|

Bu fitneyi durduralım

Katar krizi, dün 13 maddelik ültimatomla yeni bir aşamaya girdi. Körfez ülkeleri, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'ın cunta lideri Sisi’nin tahrikleri ile Katar’a; El Cezire’nin yayınının durdurulmasını, İran’la ilişkilerin kesilmesini ve Türk üssünün kapatılmasını içeren liste verdi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 24/06/2017 Cumartesi
Güncelleme: 03:24 - 24/06/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Sisi ve Muhammed bin Zeyd el-Nahyan
Sisi ve Muhammed bin Zeyd el-Nahyan

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ve darbe yönetiminin hüküm sürdüğü Mısır, İslam coğrafyasını parçalara ayırmaya yönelik tehlikeli adımlar atmaya devam ediyor. Katar krizi, dün 13 maddelik ültimatomla yeni bir aşamaya girdi. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır Cunta lideri Sisi’nin tahrikleri ile Körfez ülkeleri Katar’a; El Cezire’nin kapatılması, İran’la ilişkilerini kesmesi ve Türk askeri üssünün de kapatılmasını içeren liste verdi. Abu Dabi ve Kahire elbirliği ile adeta İsrail ve diğer emperyalist devletlerin bölge üzerindeki çıkarlarını geliştirmesi için truva atı rolünü oynuyorlar. hedeflerinde Türkiye ve Katar bulunuyor. Arap Baharı’nın nefesini kesen ve Mısır’da Sisi rejimine can suyu olan Abu Dabi yönetimi, şimdi vesayet altına aldığı Kahire ile yeni kaos planını uygulamaya koydu. Plana göre Katar vesayet altına alınırken, Türkiye’nin de Arap coğrafyası ile bağlantısı kesilecek. Türkiye ve Katar’a dönük her türlü fitne ve darbe girişimini organize eden BAE ve Mısır, aynı zamanda bölgedeki direniş örgütlerini de hedef almış durumda. Kaos planı, Türkiye’nin Arap coğrafyası ile bağlantısını kesmeyi, halk desteğine sahip Müslüman Kardeşler ve Hamas gibi direniş örgütlerini de boğmayı hedefliyor.

KATAR’I HEDEF ALDI

Katar’a iletilen 13 maddelik ültimatomun S. Arabistan’daki “Veliaht değişikliği”nden hemen sonra gelmesi dikkat çekti. Katar’a 10 gün süre verildi. Ya boyun eğecek ve aylık periyotlarda denetlenecek ya da ültimatomu reddedecek. O zaman bu liste hükümsüz olacak, başka bir “müdahale” başlayacak. Mısır ve BAE, Türkiye’yi dize getiremeyince, yeni hedefleri Katar oldu. Katar’ın, Körfez monarşilerinden ayrışan ve bölge halklarının çıkarına paralel uyguladığı dış politikasını budamayı hedefleyen iki ülke suni bir kriz çıkartarak Doha’yı vesayet altına almak istiyor. BAE’nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe’nin medyaya sızan e-posta yazışmalarında iki ülkeyi hedefe koyduğu görülüyordu. bunlardan biri Katar diğeri ise Türkiye idi. Dün Katar’a sunulan 13 maddelik talep listesinin de bu iki ülkeye yönelik olduğu görüldü. Liste aslında epey zamandır hazırlığı yapılan Katar’ı çevreleme planının yeni safhası. Örneğin, Uteybe’nin geçen yıllarda, ABD Savunma Bakanı Robert Gates’ten ertesi gün yapacakları görüşmede “Katar’a dünyayı dar etmesini” istediği kayıtlara geçmiş durumda. Uteybe’nin El-Cezire’nin yayınlarından da son derece rahatsız olduğu ve bunu Washington’da fırsat buldukça dile getirdiği biliniyor. Katar’a yönelik abluka açıklandığında, İsrail Savunma Bakanı Avigdor Lieberman durumu, bulunmaz bir fırsat olarak nitelendirmişti.

TÜRKİYE ETKİSİNİ KIRMAK
İSTİYORLAR

15 Temmuz darbe girişimini de finanse eden BAE işin merkezinde. FETÖ ve PKK ile temas halinde olan BAE, Suriye’de de işleri Türkiye’nin aleyhine çevirmeye çalışıyor. Türkiye’nin son 15 yılda bölgedeki etkinliğinden rahatsız olan BAE ve Mısır, 15 Temmuz Darbe Girişimi ile başaramadıkları hedeflerini bu kez Katar üzerinden gerçekleştirmek amacında. Türkiye’nin pekçok kez bölge güvenliği ve Katar ile ikili ilişkiler çerçevesinde kurduğunu açıkladığı Doha’daki askeri üssü de bu nedenle hedef alıyorlar. İki ülke, FETÖ olmak üzere PKK gibi terör örgütlerine de sahip çıkıyor, işbirliğine gidiyor. BAE ve Mısır FETÖ militanlarının 15 Temmuz sonrası sığındığı ve her türlü lojistik desteği aldıkları ülkeler arasında öne çıkıyor.

