|

Musul’dan dönüş yok

Türk askerinin Musul IŞİD'den kurtarılıncaya dek Başika Kampı'nda kalacağını söyleyen Başbakan Davutoğlu, Suriye'ye ilişkin BM kararını ise gerçekçi bulmadığını belirtti.

Yeni Şafak ve
04:00 - 20/12/2015 Pazar
Güncelleme: 08:17 - 20/12/2015 Pazar
Yeni Şafak

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Genel Kurulu'ndaki konuşmasında birçok konuda önemli ifadeler kullandı. Irak'ın kuzeyindeki Başika Kampı'na gönderilen Türk askerlerinin Musul IŞİD'den kurtarılıncaya kadar orada kalacağını vurgulayan Davutoğlu, uçak krizi ilgili olarak ise Rusya ile diyalogdan yana olduklarını, fakat Moskova'nın herhangi bir konuyu Türkiye'ye dikte ettirmesine izin vermeyeceklerini söyledi. CHP'li Eren Erdem'in Rus TV'sindeki iddialarına “Yazıklar olsun" tepkisini veren Başbakan, ana muhalefet partisinin Erdem'e yönelik hiçbir girişimde bulunmadığını, aksine onu destekler göründüğünü belirtti. Davutoğlu, şubat ayındaki Türkiye-Yunanistan Ortak Bakanlar Kurulu toplantısı için de İzmir'den Atina'ya doğrudan uçak seferi müjdesi verdi. İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:



KURTARILINCAYA DEK


“Irak silahlı kuvvetlerinin DAEŞ saldırıları karşısında etkin mücadele gösterememesi, Musul gibi ülkenin ikinci büyük kentinin düşmesi, bu tehdide karşı işbirliğinin gerekliliğini ortaya koymuştur. Biz bu çerçevede Irak makamlarının talepleri doğrultusunda gerek peşmerge gerekse Musullu yerel gönüllülere eğitim ve donatım desteği sağlıyoruz. Bu desteğimiz Musul kurtarılıncaya kadar devam edecektir. Bu amaçla gönderdiğimiz eğitim birliğinin güvenliği için asker ve mühimmatta yeniden tanzim de dahil olmak üzere her tedbiri almak durumundayız. Nitekim DAEŞ'in eğitim kampımızın olduğu bölgeye gerçekleştirdiği saldırılar, bu konuda haklılığımızı bütün dünyaya göstermiştir. Türkiye, komşu ülkelerin toprak bütünlüğünün korunması ve bölgenin terör örgütlerinden arındırılması için bundan sonra da kararlı tutumunu sergileyecektir."





KARAR GERÇEKÇİ DEĞİL


“BM Genel Kurulu'nda kabul edilen kararla birlikte Suriye krizinin çözümü yolunda kritik bir eşiğe gelindi. Suriye'deki krizin çözümü, Esed'in yerini meşru bir hükümete bırakmasıyla mümkündür. BM Güvenlik Konseyi kararı, sorunun diplomatik çözümü açısından olumlu bir adım, fakat Suriye halkını Esed'in zulmünden koruyacak gerçekçi bir perspektife sahip gözükmüyor."



Kırım'ın işgalini tanımadık tanımayız


(Kırım'da Rus işgali)


“Ukrayna'da gelinen noktayı da yakından takip ediyoruz. Ukrayna ile her alanda işbirliğini güçlendireceğiz. Ukrayna'yı ziyaret edeceğim, Ukrayna Cumhurbaşkanı'nı da Türkiye'de ağırlanacak. Kırım Tatarlarının esenlik ve refahı Ukrayna ile işbirliğinin en önemli odak noktalarından biri. Kırım'ın Rusya tarafından işgalini tanımadık, tanımayacağız. Kırım Tatarlarının tarihte uğradığı sürgün ve baskıları kabul etmedik, etmeyeceğiz. Bir gece yarısı 1944 yılında insanların hunharca evlerinden toplanarak kara trenlere bindirilip Sibirya'ya sürüldüğü o günleri hiçbir zaman unutmadık. Şimdi yapılması gereken, Kırım Tatarlarının refahı ve kalkınması için iş dünyamızın, girişimcilerimizin aktif biçimde mevcut fırsatları değerlendirmesidir."



O uçakla ilk Çipras gelecek


(Türkiye-Yunanistan ilişkileri)


“THY 108 ülkede 261 şehre uçuş yapıyor. Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile Brüksel'de yaptığımız görüşmede, bir sonraki Yüksek Düzeyli İşbirliği Konsey toplantısını şubatın ilk yarısında İzmir'de yapmaya karar verdik. İnşallah THY de Atina-İzmir seferini başlatacak ve ilk ağırlayacağı da Çipras olacak. Bu da sembolik olarak Ege'yi bir barış denizi haline getirmemizin yansıması olacak."



