|

Dişçiye gitti tutuklu olduğunu öğrendi!

İstanbul'da yaşayan ve 5 ay önce bir mağazada cüzdanını çaldıran Muhammed Seyyid Kaya (35), tatil için geldiği memleketi Sivas'ta diş muayenesi yaptırırken 'tutuklu' olduğunu öğrendi. Büyük şaşkınlık yaşayan ve araştırma yapan Kaya, kendisi hakkında hırsızlık suçundan işlem yapıldığı ve tutuklama kararı verildiği bilgisine ulaştı. Yapılan araştırma sonucu, daha önce cüzdanını çalan kişinin kendisini Muhammed Seyyid Kaya diye tanıttığı, bu halde yasal işlem yapılan kişinin tutuklandığı ve hakkında dava açıldığı belirlendi.

Yeni Şafak
12:37 - 18/08/2018 Cumartesi
Güncelleme: 13:00 - 18/08/2018 Cumartesi
DHA
Muhammed Seyyid Kaya yaşadığı  mağduriyeti anlattı.
Muhammed Seyyid Kaya yaşadığı mağduriyeti anlattı.

İstanbul'da uluslararası deniz taşımacılığı yapan bir şirkette çalışan evli ve 2 çocuk sahibi Muhammed Seyyid Kaya, benzerine ancak filmlerde rastlanacak bir olayla karşı karşıya kaldı.

Eşi üçüncü çocuğuna 8 aylık hamile olan Kaya, 24 Mart'ta ailesiyle İstanbul Güneşli'de bir giyim mağazasına gitti. Kıyafet deneyen Kaya, cebindeki cüzdanını soyunma kabinindeki montuna bıraktı. Bu sırada aile gibi davranan biri çocuk, 4 kişi de aynı yere geldi. İki kişi Kaya'nın dikkatini dağıtırken, diğerleri kabindeki monttan cüzdanı alıp uzaklaştı. Kabine döndüğünde cüzdanını bulamayan Kaya, güvenliğe haber verdi.

Yapılan güvenlik kamerası incelemesinde cüzdanın çalındığı ortaya çıktı. Kaya ve mağaza güvenliği çıkıp etrafı araştırdı ama hırsızlık şüphelilerine ulaşamadı. Bunun üzerine Muhammed Seyyid Kaya, polis merkezine giderek durumu anlattı ve ifade vererek yasal işlem yapılmasını istedi.

Kaya, cüzdanında bulunan kimlik, sürücü belgesi ve banka kartlarının bilgilerini paylaştı. Daha sonra ise Nüfus Müdürlüğü'ne başvuran Kaya, kimliğinin çalındığını beyan etti. Kurum, Kaya'ya yeni kimlik kartı verdi.

Sahte kimlikli şüpheliye, o kimlikle yasal işlem yapılmış

Aradan geçen 5 ay içerisinde hırsızlık olayı ile ilgili bir gelişme yaşanmazken, Muhammed Seyyid Kaya yeni aldığı kimlikle hayatına devam etti, bir ara yurt dışına da çıktı. Kaya daha sonra hem tatilini hem de Kurban Bayramı'nı geçirmek üzere memleketi Sivas'a geldi. Kaya, 13 Ağustos'ta büyük kızı Zeynep Sude'yi (7), diş tedavisi için Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ne götürdü. Kızının tedavisi yapılırken Kaya, kendi dişlerini de muayene ettirmek için sıra almak istedi. Görevliye gidip kimlik numarasını veren Kaya, SGK'sının askıya alındığı bilgisine ulaştı. Bir başka görevliye yönlendirilen Kaya, tutuklu olduğu için SGK'sının durdurulduğunu öğrenince şok geçirdi.

Kendisi gibi şaşkınlık yaşayan görevlilere 'Tutuklu olsam burada nasıl olurum' diyen Muhammed Seyyid Kaya, olayı araştırmaya başladı. Bir yakının tavsiyesiyle e-devlet üzerinden bilgilerini sorgulayan Kaya, hakkında 31 Temmuz'da hırsızlık suçundan işlem yapıldığını ve 1 Ağustos'ta tutuklanmış olduğunu gördü. Kaya ayrıca, hakkında aynı suçtan İstanbul Büyükçekmece 10'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldığını ve 28 Ağustos'ta ilk duruşmasının yapılacağını öğrendi. Daha önce Kaya'nın kimliğini çalan kişinin, bir başka hırsızlık olayında yakalandığı, fotoğrafını değiştirdiği çalıntı kimlikle kendisini 'Muhammed Seyyid Kaya' diye tanıttığı, şüpheli hakkında bu kimlik üzerinden yasal işlem yapıldığı anlaşıldı. Mahkeme kalemine ulaşan Kaya, durumu anlattı.

