Evde çocukları ile birlikte televizyon izledikleri esnada Avrasya Maratonu koşularına rastladığını ve eşine ’ben de koşarım’ dediğini aktaran Özmen, "45 ya da 48 yaşlarında idim, spor nedir bilmezdim. Köy yerinde çobanlık yapardım. Bir gün televizyonda Avrasya Maratonu’nu izlerken eşime ’ben de koşarım’ dedim, bana ’sen bu kiloyla nasıl koşacaksın, yapamazsın’ dedi. Ona inat koşuya başladım ve 20 yıldır koşuyorum. Aldığım başarıları, madalyaları eşime veriyorum. Bir sporcunun en büyük destekçisi ailesidir. Eşime inat başladım, o ’koşamazsın’ dedikçe ben madalya kazandım, dereceye girdim. Ona çok teşekkür ediyorum. O benim en büyük destekçim" ifadelerini kullandı.
Balkan şampiyonluğu var
"Sağlık için koşuyorum"
"Beni koşarken görenler amacın var mı diye soruyorlar" diyen Özmen, "Amacım sıhhattir. Bana maddiyat değil sıhhat lazım. Ben sıhhatimi bundan kazanıyorum. Bu yaştan sonra koşulur mu diyorlar, ne yapayım kahve köşelerine mi gideyim diyorum. Koşu benim için aşktır, sevgidir. İnanın ki herkesin koşmasını ve bunu uygulamasını istiyorum" diye konuştu.
Gençlere örnek oluyor
Özellikle gençlere 67 yaşındaki Dursun Özmen’i örnek gösterdiklerini söyleyen Güreş Antrenörü Yasin Şahin, "Güreş antrenörüyüm, yıllardır güreş yapıyoruz ve güreşlerde koşu bizim için çok önemli. 20 sene önce Dursun ağabeyimiz ile tanıştık. Dursun ağabeyimiz bize koşmanın nefes almanın sağlıklı sporun nasıl olduğunu gösterdi. Onunla koşuya çıkıyoruz. Onun hızına biz ondan genç olmamıza rağmen yetişemiyoruz" açıklamasında bulundu.