İran’ın arka
kapısı: BAE

Başta BAE olmak üzere Körfez ülkeleri 13 maddelik listede Katar’dan İran’la tüm diplomatik ve askeri ilişkileri kesmesini dayatırken Tahran’la en kapsamlı ilişkileri yine BAE yürütüyor. BAE, ticaretinin yüzde 23,6’sını oluşturduğu İran’ın ana ticaret ortağı durumunda. İran ile BAE arasındaki ticaret hacmi, İran’a uygulanan yaptırımlar nedeniyle 2013 yılında 15 milyar dolara düşmeden önce 2011 yılında 23 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti, ancak buna rağmen KİK’in İran’a yaptığı ihracatın yüzde 96,7’sini hâlâ BAE yapıyordu. Çoğunluğu Dubai’de olmak üzere BAE’de ikamet eden neredeyse yarım milyon İranlı ve on binde fazla İran şirketi var. Bu kişilerin bazıları İran rejimiyle ve özellikle Devrim Muhafızları ile aktif ilişkilerini sürdürüyor. Son yirmi yılda Devrim Muhafızları Dubai’yi kendi mali, ticari ve istihbari faaliyetleri, askeri satın alımları ve para aklama faaliyetleri için bir arka kapı olarak kullanıyor.


Çekilme
planımız yok

Milli Savunma Bakanı Işık, NTV’ye yaptığı konuşmada Türkiye’nin Katar’daki üsten çekilme yönünde bir yeniden değerlendirme yapmayacağını açıkladı. Sorunun masada çözülmesini istediklerini kaydeden Bakan Işık “Katar’daki Türk üssü Katar askerinin eğitimi, Katar’ın ve bölgenin güvenliği içindir. Kimse bundan rahatsız olmamalı. Bu anlaşmanın yeniden masaya getirilmesi gibi bir düşünce yok.” ifadelerini kullandı.

Katar’a
sunulan
13 maddelik liste

1. İran’la diplomatik ilişkileri kes ve İran’daki ofislerini kapat. İran Devrim Muhafızları üyelerini Katar’dan gönder. İran’la askeri işbirliğini sonlandır. İran’la ticarette ABD yaptırımlarına uy.

2. Müslüman Kardeşler, DEAŞ, El Kaide ve Lübnan Hizbullah’ı gibi ‘terörist organizasyonlarla’ ilişkini bitir. Resmi olarak bu yapıları terörist ilan et.

3. Al Jazeera’yi ve bağlantılı istasyonlarını kapat.

4. Arabi21, Rassd, Al Arabiya Al-Jadeed ve Middle East Eye da dahil olmak üzere direk veya dolaylı yoldan Katar fonlu olan medya kuruluşlarını kapat.

5. Türkiye’nin Katar’daki askeri varlığını derhal iptal et. Katar toprağında Türkiye’yle askeri işbirliğini bitir.

6. Suudi Arabistan, BAE, Mısır, Bahreyn, ABD, Kanada ve diğer ülkeler tarafından terörist olarak görülen kişiler, gruplar ve organizasyonlara her türlü yardımı kes.

7. Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn tarafından aranan teröristleri teslim et. Mal varlıklarını dondur. Hareketleri ve finansal durumları ile ilgili istenen bilgileri paylaş.

8. Başka ülkelerin içişlerine karışmayı kes. Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn vatandaşlarına Katar vatandaşlığı verme. Katar vatandaşlığı bulunanların kendi ülkelerinin yasalarını ihlal etmeleri durumunda pasaportlarını iptal et.

9. Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn’deki muhalif gruplarla tüm ilişkileri kes. Katar’ın bu gruplarla önceki ilişkileri ve bu gruplara sunduğu desteğin tüm belgelerini teslim et.

10. Katar’ın politikaları nedeniyle son yıllarda yaşanan can ve mal kayıpları için tazminat öde. (Tazminat miktarı daha sonra Katar’la birlikte belirlenecek.)

11. Askeri, politik, sosyal ve ekonomik olarak diğer Körfez ve Arap ülkeleriyle 2014’te Suudi Arabistan’da belirlenen çizgiye gel.

12. Tüm talepler Katar’a ulaştıktan sonra 10 gün içerisinde kabul edilmezse, talep listesi geçersiz olacaktır. Bu döküman, Katar’ın talepleri kabul etmemesi durumunda ülkelerin ne yapacağını açıklamaz.

13. Taleplerin kabulünden sonra ilk yıl için aylık denetimlere razı ol. İkinci yılda her çeyrekte, takip eden 10 yılda ise yıllık denetimleri kabul et.



Türkiye’ye
minnettarız
Katar Dışişleri Bakanı Abdurrahman bin Muhammed Al Sani, ülkesinin “haksız bir kuşatmaya maruz kaldığını” belirterek, “Türkiye başından beri krizdeki aktörlerle iletişime geçerek kuşatmanın sonlandırılması, tansiyonun düşürülmesi ve diyalog çağrısı yaptı.” dedi. Al Sani, “Türkiye Türkiye’nin Doha’ya tedarik akışının devam etmesi için ortaya koyduğu çabaya minnetarız” değerlendirmesini yaptı. France 24 televizyonunun Arapça yayın yapan kanalına röportaj veren Al Sani, Katar’a karşı atılan ortak adımların bilgisayar korsanlarının, resmi haber ajanslarında yayınladığı “üretilmiş” açıklamalar üzerine gerçekleştiğine değinerek, “Bize göre suçlamalar hiçbir delile dayanmıyor ve tamamı gerçek dışı.” ifadelerini kullandı.

#Katar krizi
#Mısır
#BAE
#Suudi Arabistan
7 yıl önce