Kendini ispat için fotoğraf çektirdi

Mahkeme başkanının yönlendirmesiyle Muhammed Seyyid Kaya, Sivas'ta savcılığa başvurdu ve kendisinden istenen belgeleri hazırlamaya başladı. Kaya bunun için önden ve profilden fotoğraflar çektirip bastırdı, ayrıca kendi kimlik, sürücü belgesi ve pasaport gibi belgelerinin de nüshalarını çıkarttı. Kaya, evrakın Büyükçekmece 10'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi için dilekçe ile Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruda bulundu. Mahkeme, 28 Ağustos'ta görülecek dava öncesi evrakın ulaştırılmasını talep ederken, Kaya'nın kendisinin de duruşmada hazır olmasını istedi.

Mağazada cüzdanının çalınmasının ardından polise başvurduğunu belirten Muhammed Seyyid Kaya, "Polis olay yerine geldi. İlk ifademi sözlü olarak aldı. Daha sonra beni karakola davet ettiler. İfademi orada verdim. İfadeyi verirken de polis, bu tür vakaları aydınlatmanın biraz zor olduğunu ifade etti. Genellikle parayı aldıktan sonra kimliği ve cüzdanı attıklarını söyledi. İfademi verdim. Polisten bir yazı alarak, görüntüleri almak için mağazaya kendim gittim. Görüntüleri alıp tekrar polise gidip teslim ettim" dedi.

"Başıma bir şey gelmesin diye gerekenleri yaptım"

Sonrasında poliste ifade verdiğini ve çalınan belgelerini sıraladığını belirten Muhammed Seyyid Kaya, şöyle konuştu:

"Cüzdanımla beraber eski tip olan ehliyetim, nüfus cüzdanım, bir kısım kredi kartı, banka kartlarım, paramın kaybolduğunu ifade tutanağımda belirttim. Aklıma da geldi, nüfus cüzdanım, ehliyetim çalındığı için yarın bir gün bunlarla ilgili başım ağrımasın diye. Polis de 'Bu işlerden çok bir şey çıkmıyor' demesine rağmen ve 'Gidin yeni kimliğinizi ve ehliyetini çıkarın' demesine rağmen ben ısrarla başvuruda bulunmak istedim. Yarın bir gün bir şey olursa elimde bir belge olsun diye suç duyurusunda bulundum. Hemen akabinde polisten aldığım ifade tutanağı ile birlikte yeni kimlik için nüfusa başvurdum. Yeni kimliğime başvururken özellikle çalıntı olduğunu bildirmek istedim. Ancak çalıntı diye kayıt olmadığını ve kayıp olarak dikkate alacaklarını belirttiler. Oradaki duyarlılığımın sebebi, bunu çalıntı olarak işletip yarın bir gün bir sorun olduğunda bu kaydın dikkate alınmasıydı, ancak kayıp olarak çıkarıldı. Ehliyetimi yine yeni tip ehliyet olarak değiştirdim. Bankaları hemen arayıp kredi kartlarımı iptal ettirerek yeni kredi kartlarının temin edilmesini istedim. Yine kimliğimin çalındığını bütün bankalara bildirdim. Yani yapılabilecek bütün her şeyi yapıp eşeğimi sağlam kazığa bağlamaya çalıştım."

