|

Üç adımlık yol haritası

Rus uçağının düşürülmesiyle başlayan krizi, “Psikolojik boyutu gittikçe artan dozda bir krizle karşı karşıyayız” diye değerlendiren Başbakan Davutoğlu, Rusya’nın attığı adımlara karşılık vereceklerini söyledi. Davutoğlu, iletişimle bir sonuç alınamazsa Türkiye’nin atacağı adımları 3 ana başlıkta sıraladı: Zararların telafisi, yapısal çözümler ve caydırıcı adımlar.

Yeni Şafak
04:00 - 5/12/2015 Cumartesi
Güncelleme: 05:22 - 5/12/2015 Cumartesi
Yeni Şafak
AHMET RIFAT ALBUZ


Başbakan Ahmet Davutoğlu, iki gün süren Azerbaycan ziyaretinin ardından Türkiye'ye dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, Rus uçağının düşürülmesinden Türkmenlere yönelik saldırıya, IŞİD ile mücadeleden Suriye'deki iç savaşa kadar önemli mesajlar verdi.



Rusya'nın Türkiye'ye karşı başlattığı ekonomik yaptırımların her iki ülkeye de zararları olacağını belirten Davutoğlu, birinci önceliklerinin iletişim olduğunu söyledi. Davutoğlu, eğer bir sonuç alınamazsa Türkiye'nin atacağı adımları sıraladı. Son bakanlar kurulu toplantısında ve ardından Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek başkanlığında gerçekleştirilen toplantılarda konunun ele alındığını, Rusya yaptırımlarına karşı alınacak önlemleri ve Türkiye'nin atacağı adımların üç ana başlıkta topladıklarını söyledi.



ZARARLARIN TELAFİSİ


Telafi edici tedbirler noktasında yaptırımların Türk iş adamlarına muhtemel etkisinin masaya yatırıldığını söyleyen Davutoğlu, “Bu noktada bazı önlemler alınacak" dedi. Başbakan, iş adamlarının zararlarının giderilmesi noktasında devlet desteğinin gündemlerinde olduğunu belirterek, “Kriz derinleştiği takdirde bu adımın detaylarını açıklayacağız" diye konuştu. Bu kapsamda turizmcilere yapılan desteği hatırlatan Başbakan, 30 Kasım'da süresi dolan desteğin tarihini uzattıklarını, benzer adımların diğer sektörlerde de atılabileceğini söyledi.



YAPISAL ÇÖZÜMLER


Yapısal tedbirler noktasında Rusya'nın enerji alanındaki hamlesine dikkati çeken Davutoğlu, bu adımı Türkiye'nin enerji alanında herhangi bir ülkeye bağımlılığının önüne geçilmesi olarak tanımladı. Bu tedbirlerin zaman alıcı tedbirler olduğunu söyleyen Başbakan Davutoğlu, TANAP ve Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projelerinin altını çizdi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile yaptığı görüşmeye değinen Davutoğlu, her iki projenin de ön görülen tarihten erkene çekilebileceğini ve Hazar Denizi'nden gelen enerjinin paylaşımı noktasında bazı değişikliklerin gerçekleşebileceğini söyledi.



ULUSLARARASI BOYUTU VAR


Davutoğlu, “Bu konularda ayrıca enerji bağlamında alınacak tedbirler var. Tabi bunun uluslararası boyutu var, bunlar uluslararası anlaşmalarla teminat altına alınmış hususlar. Bu konuda atılacak adımların uluslararası sonuçlarını da değerlendiriyoruz. Yani Türkiye her türlü olumsuz etkiye hazırlıklı olmak için tüm çalışmaları sürdürüyor ama şu bilinmeli ki ambargolar yapana da zarar verir, uygulanana da. Ekonomik ambargoların fayda getireceğine inanmıyoruz" diyerek geçmişte İran ve Suriye'ye yapılan ambargoları örnek gösterdi.



