|

Bu zihniyet en büyük kadın düşmanıdır

Türkiye’de bazı çevrelerin kadına bakışını eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, isim vermeden CHP’li belediyelerin afişlerine tepki gösterdi: Bu topraklara yabancı ne varsa getirip ‘işte kadın’ diye sunan, incancını ve kılık-kıyafetini aşağılayarak kadına hakaret eden bu karanlık zihniyet en büyük kadın düşmanıdır.

Yeni Şafak ve
04:00 - 8/03/2016 Salı
Güncelleme: 22:29 - 7/03/2016 Pazartesi
Yeni Şafak

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Hak-İş tarafından ATO Congresium'da düzenlenen “5. Uluslararası Kadın Emeği Buluşması”na katıldı. Erdoğan, özetle şunları söyledi:



Eşitlik adı altında kadının her türlü sömürüye ve istismara açık hale getirildiği bir anlayışa herkesten önce inanıyorum ki kadınlar karşı çıkacaktır. Asıl olan kadının insan sıfatıyla kabul edilmesidir. İşte o zaman eşitliği değil, adaleti tartışmaya başladığımızı göreceğiz. Kadının olmadığı yerde insan da yoktur. Bunun için kadın olmak peşinen imtiyazlı olmak demektir. İnsanoğlu geleceği için, bekası için kadına hak ettiği değeri vermek mecburiyetindedir. Kadına haksızlık eden tüm insanlığa haksızlık etmiş olur.



BİZİM SAFIMIZ BELLİ


Esasen mazlumla zalimin mücadelesi insanlık tarihiyle yaşıttır. Bugün dünyanın kuzeyiyle güneyi arasındaki adaletsizlik aynı mücadelenin farklı bir yansımasıdır. Öyleyse bizim bu mücadeledeki safımız bellidir. Nasıl dünyanın her yerinde zalimlere karşı mazlumların safındaysak, adalet için, haysiyetleri, hakları için mücadele eden kadınların da sonuna kadar yanındayız.



BELEDİYELERDE SAHİT OLUYORUZ


Birtakım çevreler ısrarla, kendi deyimleriyle, 'özgürleştirmek' adına, kadınları kadın yapan farklılıkları, güzellikleri, imtiyazları ortadan kaldırmaya çalışıyor. İşte bu zihniyetin yansımalarına bazı belediyelerin, birtakım siyasi partilerin güya Kadınlar Günü için hazırladıkları afişlerde, etkinliklerde şahit oluyoruz. Bu topraklara yabancı ne varsa getirip 'işte kadın' diye sunan, inancını ve kılık- kıyafetini aşağılayarak kadına hakaret eden bu karanlık zihniyet en büyük kadın düşmanıdır.







AYRIMA NASIL TABİ TUTARSIN


Kadını, 'başında örtü var, başında örtü yok' diye ayrıma nasıl tabi tutarsın? Yani, 'başında örtü varsa kadın değil, başında örtü yoksa kadındır', böyle bir tanımlama olabilir mi? Yıllarca bu ülkede bu yapıldı. Eğer başında örtü varsa üniversiteye, okullara, devlet dairelerine, işe almadılar, yoksa aldılar. Ayrımcılığın ta kendisi bu. Bunların kadını özgürleştirmekten anladıkları, kadını kendi ideolojilerine, kendi zihinlerinde kurdukları dünyaya köle yapmaktır.



TÜRKİYE'YE ÖZGÜ MODEL


Bu millete 'şöyle de yaparım, böyle de yaparım' anlayışını dayatanlar hem kadınlarımız hem de halkımızın düşmanıdır. Bu mesele, hayat tarzı meselesi değil, ülkemizin ve milletimizin geleceği meselesidir. Türkiye'ye özgü bir model geliştirmek mecburiyetindeyiz. Kadın haklarını, illa batıdaki formatta hayata geçirmek zorunda değiliz. Kendi tarihi ve kültürel birikimimiz ışığında, yanlışları düzelterek, eksikleri tamamlayarak, kadının bir insan, bir birey, bir fert olarak varlığını güçlendirecek adımları hep birlikte atabiliriz.



Ağlatan mektup


Hak-iŞ'in Dünya Kadınlar Günü Etkinliği'ne katılan Erdoğan, Bolu'dan gelen kadın işçi Hatice Güngör'ün mektubu karşısında gözyaşlarına hakim olamadı. İşte Erdoğan'ı duygulandıran mektup: “Sayın Cumhurbaşkanım sizi çok seviyor ve çok değer veriyoruz. Mektubumdaki duamı tekrar etmek istiyorum. Allah'ım Cumhurbaşkanımıza hayırlı, uzun ömür ver. Hizmetlerini tamamlamasını nasip et. Ülkemizin, insanlığın ve İslam aleminin ona ihtiyacı var. Şayet buna ömrü vefa etmeyecekse ve benim ömrüm var ise Rabbim lütfen benim ömrümü ona ver.


