Başbakan Binali Yıldırım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Tufan Erhürman'ı resmi törenle karşıladı.
Çankaya Köşkü'ndeki tören, iki ülke milli marşlarının çalınmasıyla başladı. Erhürman, daha sonra Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Tören Taburu'nu selamladı.
İki ülke heyetlerinin takdiminin ardından Yıldırım ve Erhürman, Çankaya Köşkü'nün merdivenlerinde tokalaşarak basına poz verdi.
Törende, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın ile diğer ilgililer de hazır bulundu.
Başbakan Yıldırım, baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Tufan Erhürman onuruna Çankaya Köşkü'nde öğle yemeği verecek.
Görüşmelerde ikili ilişkiler, Türkiye ile KKTC arasındaki yakın iş birliğinin daha da geliştirilmesine yönelik konular ve Kıbrıs meselesine ilişkin son gelişmeler ele alınacak.
Ortak açıklama
Başbakan Binali Yıldırım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Tufan Erhürman ile ortak açıklama yapıyor. Yıldırım'ın açıklamalardan öne çıkan başlıklar şöyle:
Ada'da eğer kalıcı, sürdürülebilir bir çözümün mümkün olması gerekiyorsa Güney Kıbrıs Rum tarafının buna zihinsel olarak hazır olması lazım.
Bayrağa yapılan bir hakaret o ülkeye yapılmış sayılır. Bayrağımız bizim gururumuzdur. Bu ve buna benzer densizlikleri yapanları muhatap bile almıyoruz.
İki Yunan askeri sınır ihlali yaptı ve hukuki süreç devam ediyor yargı gerekli çalışmaları yapacaktır. Bu konuyu AB ilişkilerine kadar getirmek büyük bir zeka işidir.
Kıbrıs adası etrafındaki zenginlikler adada yaşan halkın ortak varlığıdır burada tek taraflı girişimler bizim tarafımızdan hoş karşılanmaz. Gerçek anlamda iki taraflı devlet oluşumu kalıcı bir çözüm elde edilirse bütün kaynakların adada yaşayanların refahı için değerlendirilmesi mümkündür.
Kıbrıs açıklarındaki sondaj faaliyetleri
Ada etrafında herhangi bir yer altı zenginliğinin dışarıya çıkartılmasında muhatap adada aranıyorsa bu muhatap hem Kuzey'dir hem Güney'dir. Bu iki muhatabın mutabık kalmadığı bir çalışma, bizim açımızdan tehdit olarak, Kuzey Kıbrıs'ın egemenlik haklarını bir ihlal girişimi olarak değerlendirilir. Bunun kimin tarafından yapıldığının önemi yoktur.
