|

"Fahreddin paşa ne öğretiyor?"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Zekeriya Kurşun köşesinde "Türkler ve Araplar tarihlerini yeniden okumak zorundadır" başlıklı yazısını kaleme aldı. Yusuf Kaplan, Yasin Aktay, Aydın Ünal ve Erdal Tanas Karagöl gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
11:41 - 25/12/2017 Pazartesi
Güncelleme: 11:51 - 25/12/2017 Pazartesi
Yeni Şafak
​Zekeriya Kurşun, Yusuf Kaplan, Aydın Ünal, Erdal Tanas Karagöl, Yasin Aktay
​Zekeriya Kurşun, Yusuf Kaplan, Aydın Ünal, Erdal Tanas Karagöl, Yasin Aktay

Zekeriya Kurşun, Yusuf Kaplan, Yasin Aktay, Aydın Ünal ve Erdal Tanas Karagöl'ün yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Zekeriya Kurşun: Türkler ve Araplar tarihlerini yeniden okumak zorundadır

Döndük dolaştık yine tarihe geldik. Türkiye’nin dış politikada ve hatta içerideki temel problemlerini sıralasak ilk on sırayı tarihten devraldığımız veya bize devredilen meselelerin oluşturduğunu görürüz. Yüz yıllık onlarca mesele ile boğuşuyoruz. Son örnek de kendini bilmez birinin sosyal medyada yazdığı bir cümle ile diplomatik soruna dönüşen hadisedir. Milli hafızamızda büyük yeri olan Medine müdafaasını kıt imkanlar ile sonuna kadar sürdüren hatta Mondros Mütarekesi kendisine haber verildiği halde Hz. Peygamberin şehrini teslim etmekten haya eden Fahreddin Paşa’ya atılan iftira üzerine Paşa ve onun yaptıkları hakkında yazıldı çizildi. Bir kere daha tekrarına gerek yoktur. Ancak kısaca söylemek gerekirse o, şarkın tarihinde az rastlanan bir kahramanlık örneği sergilemiştir. Hiçbir iftira onun bembeyaz sahifesinde küçücük bir iz bile bırakamaz.

Ancak bu hadise bize birden fazla dersler vermektedir. Her şeyden önce tarihe gelişigüzel ve güncel menfaatlerin meşrulaştırma aracı olarak bakılmasının yanlışlığını göstermektedir. Bu hakikatı ancak başkalarının bize çuvaldız batırmasıyla fark etmemiz ise en büyük ayıbımızdır. 

Yusuf Kaplan: Tarih fânîdir, hafıza bâkî...

Hafıza nedir?Geçmiş, şimdi ve gelecek zaman spektrumunda nefes alıp verebiliyor olmasıdır insanın. Hafıza hem zamanda oluşur hem de zamanı oluşturur. Hafıza yoksa, zaman da yoktur; insan da “canlı cenaze”ye dönüşür, “yok olur” zamanla.

Hafızanın varlığı nedeniyledir ki, insan, zamanın, dolayısıyla mekânın ve kendi’nin farkına varır.Yine hafıza’nın varlığı nedeniyledir ki, insan, şimdiki, buradaki zamanı aşabilir, “oradaki” yani hem geçmişteki hem de gelecekteki muhtemel zamana ulaşabilir...

Yasin Aktay: ABD’nin üzerinde bir hayalet dolaşıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan “dünya beşten büyüktür” derken Birleşmiş Milletler’in bugünkü yapılanmasının adil ve demokratik olmadığı gibi dünyada yaşanmakta olan acil veya kronik sorunlara çözüm üretebilme konusundaki aczini de ifade etmiş oluyor.

Aslında adil ve demokratik olmamak ile çözüm aktörü olamamak birbirine bağlı olarak gelişen iki büyük sorun. Bugün dünyada yaşanmakta olan katliamlar, insanlığa karşı suçlar neredeyse süreklilik kazanıp dünyanın gözü önünde cereyan ediyor.Dünya düzeninin bu suçlara karşı harekete geçme kabiliyeti yok, çünkü zaten bu suçlar büyük ölçüde BM Güvenlik Konseyi’nin, veto yetkisine sahip 5 daimi üyesinden en az birinin ya bizzat kendisi tarafından veya müttefiki ülkeler tarafından işlendiği için himaye görmektedir.

Aydın Ünal: Fahreddin Paşa: Biz unuttuk Araplar unutamadı

Mondros Mütarekesi, Medine-i Münevvere’nin İngiliz destekli Arap isyancılara bırakılmasını, şehirdeki Osmanlı askerlerinin de teslim olmasını şart koşuyordu. Medine’yi savunmakla görevli Fahreddin Paşa’ya durumu izah eden emir geldi; ancak Paşa’nın ne teslim olmaya, ne de Medine’yi İngilizlere vermeye niyeti vardı. Son ana kadar direndi. Hatta silahı bırakıp Medine’de “mücavir”, yani şehrin dışardan gelen sakini olarak kalmaya karar verdi. Ne var ki, Arapların büyük çoğunluğunun gözünde bir kahraman, isyancılar arasında ise bir korku abidesiydi. Medine’de kalmasına izin verilmedi.

Fahreddin Paşa’nın şanlı direnişi İslâm coğrafyasında hızla yayıldı ve Paşa sınırları aşan şöhrete kavuştu. Paşa’yı “gözlerden ırak” kılmak için 1922’de Afganistan’a büyükelçi olarak gönderdiler. Unutulması için ne gerekiyorsa yaptılar.

Erdal Tanas Karagöl: Taşeron işçilere kadro

Taşeron işçilerin sürekli işçi kadrosuna geçmelerini düzenleyen 696 sayılı KHK 
. Yıllarca üzerinde konuşulan, tartışılan ve artık müdahale edilmesi gereken bir sosyal mesele olan taşeron sorununun kökten çözülmüş olması çalışanlar ve çalışma hayatı açısından önemli bir kazanım.Yıllarca çalışma hayatının kangreni olan taşeron işçiliğinin çözüme kavuşturulmuş olması her açıdan önemli.

Bu düzenleme, 4 Aralık 2017 itibari ile çalıştırılmakta olan taşeron işçileri kapsamına almaktadır. Taşeron düzenlemesinden faydalanacak kurumlar ise genel bütçe kapsamındaki kurumlar, özel bütçe kapsamında bulunan kurumlar ve denetleyici ve  düzenleyici kurumlardır. Dolayısıyla taşeron düzenlemesinden faydalanacak olan kurumlar oldukça uzun bir listeyi oluşturmaktadır.Diğer yandan, belediyelerde taşeron kapsamında çalışan işçilerin tamamı, belediyelerin sahip olduğu iktisadi teşekküllerinde işçi kadrolarına aktarılacak.

#​Zekeriya Kurşun
#Yusuf Kaplan
#Yasin Aktay
#Aydın Ünal
#Erdal Tanas Karagöl
6 yıl önce