Ömrüm size annenizin ak sütü gibi helal olsun.” Öte yandan, Erdoğan'ın Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla katıldığı programda güvenliğini kadın korumalar sağladı.



Anayasa hükümleri ortada


Erdoğan, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusundaki tartışmalara da değindi. “Bu ülkede, parlamentoya girip de hala terör estirenlere karşı ben, parlamentodaki diğer siyasi partilerin, bunlar hakkında atılması gerekli adımları geciktirmeden atmalarının gereğine inanıyorum” diyen Erdoğan, şunları kaydetti: “Anayasa, yasalar ortada. Bunların yaptığı özgürlükçü bir mücadele değildir. Bütün bunların bedeli, silahla parlamentoya girmek değildir. Siz silahla mı girmek istiyorsunuz? O zaman buyurun anayasanın, yasalarının amir hükümleri ortadadır, bunun gereğini yaparız, iş olur biter. Geldin, girdin parlamentoya, demokratik şekilde mücadeleni ver, sözle, kalemle ver ama 'silahla' dersen kusura bakma.”



Yüz bin mülteciyi botlarla kurtadık


Erdoğan, bir taraftan, “mülteciler gelmesin” dendiğini belirterek, “Tamam da mültecileri biz göndermiyoruz ki. Bak, denizden geliyorlar. Bunların birçoğu da maalesef ölüyorlar. Biz şu ana kadar sadece denizlerden 100 bine yakın mülteciyi botlarımızla kurtardık. Ama diğerleri, botları şişleyerek onların ölümüne neden oldular. Farkımız bu. Biz insana böyle bakıyoruz, onlar ise öyle bakıyorlar” dedi. Mültecilere kapılarını kapatan ülkeleri eleştiren Erdoğan, “Sınırlarına çektikleri tel örgülerle, kapattıkları kapılarla en sert polis müdahaleleriyle kadınları ve çocukları çaresizliğe terk edenlerin, Suriye'deki DAİŞ şovlarına karşı hassasiyeti bize asla inandırıcı gelmiyor. Biliyoruz ki bunların aslında 'kadın' diye, 'çocuk' diye, 'mazlum' diye, 'mağdur' diye bir dertleri yok. Onların derdi başka” değerlendirmesinde bulundu.



Temenni ederim parayı alır döner






Bu dünyada, “gelişmiş ülke” olarak geçinenlerin bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Sadece beş ülkenin iki dudağının arasına sıkışmış bir dünyayı, biz özgür dünya olarak kabul etmiyoruz. 191 ülke, beş ülkenin iki dudağının arasına sıkışmış. Onlar ne derse, onu yapıyorlar. İşte Suriye'de, Irak'ta yapılanlar. Şu anda üç milyon insan ülkemde. Bu üç milyon insana biz şu ana kadar 10 milyar dolar harcadık. Bunlar faturalı olan. STK'ların, belediyelerin yaptıklarını konuşmuyorum. 'Üç milyar avro destek vereceğiz' dediler. Dört ay geçti, hala verecekler. Sayın Başbakan şu anda Brüksel'de. Temenni ederim ki bu parayı alarak döner” dedi.



Yüz bin mülteciyi botlarla kurtadık


Erdoğan, bir taraftan, “mülteciler gelmesin” dendiğini belirterek, “Tamam da mültecileri biz göndermiyoruz ki. Bak, denizden geliyorlar. Bunların birçoğu da maalesef ölüyorlar. Biz şu ana kadar sadece denizlerden 100 bine yakın mülteciyi botlarımızla kurtardık. Ama diğerleri, botları şişleyerek onların ölümüne neden oldular. Farkımız bu. Biz insana böyle bakıyoruz, onlar ise öyle bakıyorlar” dedi. Mültecilere kapılarını kapatan ülkeleri eleştiren Erdoğan, “Sınırlarına çektikleri tel örgülerle, kapattıkları kapılarla en sert polis müdahaleleriyle kadınları ve çocukları çaresizliğe terk edenlerin, Suriye'deki DAİŞ şovlarına karşı hassasiyeti bize asla inandırıcı gelmiyor. Biliyoruz ki bunların aslında 'kadın' diye, 'çocuk' diye, 'mazlum' diye, 'mağdur' diye bir dertleri yok. Onların derdi başka” değerlendirmesinde bulundu.





#Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan
#Dünya Kadınlar Günü dolayısı
#ATO Congresium
#Kadın Emeği Buluşması
#daiş
8 yıl önce