|

Engelleri azimle aştı hayallerine kavuştu

Taksi şoförü babanın beş çocuğundan biri olan İffet Polat, önce Boğaziçi Üniversitesi'ni bitirdi. Öğrencilik yıllarında evlenen ve bir çocuk sahibi olan Polat, bütün olumsuzluklara rağmen bilişim alanında başarılı bir yönetici olarak iş dünyasında adından söz ettirmeyi başardı. Eleman olarak girdiği şirkete yönetici olan Polat, azmin engel tanımadığına inanıyor

Orhan Turan
00:00 - 4/12/2010 Cumartesi
Güncelleme: 01:31 - 4/12/2010 Cumartesi
Yeni Şafak
Engelleri azimle aştı hayallerine kavuştu
Engelleri azimle aştı hayallerine kavuştu

Taksi şoförü babanın beş çocuğundan biri olarak adım attığı hayata idealleri uğruna sımsıkı tutunan ve Boğaziçi Üniversitesi'ni bitirip iş dünyasında adından söz ettiren İffet Polat'la konuştuk. Polat, eğitim ve iş dünyasının kadına, özellikle de başörtülülere çizdiği zorlu hayatta bu sıkıntıları nasıl aşıp zirveye ulaştığını anlattı.

Konumunuz 'başarılı kadın yönetici' nitelemesini hak ediyor. Başa dönecek olursak, kariyerinizde ailenizin rolü nedir?

Ben ve ailem İstanbullu ama kastettiğiniz anlamda sermayeli bir geçmişimiz yok. Babam taksi şoförüydü, annem de ev hanımı… Orta halli bir aileydik. Beş kardeşimin hepsi öğrenciydi. Yani Türkiye'de yaşayan büyük kesimin sadece bir parçasıydık. Bugünkü manzarayla kıyaslamak çok doğru olmayacaktır. O dönemde beş çocuğun eğitim masrafları için harcanan giderlerle bugün ancak iki çocuğun eğitim masrafları karşılanabilir. Bir diğer önemli konu ise gerçekten azla yetinmeyi bilmek, kanaat etmek ve imkanların tamamını değerlendirmek bu açıdan çok önemliydi.

Orta halli bir aile bireyi olarak nasıl bir yol çizmiştiniz kendinize?

Aslında olan şuydu. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte elitist bir grup oluşmuştu. Bu grup aynı zamanda sermayeyi, kültürü, siyaseti de elinde bulunduruyordu. Bu elitlerin dışında halkın sermayeye, eğitime ve kültüre ulaşması oldukça güçtü. Geçtiğimiz on yıllar içinde bu sıradan halkın eğitimle buluşması, diğer taleplerin de önünü açmaya başladı. Kısıtlı imkanlarımız içinde okumak tek şanstı ve o ben de o şansı kullandım. Bu ara üniversitedeyken de evlenmiştim.

BAKAN ÇİÇEK'İ UNUTMAM

Hayata erken atılmışsınız…

Sınıf arkadaşımla 1991 yılında evlendim. Mezuniyetten 4 ay sonra kızım doğdu. Evliliğim erken olmuştu. Ancak şimdi baktığımda iyi ki öyle olmuş diyorum. Bugün gençlerin evlilikle ilgili kaygılarını gördükçe, erken evlenmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Evlilikteki bereketi yakalamak önemli…

Nasıl geçindiniz peki? İki öğrenci, bir aile…

Tabii o bereketi yakalamak için de bir şeyler yapmalısınız. Allah bekleyene vermiyor sonuçta. Eşim de ben de çalışmaya başladık. Ben dergilere, yayın kuruluşlarına tercümeler yapmaya başladım. O zamanda uluslararası dergilerin Türkçe yayınları yoktu. Ben dergileri İngilizce'den tercüme edip, yayınevlerine veriyordum. Bir de bunun dışında verilen özel bir burs vardı. Arada onu da alıyorduk. Bu burs çok özel bir burstu. O yüzden her zaman Sayın Cemil Çiçek'i şükranla anıyorum. Devlet Bakanı olan Cemil Çiçek o yıllarda üniversitede okuyan evli çiftler için bir burs veriyordu. Evlilik cüzdanı ve öğrenci belgesini göstermeniz halinde bu burstan faydalanabiliyordunuz. Bu burs bize çok yardımcı oldu.

İŞ İLANINA GİTTİ, GİRİŞİMCİ OLDU

İş dünyasında nasıl başarılı oldunuz? Kolay iş buldunuz mu?