"Yanlışlık olduğunu düşündüm"

Kaya, hırsızlık olayından 5 ay sonra, eşini ve çocuklarını yaz döneminde Sivas'a gönderdiğini ve kısa süre önce de kendisinin de izne geldiğini belirtti. Kaya şöyle devam etti:

"Büyük kızım Zeynep Sude'nin dişleri ile ilgili problemleri vardı. Bunu yaptırmak için 13 Ağustos'ta Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ne gittim. Kendim de dişlerimi kontrol ettirmek istedim. Hasta kayıt yapan hanımefendi 'Sigortanız var mı?' diye sordu. SGK'lı olduğumu söyledim. Bana sistemde görünmediğini söyledi. Ben de 14 yıldır SSK'lı olduğumu ve herhangi bir ara vermediğimi söyledim. Hasta kabul, sorun olduğunu ve yan tarafla görüşmem gerektiğini söyledi. Yan tarafta bir kabin daha vardı. Bir beyefendiye sordum. Kimliğimi verdiğim görevli 'Tutuklu ve hükümlü olmanız dolayısıyla SGK'nız askıya alınmış' dedi. İlk başta bunu yanlış anladığımı düşündüm. 'Nasıl tutuklu ya da hükümlü olabilirim ki?' dedim. Şaşırdım ve yanlış bir kayıt düştüğünü düşündüm. Çevirip bana da gösterdi. Ben de 'Tutuklu olsam burada olamam herhalde' dedim. SGK ile konuyu görüşmem gerektiğini ve bir yanlışlık olabileceğini söyledi. Ağabeyimi aradım. O da 'SGK ile görüşebiliriz' dedi. Bu sırada e-devlet aklımıza geldi, oraya baktık. E-devlet'ten kontrolümüz sonrası 7 Ağustos'ta hakkımda Büyükçekmece 10'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde bir dava açıldığını gördüm.

Dava açılmış bile olsa neden SGK'ma böyle bir not düşüldü veya neden bana bir tebligat gelmedi, iyice bir karmaşa oldu. Çünkü ayın 28'ine de bir dava günü verilmişti. Bununla ilgili detayı öğrenmeye çalıştık. Bu arada SGK'ya da gittik. SGK'da müdür beyle görüşürken durumu ilettik. TC kimlik numarasından sorguladığı zaman 'Çok garip ama böyle bir kayıt düşülmüş' dedi. 'Çünkü hükümlü ya da tutuklu olsanız burada olamazsınız' dedi. Eski bir hakime arkadaşıma durumu danıştım. O, UYAP Vatandaş'tan dosyaları görebileceğimi söyledi.

'UYAP Vatandaş'tan ertesi gün dosyaları kontrol ettiğimde hakkımda bir ceza davası açıldığını, bir mağazada hırsızlık yaparken şahsın yakalandığını, yani ben olduğunu iddia eden şahsın suçüstü yakalandığını, bununla ilgili dava açıldığını ve şahsın tutuklu olduğunu öğrendim. Bu sefer taşlar biraz daha yerine oturdu. Tutuklu göründüğüm için SGK askıya alınmış."

"Fotoğraf çektirip savcılığa başvurmam istendi"

Konuyu danıştığı avukatının doğrudan mahkemeye müracaat etmesini söylediğini anlatan Kaya, şunları kaydetti:

"Büyükçekmece 10'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'ni aradım. Mübaşir bağlandı. Durumu kendisine izah ettim. Kendimin asıl Muhammed Seyit Kaya olduğumu söyledim. O da şaşırdı. 'Nasıl olur, Muhammed Seyit Kaya içeride tutuklu, dosya önümde, dosyayı ben toparladım' dedi. Ben de bununla ilgili bir yanlışlık olması gerektiğini söyledim. 'Ben Sivas'tayım, tutuklu değilim. Bir şans eseri durumdan haberdar oldum' diyerek kendilerini aradığımı söyledim. Bana kimliğimi doğrulayacak şekilde çeşitli sorular sordu. Konuyla ilgili hakime hanımla görüşüp geri döneceğini söyledi. 10 dakika sonra beni aradılar. Bana bulunduğum yerdeki savcılığa gidip ifade vermemi, orada çeşitli açılardan fotoğraf çektirmemi, durumu onlara izah etmemi istediler. Kimliğimi çaldırdığımı söylemiştim. Onunla ilgili de ifade tutanağını ve fotoğrafları toparlayıp kendilerine göndermemi istediler. Yeni nüfus cüzdanımı, pasaportumu, daha önce cüzdanımı çaldırdığımda emniyette düzenlenen ifade tutanağımın nüshalarını hem Büyükçekmece 10'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'ne hem de Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere Sivas Cumhuriyet Savcılığı ön büroya teslim ettim."

