|

Hayatlarını onlara adayan fedakar öğretmenler

Engelli bireylerin eğitim gördüğü özel eğitim merkezlerinde görevli öğretmenler, bir anne baba şefkatiyle engelli öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarını gideriyor, gecelerini gündüzlerine katarak topluma adapte etmeye çabalıyor.

Yeni Şafak
12:10 - 22/02/2016 Pazartesi
Güncelleme: 10:15 - 22/02/2016 Pazartesi
AA

Erzurum Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi'nde görevli öğretmenler de kendilerine emanet edilen 10'ar öğrenciye, gün boyunca atölyelerde el becerisi kazandırıyor, okuma-yazma öğretiyor, onların yemeklerini yediriyor ve tüm ihtiyaçlarını karşılıyor.



Yıllarını engelli öğrencilere adayan öğretmenler, kendi çocuklarından daha çok onlarla birlikte olup, bir kelime öğretebilmek için bile haftalarını harcıyor. Merkezin müdür yardımcısı Eren Durak, yaptığı açıklamada, yaklaşık 10 yıldır özel eğitim alanında çalıştığını söyledi.



Özel eğitim öğretmenliğinin, normal öğretmenliğe göre çok farklı olduğunu belirten Durak, "Çocuklarla birebir ilgilenmek gerekiyor. Anne, baba gibi ilgilenmemiz gerekiyor çocuklarla çünkü çocuklar ciddi anlamda ilgiye ihtiyaç duyuyorlar" dedi.



Durak, yıllar geçtikçe artık onları kendi çocukları gibi gördüklerini dile getirerek, şunları söyledi: "Bir süre sonra onların okuma, yazma, el becerileri değil de her şeyiyle ilgilenmeniz gerekiyor. Çocukların, elini yüzünü yıkıyoruz, tuvalete götürüyoruz, gerekirse banyo yaptırıp dişlerini bile fırçalatıyoruz. Biz bunlara 'öz bakım' eğitimi diyoruz. Yemeklerini yediriyoruz, kaba tabirle burunları akınca onu siliyorsunuz. Dışarıdan bakıldığında insanlara bunlar zor gelebilir ama çocukları kendi çocuğunuz gibi görürseniz bunları yapmak daha kolay oluyor. Bu alan daha fazla fedakarlık istiyor çünkü çocuklarımız adı üstünde 'özel' çocuklar olduğu için her şeyleriyle ciddi anlamda ilgilenmeniz gerekiyor."



"Anne ve babalarından yakınız"


Öğretmenlerden Ayşe Arslan da meslekte 28, özel öğretmenlikte ise 14. yılını bitirdiğini belirtti.



Mesleğe başladığı ilk yıllarında tedirgin olduğunu ama içine girince çok sevdiğini ifade eden Arslan, "Bu işi yapmak gerçekten benim ruhuma uygun. 14 yıl normal öğretmenlik yaptıktan sonra 14 yıldır da özel eğitim öğretmenliği yapıyorum. Bu öğrenciler belli zaman sonra kendi çocuğun gibi oluyor. Annesinden babasından daha yakın oluyorsun" diye konuştu.



Çocuklar üzgün olduğunda onları motive ettiklerini, hasta olmaları durumunda sürekli başlarında durarak ilgilendiklerini anlatan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bir ailenin bir çocuğu, bazen de iki çocuğu engelli olabiliyor ama bizim burada 10 çocuğumuz engelli. Sınıf mevcutlarımız 10 kişi olduğu için bizim herbiriyle ayrı ayrı ilgilenmemiz gerekiyor. Bu da tabii ki çok fazla vaktimizi alıyor ama ne olursa olsun, enerjimizi sarfetsek de bu işi yaptığımız için mutluyuz. Eve gittiğimizde mutlu oluyoruz. Biz özel eğitim öğretmenleri olarak bilgimizi, sevgimizle harmanlayıp çocuklara veriyoruz."



"Sevgileri gerçek"


Özel eğitim öğretmeni Esra Durmaz Delioğlu ise 2 yılı özel sektörde 8 yıldır özel eğitim öğretmenliği yaptığını belirterek, şunları söyledi: "Biz gerçekten aile gibiyiz çünkü velilerimizle sürekli çocuğu için bir araya geldiğimizden ister istemez aile gibi oluyorsunuz. Bu da zaten bizim amacımız çünkü ne kadar veliyle kol kola oluyorsak, o kadar çocuğumuz için iyi şeyler yapmış oluyoruz. Onun sevgisini, zaten gözlerinden anlıyorsunuz. Bu sevgi gerçek sevgi. Bizler, gerçekten anne babasından sonra öğrencinin gördüğü, en yakınına aldığı kişileriz. Bizim öğrencilerimiz sevgiyle ilgiyle bir yere geliyor. Eğitimdeki en büyük destekçimiz, onlara olan sevgimiz. Ne kadar sevgiyle yaklaşırsanız, onların eğitiminde o kadar yol alınıyor."

#engelli
#Erzurum
#melek öğretmen
#okuma yazma
#öğrenci
#özel eğitim
8 yıl önce