En başta kolay olmadı. Bir süre öğretmenlik yaptım diğer yandan da gazete ilanlarına bakıyordum. Bazı olumsuzluklar yaşadım.Sonra gazetede gördüğüm bir çeviri işi ilanıyla şirkete başvuru yaptım. Şirketin yabancı iş ortaklarıyla yapılan görüşmelerin çevirilerini yapıyordum. 1994 yılında Kuralkan Holding şirketlerinden Sena Bilgisayar'da İthalat ve Satınalma Sorumlusu olduktan sonra Kuralkan Holding'in ve Sentim Bilişim'in İş Geliştirme Müdürü olarak aynı firmada çalışmaya devam ettim. 2005 yılında Sentim Şirketler Grubu içinde sadece telekomünikasyon pazarına yönelik faaliyetlerde bulunmak üzere kurulan Sentim Telekom A.Ş'nin tüm yönetimi de bana verildi.


Boğaziçi Üniversitesi'nin ortamı özgürlükçüydü

Yasakların en yoğun olduğu dönemler 28 Şubat sürecine denk düşer ama sizin öğrenci olduğunuz 90'ların başında durum nasıldı?

Boğaziçi Üniversitesi'ne 1987'de başladım. 1993'te mezun oldum. Hocalarımız liberal demokrat insanlardı. Belli bölümlerde başörtüsü yasağı uygulanırken, bazı bölümleri rahattı. YÖK'ün ağırlığı artmaya başlayınca, farklı yerlerden hocalar gelmeye başladı. Eğitim Fakültesi'nde yoğun baskı yaşanmıştı. YÖK'ün yasağına rağmen Boğaziçi bu konuda daha özgürlükçüydü. ABD'den gelen hocamız Bill Barker'a, beni herkesin önünde rencide etmemesi için, sınıf kapısı önünde “Hocam eğer başörtülü olarak derse almayacaksanız bana söyleyin. Derslere hiç girmem” dedim. O da içeri girip, benim ona söylediklerimi tüm sınıfa söyledi. Sonra sınıftakilere, “Genelkurmay Başkanı, YÖK Başkanı bile gelse öğrencimi sınıftan dışarı çıkarmam” diyerek benim için unutulmaz konuşmayı yaptı.


Sokak çocuklarInI da unutmuyor

Sadece iş hayatında değil, sosyal hayatta da en az bu kadar azimli olan Polat, sokak çocuklarına ve kimsesiz çocuklara yönelik yardım ve destek çalışmaları da yürütüyor. Bu amaçla çalışan FEDA derneğinin ve BURA'nın yönetim kurulu üyeliğini yürüten Polat, herkesi harekete davet ediyor.



Tek bir işin uzmanı olun

Polat, hem hayat hikâyesini anlatırken girişimcilik ve yönetimle ilgili de çok önemli ipuçları veriyor. İdealleri uğruna çaba harcayan gençlere de şu tavsiyelerde bulunuyor: “Çalışanların şirkete sadakati oldukça önem taşır. İnsana değer verilmezse başarılı olunamaz. Önce değer bilmek lazım. Bunun yanında artık “ne iş olsa yaparım” anlayışı öldü. Bunun yerine sadece bir tek işin uzmanı olun. Ama onu en iyi biçimde yapın. Sürekli o alandaki gelişmelerle kendinizi yenileyin. Son olarak da doğru yere başvurun. Kapıları çalmaya devam edin.. Muhakkak kapılar bir gün açılacak .Göreceksiniz, o zaman yıldız gibi parlayacaksınız”

BAŞÖRTÜSÜ ENGELİ

Okul bitince burslarımız da kesilmişti. Hemen iş aramaya başladım. Çok sayıda ilana baktım. Çok sayıda randevu aldım. Ancak bir türlü olmuyordu. Başörtülü olduğumu söylediğimde bazı yerler de “biz sizi arayalım” deyip dönmüyorlardı. Yani o anda Boğaziçi mezunu olmak ve İngilizce bilmek hiçbir avantaj sağlamıyor gibiydi. Tüm iş görüşmeleri başımdaki örtü üzerinden şekilleniyordu. Ama şu söylemeliyim. Bir an olsun umutsuzluğa kapılmadım. Mücadele etmem gerektiğini farkındaydım.



Microsoft en iyi iş ortağı seçti

İffet Polat, 2005 yılında Türk Telekom ve TT NET ADSL hizmeti sunmak için Türkiye çapında bin 200 bayilik bir organizasyon kurarak, bu organizasyonun da yönetimini üstlendi. Ayrıca bu dönemde Türk Telekom'un açık alan Wi-Fi projelerini gerçekleştirdi. Sentim Bilişim 2009 yılında İstanbul'daki tüm organizasyonlarını da Polat'ın yönetimine bıraktı. İffet Polat şu an 50 kişilik bir ekibi yönetiyor. Bilişim sektöründe birçok yeniliğin Türkiye'de uygulanabilirliğini sağlayan projeler geliştiriyor. Polat, şirket olarak HP firmasının Türkiye'deki 3 büyük partnerinden biri ve Microsoft'un en iyi iş ortağı seçildiklerini söyleyerek, "Şu an bilişim sektöründe ilk 3'te olmanın mutluluğunu yaşıyoruz" diyor.



13 yıl önce