Kandil'in Abdullah Öcalan'ın mesajlarına rağmen, Kobani'yi bahane ederek şiddet eylemlerini tırmandırması ve çözüm sürecini tehdit etmesi, soru işaretlerine neden oldu. Çözüm sürecinde baştan beri Öcalan'ın aksine mesajlar veren Kandil'in, geri çekilmeyi durdurma kararında olduğu gibi bir kez daha İmralı'ya danışmadan geçtiğimiz yıl Irak Kürdistan bölgesindeki kamplarına geri çektiği gruplarından 10 günde 671 kişiyi yeniden Türkiye'ye yönlendirdiği ortaya çıktı. Kandil'in, çözüm süreci kapmsamında ilk kez MİT ile doğrudan görüşme yapılması sonrasında halkı sokaklara dökmesi Ankara tarafından samimiyetsizlik olarak okundu. Olayları Ankara, 'Kandil Öcalan'ı tasfiye etmek istiyor' şekline yorumluyor. PKK'ya yakın kaynaklar Öcalan'ın görüşü alınmadan verilmiş bir kararın ancak İran'ın baskısı ile olabileceğine dikkat çekti.
Kandil'in başından bu yana sürece inanmadığına değinen kaynaklar, yeniden savaş konseptine geri dönüş için Kobani gerekçe gösterilerek çatışmalı sürecin başlatılabileceğini ve böylelikle Öcalan'ın PKK tarihinde 3. kez İran'ın eli ile elinin boşa çıkarılacağını ifade ediyorlar. Çözüm sürecinin başladığı ilk günden bu yana Paris cinayetleri, Lice olayları, Yüksekova olayları çözüm sürecini birçok kez ve farklı noktalarda sabote etmeye çabalayan bazı çevreler Gezi kalkışmasında sahaya çekemedikleri Kürtleri bu kez 37 kişilik özel bir ekip ve organizasyonla sokaklara döktü.
Güvenlik birimlerinin 11 kişiyi tespit ettiği, kalanlar içinse çalışmaların sürdüğü öğrenildi. IŞİD'in Kobani'yi hedef alması üzerine Ankara PYD ve HDP ile görüşme trafiği başlatmışken, Kandil'in Alman ve İran istihbarat birimleri ile ilginç bir iletişim ağı içine girdiği öğrenildi. 9 Eylül ve 1 Ekim'de iki kez Alman istihbaratıyla görüşen Kandil'e Suriye'deki PYD kontrolündeki 3 kantonda siyasi destek sözü veren Alman yetkililerin 9 Eylül'deki ilk görüşmelerinde 'Gezide neden sokağa çıkmadınız?', 'Öcalan'la daha önce Avrupa İnsan Hakları temsilcileri aracılığı ile iletişim kurabiliyorduk. Hükümet bu kanalı ortadan kaldırdı. Siz sağlıklı iletişim kurabiliyor musunuz?', 'AK Parti gibi muhafazakar bir partinin sorunu çözeceğine inanıyor musunuz?' sorularına yanıt aradıkları ardından 1 Ekimdeki iki görüşmede ise 'Sokağa çıkın!' siparişinde bulundukları kaydedildi.
Öcalan'ın Kandil'e hitaben yolladığı mektubun tek bir sayfadan oluştuğu, çok kesin ve net ifadeler içerdiği öğrenildi. Diğer taraftan Öcalan'ın mektubundan önce istihbarat kurumları ile resmen dans eden Kandil yönetimi gelen sert tepki üzerine geri adım atmak istedi. Ancak bir yandan da Öcalan'ın mektubuna rağmen Bingöl eylemini engellemediği ortaya çıktı. Van, Kars, Batman ve Bingöl'de Valiler ve Emniyet müdürlerini hedef alan eylemlerin yapılması talimatını veren Kandil son anda Van, Kars ve Batman'a talimat gönderirken Bingöl'le irtibata bile geçmedi. Eylemin hemen ardından dün sabah Kandil U dönüşü yaparak herhangi bir eylem yapma kararı ve talimatı alınmadığını belirterek, Bingöl'deki olayın 'lokal bir durum' olduğunu, komutanlıkla ilgisinin olmadığını üç ayrı kanal üzerinden Ankara'ya iletti.
İran'ın dış operasyonlarını yürüten Kudüs Ordusu isimli paramiliter kanadın komutanı Kasım Süleymani'nin geçtiğimiz hafta Kandil ile Süleymaniye'ye bağlı Karaçaoğlu'da bir araya geldiği öğrenildi. Süleymani'nin daha önce de Kandil'e iki kez PYD'nin kontrolündeki Rojawa'da siyasi temsilcilik ve PYD'ye silahlı destek sözü verdiği yerine getirmediği ifade edildi. Kobani ve diğer Kürt bölgelerine Şam ile görüşerek Şam üzerinden havadan silahlı destek verecekleri vaadinde bulunan Süleymani'nin, Türkiye'nin Suriye politikasına sert eleştirilerde bulunduğu, çatışmasızlık sürecinin PKK'nın bölgede yok olacağına dikkat çektiği belirtildi.
PKK ve PYD'nin Rojawa'da siyasi temsil gücünün sağlanmasının tek yolunun Türkiye içindeki çatışma ortamının arttırılması ve Ankara'nın dikkatinin içeriye yönlendirilmesi ile mümkün olabileceğini dile getiren Süleymani'nin 'Şemdin Sakık gibi hafızaların finali olacak bir eylemle süreci başlatabilirsiniz' dediği kaydedildi. Çözüm sürecinin ilk görüşmesinden bu yana BDP-HDP heyetleri ve MİT yetkilileri Öcalan ile görüşüyordu. Kandil'in halkı sokaklara çektiği ve 24 kişinin hayatını kaybettiği ilk saatlerde ilk kez MİT ve HDP heyetinin dışında Öcalan ile çözüm sürecinin anahtar kurumalarından bir yöneticinin konuştuğu öğrenildi. 4 saat 20 dakikalık görüşmede Öcalan'ın olayları televizyondan seyrettiği ve rahatsız olduğunu ilettiği belirtilirken, Öcalan'ın HDP ve Kandil'e mektup yazdığı öğrenildi.
Çözüm sürecinin tamda ete kemiğe büründüğü bir süreçte MİT'in ilk kez doğrudan Kandil ile görüşme yapmasının ardından 2. aşama için MİT ve HDP heyetlerinin dışında yeni dönemde aktif rol alacak devlet kurumunun sivil görevlilerinin de ilk kez İmralı ile görüşme başlattığı ve ilk görüşmelerin hemen sonrasında bu olayların patlak vermesi bir yandan Ankara'yı şaşırtırken bir yandan da 'Kandil Öcalan'ı tasfiye etmek istiyor' şekline yorumlanıyor. PYD lideri Salih Müslim'in, Irak Kürdistan Bölgesi Başkanlık Divanı Başkanı Fuad Hüseyin'in resmi davetlisi olarak yakın zamanda Erbil'e gideceği belirtildi. Müslim eğer şartlar uygun olursa Bölgesel Yönetimin Başkanı Mesut Barzani ile de görüşecek. Müslüm'in Erbil görüşmesi sonrasında tekrar Ankara'ya davet edileceği öğrenildi.
Terör örgütü IŞİD'in Kobani ve çevresindeki Kürt yerleşim birimlerini hedef alması üzerine harekete geçen karanlık eller Gezi'de sahaya çekemediği Kürt tabanını harekete geçirmek için düğmeye bastı.