Kastettikleri bölmekse izin vermeyiz


(HDP'nin hendek kazan teröristlere destek açıklaması)


“HDP, milletin huzurunu bozan, eğitim hakkını engelleyen, ekmeğine kasteden, evini terk etmesine sebep olan şehir eşkıyalığına 'Dur' diyeceğine, 'Biz milletten hendek kazmak, barikat kurmak için değil, siyaset yapmak için oy istedik' diyeceğine, terör çetelerine omuz veriyor ve 'Mücadeleyi büyüteceğiz' diyor. Neyin mücadelesidir bu? Eğer mücadele bu şehirlerde kaos çıkarmaksa, buna izin vermeyiz. Eğer kastettikleri mücadele Türkiye'yi bölmekse, buna asla izin vermedik, vermeyeceğiz!"









Gözümün önünden gitmiyor






Başbakan Davutoğlu, Bodrum'da sığınmacıları taşıyan botların batması sonucu hayatını kaybeden Suriyeli Aylan Kurdi'nin babası Abdullah Kurdi'yi kabul etti. Başbakanlık Resmi Konutu'nda önceki günkü kabulde Davutoğlu, Abdullah Kurdi'ye, “Bizim, sizin gibi yüreğimiz yandı, hâlâ o resim hiç gözümüzün önünden gitmiyor" dedi. Aylan'ın çok küçük yaşta vefat ettiğini ancak büyük bir miras bıraktığını belirterek, “O olmasaydı, Suriyeli mültecilerin dramını kimse anlamayacaktı. Biz o andan itibaren Aylan'ı da sizleri de bütün ailenizi de bizim ailemiz kabul ettik ve bundan sonra da hep böyle olacak. Hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısınız hem de bizim öz ailemizsiniz" diye konuştu.



Yazıklar olsun!


(CHP'li Eren Erdem'in iddiası)


“Üstad Necip Fazıl, CHP'nin Demokrat Parti'ye karşı sergilediği muhalefeti anlatmak için 'Bizdeki muhalefet, iktidarı düşürme şartıyla vatanı düşürmeye bile razıdır' demişti. Ne garip tecellidir ki bugün de aynı tutumu maalesef anamuhalefet partimizden görüyoruz. Bir CHP milletvekili (Eren Erdem) hepimizi derinden üzen ifadelerde bulundu. Ben ülke zikretmeyeyim ama 'Eğer bir komşu ülkeyle Türkiye karşı karşıya gelirse Türkiye'ye karşı o komşu ülkenin safında olurum' dedi. Bu demokrasi tarihimizde hiç sarf edilmemiş bir sözdü. Bunu diyen kişi artık 'Ben milletin vekiliyim' deme hakkına sahip olur mu? Düşünebiliyor musunuz, bu sözler karşısında hala sessiz kalan bir anamuhalefet partimiz var. Bu feci paylaşımla ilgili sonrasında ne sözlerin sahibinden ne de parti yönetiminden özür falan da gelmiş değil."



100 YIL ÖNCEKİ HASTALIK


“İşte bu isim geçtiğimiz hafta da bir Rus kanalında Türkiye'nin 2013'te DAEŞ'e sarin gazı sattığını iddia etti. Bu alçakça bir iftiradır. Hele bugünlerde bunu söyleyen birisi açık bir ihanet içindedir. Bu nasıl bir vatan, millet düşmanlığıdır. Kılıçdaroğlu da bırakın bu kişiyi kınamayı, hakkında işlem yapmayı, aksine onu sıvazladı, haklı olduğunu ifade eden beyanlarda bulundu. Enver Paşa, Edirne'yi geri almak için harekata başladığında dönemin muhalefeti 'Edirne'ye Enver gireceğine Bulgar girsin' diyebilmişti. İşte 100 yıl sonra aynı hastalıklı bir haldir bu hal. Ben sadece 'yazıklar olsun' diyorum. Bu tutumu milletimizin engin ferasetine havale ediyorum."



Diyaloğa evet dikteye hayır


(Sınırda Rus uçağının düşürülmesi)


“Biz savunma görevimizi yaptık ve uluslararası hukuka göre bu bizim en tabii hakkımızdır. Günlerdir Rusya tarafından ağır ithamlara, nezaketsiz suçlamalara maruz kalıyoruz. Her şeye rağmen sağduyuyla hareket ettik. Sayın Putin bir devlet adamına yakışmayacak üslupla Türkiye'ye saldırıyor. Sayın Putin, bir ay önce bizim Müslüman bir ülke olduğumuzu bilmiyor muydu? Sayın Putin bir ay önce Antalya'da Sayın Cumhurbaşkanımızla G20 Zirvesi'nde buluştuğunda Türkiyemizin dış politikasını bilmiyor muydu? Türkiye, DAEŞ ile işbirliği yaptıysa niye o zaman açıp konuşmadı? Ama biz bugün kimlerin DAEŞ ve PKK gibi terör örgütleriyle Türkiye'yi rahatsız etmek üzere temas halinde olduğunu da biliyoruz. Türkiye kendi sınırlarını korumak için ne zaman adım atması gerekirse hiç tereddüt etmeden bunu atar. Rusya ile görüşmeye, her türlü fikir alışverişinde bulunmaya hazırız. Ancak bize bir şey dikte ettirmesine asla izin vermeyiz."


#Ahmet Davutoğlu
#Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu
#birleşmiş milletler
8 yıl önce