CAYDIRICI ADIMLAR


Caydırıcı adımlar noktasında detayları açıklamaktan kaçınan Davutoğlu, Rusya ile iletişimin önemine vurgu yaparak, “Ümit ederiz ki bu adımı atmak zorunda kalmayız" dedi. Aksi taktirde Türkiye'nin farklı noktalarda net kararlar alabileceğini ve bu durumun Rusya'ya muhtemel etkileri olacağını belirtti.



PSİKOLOJİK BOYUTU ARTAN KRİZ


Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından Rusya'nın gerilimi tırmandırmaya yönelik adımlar attığını kaydeden Davutoğlu, şunları söyledi:



“Rusya bu adımlarla krizi tırmandırıyor. Bu krizin bir gerçek boyutu var yani olgusal boyutu, bir de psikolojik boyutu var. Psikolojik boyutu gittikçe artan dozda bir krizle karşı karşıyayız. Dolayısıyla öncelikle bu psikolojik kıskaçtan, çıkmazdan bir an önce uzaklaşmak lazım. Rusya'nın bu psikolojik krizden çıkması lazım, her gün yapılan açıklamalarla kriz derinleşiyor. Halbuki olgusal boyuta dönmeli, gerçekleri göz önünde bulundurmalı, bu olayı nasıl rayına oturtacağımızı konuşmamız gerek ama öyle bir durum var ki, görüşmek mümkün olmuyor. Asıl önemli olan Rusya ile ilişkilerde iletişim kanallarının açık tutulması. Samimi duygularla bu krizi aşmamız gerek."



Bayrağa saygı




Davutoğlu, Azerbaycan'ın merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ve önemli Azeri şahsiyetlerin kabirlerinin bulunduğu devlet mezarlığını ziyaret ederek, Haydar Aliyev'in anıt mezarına çelenk, Aliyev'in eşi Zarife Aliyeva'nın mezarına ise çiçek bıraktı. Daha sonra, 20 Ocak şehitlerinin yer aldığı Bakü Şehitler Hıyabanı'na giden Başbakan Davutoğlu, Ebedi Ateş Anıtı'na çelenk sundu. Davutoğlu, iki ülke milli marşlarının çalındığı ziyarette, tören mangasının taşıdığı Azerbaycan bayrağını öperek alnına koydu. Bakü ziyareti kapsamında son olarak Bakü Türk Şehitliğine geçen Davutoğlu, buradaki anıta çelenk ve temsili Türk şehit mezarlarına karanfil bırakarak, anıt şeref defterini imzaladı.



Kantona karşıyız


“Suriye krizinin de bir an önce çözülmesi lazım" diyen Davutoğlu, 'Suriye'de kantonlaşma' konusuna ilişkin, “Biz Suriye'nin kantonlaşmasına prensip olarak olumlu bakmayız. İster Türk, ister Kürt, ister Arap bu şekilde kantonlaşmalar, etnik temelli kantonlaşmalar bir süre sonra o etnik toplumların birbirinden uzaklaşması sonucunu doğurur. Aksine bu etnik gruplar birbirine daha çok yakınlaşmalı, daha çok kaynaşmalı. Zaten Ortadoğu'da sınırları tekrar böyle sarsmak isteyenler böyle bir kantonlaşma fikrine yakın duruyorlar. Tekrar etnik ve mezhebi temelli her parçalanma, kardeşi kardeşten ayırır. Suriye'nin birliğini, beraberliğini kollayan yeni bir siyasal anlayışa ihtiyaç var" dedi.



