|

Tarlayı bırakıp bilime koştular

Türkiye’de çocuk işçi sayısı maalesef 1 milyona dayandı, dünyada ise en az 152 milyon çocuğun emeği ucuz iş gücü olarak sömürülüyor. BİLSEM tarafından Sabancı Vakfı’nın desteği ile gerçekleştirilen ‘İşimiz Bilim, Gücümüz Sanat’ projesiyle; Adıyaman Sarıharman Köyü’ndeki çiftçi çocukları, tarlayı bırakıp, bilim ve sanatla buluştu.

Arzu Kurum
04:00 - 29/07/2019 Pazartesi
Güncelleme: 01:21 - 29/07/2019 Pazartesi
Yeni Şafak
Köyde bulunan 7-13 yaşları arasındaki öğrenciler, eğitimlere katılarak yeni bilgi ve beceriler kazandı.
Köyde bulunan 7-13 yaşları arasındaki öğrenciler, eğitimlere katılarak yeni bilgi ve beceriler kazandı.

Okulların tatile girmesiyle bilikte çocukların bir kısmı hem harçlığını çıkarmak hem de ailelerine destek olmak için çalışıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün raporuna göre, tüm dünyada 73 milyonu 'tehlikeli' işlerde olmak üzere 152 milyon çocuk işçi bulunuyor. Tarım yüzde 70,9'luk oranla çocuk işçilerin en fazla olduğu sektör durumundayken, bu alanı sırasıyla hizmet ve sanayi sektörü izliyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nca (TÜİK) yapılan, 2012 yılı Çocuk İşgücü Anketi'ne göre Türkiye'de ise 893 bin çocuk ekonomik faaliyette yer alıyor. 'Çocuk işçiliği sorunu'nu ortadan kaldırmak için çalışmaların sürdüğü ülkemizde, bu doğrultuda 2018 ‘Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı’ ilan edilmişti.


BİLGİ VE BECERİ KAZANDILAR

Biz de bu alanda yürütülen kıymetli çalışmalardan birini yerinde görme fırsatı yakalayarak; miniklerin heyecan ve gözlerindeki umuda ortak olduk. Türkiye’de hibe programlarını uygulayan ilk vakıf olan ve sivil toplum kuruluşlarının güçlenmesine katkıda bulunan Sabancı Vakfı’nın desteği ile Adıyaman Bilim ve Sanat Merkezi (Adıyaman BİLSEM) tarafından gerçekleştirilen ‘İşimiz Bilim Gücümüz Sanat’ projesi, Adıyaman’ın Sarıharman Köyü’ndeki çiftçi çocuklarını bilim ve sanatla tanıştırdı. Proje sayesinde köyde bulunan 7-13 yaşları arasındaki yüzlerce öğrenci, Adıyaman BİLSEM’in çocuk gelişimi, etkinlik örnekleri ve çocuk atölyeleri konusunda uzmanlaşmış profesyonel eğitimciler tarafından Temmuz ayı boyunca 11 farklı atölyede yürütülen bilimsel ve sanatsal eğitimlere katılarak yeni bilgi ve beceriler kazandı. Projede; Robotik ve Kodlama, Bilim Avcıları, Fen ve Biyoloji, Diksiyon ve Yazarlık, İngilizce, Teknoloji Tasarım, Akıl Oyunları, Origami-Krigami, El Sanatları, Ahşap Hobi, Görsel Sanatlar atölyeleri yer aldı.


ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİN ÖNÜNE GEÇMEK AMAÇLANIYOR

Çalışma, bir yandan özgün ve nitelikli eğitimi çiftçi çocuklarına ulaştırırken diğer yandan da dünya genelinde bir sorun olan tarımda çocuk işçiliğini önlemek üzere geliştirildi. Adıyaman BİLSEM Kurum Müdürü Fuat Tokur, öğrencilerin bir ay süre ile özel olarak tasarlanan atölyelerde eğitim aldıklarını belirterek, “Çocukluk, bir ferdin gelecekteki yaşamını şekillendiren en önemli gelişim evresidir. Köye taşıdığımız atölyeler aracılığıyla, çocukların ufkunu genişletmeyi, onlara ilham vermeyi amaçladık. Böylelikle, ailelerinin de destekleriyle, tarımda erken yaşta çocuk işçiliğinin önlenmesine katkımız oldu” ifadelerini kullandı.

KALİTELİ EĞİTİM ODAKTA

Bilim ve sanatın, aydınlık geleceğin en önemli teminatı olduğunu dile getiren Tokur, çocukların düzenlenen eğitimlere büyük ilgi ve hevesle katıldıklarını belirterek, çocuk atölyeleri konusunda uzmanlaşmış, nitelikli bir ekiple çocukların güzel anılar biriktirmelerine vesile olduklarını belirtti. Proje ile ilgili görüşlerini paylaşan Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan ise, vakıf olarak 45 yıldır toplumsal gelişim için çalıştıklarını anlatarak; “Kaliteli Eğitimin Desteklenmesi”, “Eğitime Erişimin ve Devamın Sağlanması” ve “Hak Temelli Yaygın Eğitim Çalışmalarının Desteklenmesi” gibi alanlara odaklandıklarını bildirdi.

  • TABLETLE TANIŞMAMIŞ HİÇ KİRAZ YEMEMİŞLER
  • Proje kapsamında ziyaret ettiğimiz okulda, sohbet etme imkânı bulduğumuz çocukların neredeyse tamamı tütün tarlalarında çalışıyor. Minikler bir aylık eğitim sürecinde okula koşa koşa geldiklerini anlatıp, bitmesinden büyük üzüntü duyduklarını dile getiriyor. Katılımcılar, uygulamanın hayatlarında büyük rol oynacağını belirtiyor. Yetkililerden, çevre köylerden projeye katılmak isteyen çok sayıda öğrenci olduğunu ve ihtiyaca cevap verilemediğini öğreniyoruz.Henüz tabletle tanışmamış, bu güzel çocukların hayatlarında daha önce hiç kiraz yemediğini fark ettiklerini ve bu meyveyle tanıştırdıklarını anlatıyor öğretmenleri. Şehirden ayrılırken Fuat Tokur Hoca’nın, “Eğitimde fırsat eşitliği; herkese aynı eğitimi vermek değil, kişiye özel yeteneği doğrultusunda eğitim vermektir” sözünün doğruluğu çınlıyor kulaklarımda. Proje Koordinatörü Bilal Zemin başta olmak üzere çocuklarımıza emek vererek, ufuk açmayı ilke edinmiş bu idealist öğretmenlerimiz hep var olsun...

#Çocuk
#İşçi
5 yıl önce