNSAN EVSİZ KALDI
Hocalı’dan sonra Kelbecer, Laçin, Ağdera, Ağdam, Hankenti, Fuzuli, Cebrail, Zengilan işgal edilirken de bölgede olan Büyükfırat, “Bugün de Kelbecer düştü, bugün de Fuzuli düştü demek, ‘bir seçenek daha gitti’ demek değildi. Binlerce insan evsiz barksız kaldı, onlarca çocuk anne babasız kaldı demekti” ifadelerini kullandı.
İran sınırı kapatmalı
Azerbaycan’ın kurtuluş mücadelesi verdiğini ifade eden Büyükfırat, “İran Müslüman bir ülke olarak üzerine düşeni yapmadı. Eski yıllarda hiçbir şey yapmamıştı, bu kez ise lojistik destek vererek Ermenistan’a silah gitmesine izin verdi. Gürcistan bile kapılarını kapatmışken Ermenistan’ın tek nefes borusu İran oldu. İran eğer samimiyse tüm sınırlarını kapatsın desteği kessin, bu iş iki günde biter” diye konuştu. Büyükfırat, İran’ın güçlü bir Azerbaycan’ı tehdit olarak gördüğünü de sözlerine ekledi.
Acıları hissederek yaşadık
Hocalı Katliamı’ndan sonra bölgeye giden Büyükfırat, “İnsanların içimizi parçalayan bir mağduriyeti vardı. Öyle kötü görüntüler geliyordu ki, benim Azerbaycan’a gelmemi sağladı. İlk önce cephe bölgesindeki vatandaşlarla ilgilendik. O yıllar çok korkunçtu, çok acı manzaralar vardı. İnsanların mağduriyeti zaten içimizi parçalıyordu. Acıları yaşayarak, hissederek o günleri geçirdik. Beni Erbakan Hoca gönderdi. O günden bu yana yardımlarımızın altında rahmetli Erbakan hocamızın katkısı var” diye konuştu.
Karabağ’da ilk önce Kürtleri katlettiler
Ermenilerin Karabağ’da ilk önce Kürtleri katlettiğini bunun pek bilinmediğini aktaran Hüseyin Büyükfırat, terör örgütü PKK’nın bölgedeki çatışmalara dahil olarak Kürtlere bir kez daha ihanet ettiğini söyledi. Büyükfırat, “Ermeniler, savaşta ilk önce Kürtleri katletti. İlk işgal edilen toprak Kerbeçel ve Laçin’di. Laçin koridorundan geçmek istediler. Kürtlerle Ermeniler karşı karşıya geldi. İlk önce Kürtleri katlettiler. Ermeniler, Kürtler kendilerine geçiş vermediği için Ermenistan’da bulunan Kürt mezarlıklarını da darmadağın ederek intikam aldı” ifadelerini kullandı.
DAVAYI HALA SÜRDÜRÜYORLAR
“Ermeniler Kürtleri katlederken Yezidilerle birlikte hareket etti” diyen Büyükfırat, şöyle devam etti: “Bugün Şengal bölgesinde yer alan Yezidiler, Ermenilerle birlikte kaçmak zorunda kalanlar. PKK içindeki Yezidi yapılanma, 100 yıl öncenin hesabını görüyor. Bu yapılanmanın Kürtlerle hiç alakası yok. Rus arşivlerine göre, Ermenilerce katledilen Müslüman Kürt nüfus, ‘katledildik’ diyen Ermenilerin sayısından çok fazla. Ermenilerin, ‘Kürtlerin bize can, Türklerin toprak borcu var’ sözü bu davayı sürdürdüklerinin bir göstergesi.”
BİR KEZ DAHA İHANET EDİYOR
Yezidilerin bugün de Ermenilerin safında savaştığını hatırlatan Büyükfırat, “Selahattin Eyyübi işgal altındaki bölgede yer alan Divinli. Ermenistan bölgeyi işgal altında tutarak Kürtlere bir kez daha ihanet ediyor. Hem Kürtlere en büyük ihaneti yapıp hem de her türlü zulmü, alçaklığı Kürtlere mal ediyorlar” dedi.