Olayla ilgili kaygı duymaya devam ettiğini belirten Kaya, "Eşim hamile, doğumu yaklaştı, o zamana kadar çözülebilecek mi? Maalesef Türkiye'de böyle işler yavaş işliyor. Böyle bir tatsız hadise gerçekleşti. Kendi kimliğimi ispat etmek için fotoğraflar çektirdim. Bunların renkli çıktılarını aldım. Bir sürü evrak toparladım. Mağdur edilmişken bir yandan da buna ben sebep olmuşum gibi ayrıca bir çaba içerisine giriştim. Mübaşir 'Söylemle yetmez, bunları mahkemeye kadar yetiştireceksiniz' dedi. Biraz kaygılandırdı beni. 28 Ağustos'taki mahkemeden önce ellerine ulaşması gerektiğini söylediler. O mahkeme de de duruma göre muhtemelen beni çağıracaklarını söylediler. Bazı farklı kararlar görünce bununla ilgili bende 'o adamı çıkarıp beni tutuklayabilirler' diye bir kaygı da oluştu" dedi.

"Polise takılsam belki de hapisteydim"

Normal olmayan bir durumla karşı karşıya olduğunu ifade eden Kaya, "Böyle bir hadise başınıza geldiğinde muhakkak polise başvurup durumu bildirin, elinizde bir kayıt bulunsun ve bunu saklayın. Bunların hepsini yapsanız da başınıza böyle bir şey gelebiliyormuş. Ama en azından ispat noktasında yardımcı olunabileceğini düşünüyorum. Eğer kimliğinizi, ehliyetinizi veya pasaportunuzu çaldırdıysanız ara ara e-devlet'ten hakkınızda bir dava açılmış mı kontrol etmenizde fayda var. Yoksa böyle şeylerle karşılaşabilirsiniz, hatta daha kötüsü de olabilir. Şahıs yakalanmamış olsa muhtemelen ben Sivas'tan gelirken herhangi bir yerdeki denetlemede polis kontrolüne takılsam beni içeriye alacaklardı. Muhtemelen bayramı içeride geçirecektim. Çok daha kötüsü olabilirdi" diye konuştu.

"Suçlunun sözüne itibar edilmiş"

Kendisine cüzdanı çaldırdıktan sonraki süreçte yeni kimliği çıkarınca, eski kimliklerin bir daha kullanılamayacağı yönünde bilgi verildiğini ifade eden Kaya sözlerini şöyle sürdürdü:

"Emniyette 'Ben kimliğimi ve ehliyetimi çaldırdım. Yeni kimliğimi şu an alıyorum. Eski tip olan nüfus cüzdanı ya da ehliyetimle bir şey yapılabilir mi? Ya da bununla ilgili gazete ilanı ya da başka bir şey yapmam gerekir mi?' diye sorduğumda polis memuru artık yeni tip kimlik çıkardığım için 'Kesinlikle böyle bir şey mümkün değil, eski kimliğini kendin bile bulsan onu herhangi bir yerde kullanamazsın' dedi. Bu birazcık içime su serpmişti ama boş bir şeymiş. Bir suçluyu suçüstü yakalıyorlar. Onun sözüne itibar ediyorlar. Ben gitsem ya da normal bir vatandaş gitse mahkemede bir söz söylese buna itibar edilmez ve belgelendirmesi istenir. Suçluyu yakalıyorlar, suçlu 'İşte ben buyum' diyor. Veriyor bir tane kimlik. Kimlik tespiti denen şey nedir? Daha önce parmak izi vermiş biriyim. En azından böyle bir şeyde parmak izine bakılması gerekmez mi? Bunlar çok basit bir şekilde engellenebilirdi.

Şimdi şöyle bir kaygı da var. Bu benim sicilimde görünecek mi? Ben bundan belki mahkeme kararı ile beraat edeceğim ama mahkemede açılan dava bir hırsızlık ve ceza davası. Bu dışarıdan görüldüğü zaman hakkımda bir hırsızlık davası açılmış ama beraat gibi görülecek mi? Bir izi kalacak mı? Böyle de bir kaygı var. Bu konuda da kim ne derse açıkçası inanamam, itibar edemem. Artık her şeye kuşku ile yaklaşıyoruz."


#İstanbul
#Dişçi
6 yıl önce
default-profile-img