Tereddüt etmeyiz


Davutoğlu, İran ve Rusya'nın fiilen uçaklarıyla ve askerleriyle Suriye'de olduğunu belirterek, Türkiye'ye dönük bir tehdit olduğu anda gerekli tedbirlerin alınacağını söyledi. ''Hiç kimse Suriye'ye müdahale etmesin'' diyenlerin Suriye'ye müdahale ettiğini belirten Davutoğlu, “Türkiye'ye dönük bir tehdit olduğu anda gerekli tedbiri alırız. Türkiye, tereddüt etmez gerekli adımı atar. Dolayısıyla ister koalisyonla birlikte yürütmekte olduğumuz çabalar, isterse onun dışında tek başına yapmamız gereken bir şey olursa her ikisinde de tereddüt etmeyiz. Suriye'deki bütün halklar bizim kardeşimizdir" şeklinde konuştu. Suriye'deki krizin herkesten çok Türkiye'yi etkilediğini dile getiren Davutoğlu, “Suriye'de krizin çözümüne de herkesten çok Türkiye katkıda bulunabilir. Ümit ederiz ki böyle bir ihtiyaç hasıl olmaz, bizim müdahalemiz gibi. Ama eğer hasıl olursa Türkiye'nin ulusal güvenliğini ilgilendirecek bir durum, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da gerekli adımları atarız" diye konuştu. Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye sınırlarının terör unsurlarının temizlenmesi konusunda tavrının öteden beri devam ettiğini belirterek, IŞİD unsurlarının temizlenmesini istediklerini söyledi.



Ukrayna bizi davet etse Rusya ne yapardı


Başbakan Davutoğlu, Türk hava sahasını defalarca ihlal edip bunun görmezden gelinmesini isteyen Rusya'ya da çarpıcı bir 'Ukrayna' örneği ile empati çağrısı yaptı. Davutoğlu, şunları kaydetti: Hani Türk uçakları, Ukrayna devletinin davetlisi olarak doğu Ukrayna'da operasyon yapıyor olsaydı ve Türkiye, Rusya hava sahasını ihlal etseydi, acaba bugün Rusya kendisine gösterilmesini beklediği anlayışı, Türk uçaklarına veya başka bir uçağa, bir NATO ülkesi uçağına gösterir miydi? Herkesin empati yapması lazım. Tablo böyle bir tablo. 'Biz bunu yapacağız' diye söylemiyorum ama kıyas böyle. 'Efendim Suriye'nin meşru hükümeti bizi çağırdı.' Peki, 'Ukrayna'nın meşru hükümeti bizi çağırsa.' Biz doğu Ukrayna'da Rus gibi gördüğü toplulukların üzerine bomba yağdırsak ve bu arada da Rusya hava sahasını kullansak veya ihlal etsek, Rusya buna şey gösterir mi? "



Uluslararası bir kriz




Davutoğlu, Türkiye'nin, sınırlarını korumak için her türlü tedbiri alma hakkına sahip olduğuna işaret ederek, “DAEŞ unsurlarının bulunduğu 98 kilometrelik alanın, Suriye halkının meşru temsilcisi olarak gördüğü ılımlı muhalefet tarafından kontrol edilmesi bizim her zaman öncelikli tercihimiz olmuştur. Bu bağlamda birçok çalışmalar yapıldı. Buradaki en önemli aksaklık DAEŞ'e karşı operasyon yapan ülke ve ülke gruplarının birbirinden kopuk hareket etmesinin doğurduğu sıkıntılardır" dedi. Suriye'de çözümün kısa zamanda gelmesini beklemenin doğru olmayacağını vurgulayan Davutoğlu, “Aslında son gelişen olaylarda Suriye'deki riskin nasıl Türkiye-Rusya, Türkiye-Rusya-NATO gerilimine yol açtığı ortada. Demek ki Suriye krizi artık sadece oradaki çatışan grupların arasındaki bir iç kriz değil, uluslararası bir kriz. Ya hep beraber oturup bunu çözeceğiz ya da hep beraber olumsuz sonuçlara katlanmak zorunda kalacağız. Onun için aslında bütün gelişmeler herkese bir ders olacak mahiyette. Böylesine bir kontrolsüz bölge varken, kimse kendini emniyette hissedemez kolay kolay" diye konuştu.






#Ahmet Davutoğlu
#Mehmet Şimşek
#Rus savaş uçağı
8 yıl önce