Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, BM Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi 12. Taraflar Konferansı'nda yaptığı konuşmada, dünyanın Suriye'deki zulme seyirci kalmasına tepki gösterdi. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
Artık çevre meselesinin, tabiat-insan ilişkileri bağlamında yeniden ele alınması, insanların manevi dünyalarındaki asli yerine oturtulması gerekiyor. Yaşadığımız toprakları sadece atalarımızdan bir miras değil, aynı zamanda çocuklarımızın bizlere bir emaneti olarak görmeliyiz. İşte bu anlayışla biz çevre politikalarımızı dünya standartlarına uygun olarak oluşturuyoruz.
Diğer yandan ülkelere ve halklara sadece yer altı kaynaklarının değeri ile bakanlar, çok büyük acıların yaşanmasına yol açıyorlar. Bugün dünyanın pek çok yerinde insanlığın ve tabiatın varlığına yönelik suçlar işlenirken maalesef uluslararası toplum iyi bir imtihan vermiyor. Yeni aldığı rakama göre Suriye'de 366 bin sivil katledilirken, insanlığın ortak mirası olan bir tarih maddi, manevi unsurlarıyla yok edilirken, dünya olup bitene sadece seyirci kaldı.
Batılı ülkelerin vatandaşları için en temel hak olarak kabul edilen hayat hakkı, demokrasi ve özgürlükler, Suriye halkına lüks olarak görüldü. Aynı şekilde Mısır'da demokratik haklarını talep edenlerin, Filistin'de onurlarını koruyanların hakları ayaklar altına alınırken tüm dünya adeta üç maymunu oynadı. Hani demokrasi, hani hak ve özgürlükler?
Demokrasi sadece egemen güçler için mi var? Demokrasi, hak ve özgürlükler az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler için, o ülkenin insanları için geçerli değil mi? Bunları konuşunca birileri rahatsız oluyor. Olsalar da olmasalar da biz doğruyu, hakkı her yerde söylemeye devam edeceğiz.
Vicdanların çölleştiği bir dünyada, toprağın çölleşmesini önlemek mümkün değil. Önce vicdanları adaletle, ötekine saygıyla, barışla, merhametle zenginleştireceğiz ki toprakları da kurtarabilelim. Biz çevre, çölleşme meselesine işte bu şekilde yaklaşıyoruz.
Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için bir dönüm noktasındayız. Bu konuda hepimize önemli sorumluluklar düşüyor. Burada tüm dünya ülkeleri olarak dayanışmamız şart. Yardımlaşmamız şart. Bunu yapmamız gerekiyor. Bilgiyi paylaşmada kıskanç davranmamak gerekiyor. İmkanları paylaşmada kıskanç davranmamak gerekiyor ve bu imkanları paylaşmak bizim hem insani hem vicdani yönümüzdür diye düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden gelen bazı kanaat önderleri ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir araya geldi. Basına kapalı gerçekleşen görüşmede İçişleri Bakanı Selami Altınok, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Kutbettin Arzu, Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu da hazır bulundu.
Söz konusu buluşmanın, Erdoğan'ın bölgedeki durumu konuklardan bizzat dinleme açısıdan da önemli bir fırsat teşkil ettiği kaydedildi. Bölgeyle ilgili benzer toplantıların, Külliye'de önümüzdeki süreçte de tekrar yapılacağı belirtildi. Erdoğan'ın, bir dizi kabul ile çeşitli kanaat önderlerinin bölgedeki durum hakkındaki kanaatlerini öğrenmeyi amaçladığı bildiriliyor.
Toplantıya Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tunceli ve Van'dan olmak üzere 16 ilden toplam 61 kanaat önderi katıldı. Erdoğan toplantıya katılanların sorunları ve önerilerini dinledi. Daha sonra bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüm sürecinde PKK'nın algı operasyonu yaptığını ve sürecin bitişini hükümete fatura etmeye çalıştığını vurguladı. Erdoğan kanaat önderlerine terörle mücadeleden vazgeçmeyeceklerini ancak 1990'lı yıllara da asla dönülmeyeceğini anlattı.
