Gezi olayları; CNN Türk ile Hürriyet, Taraf, Cumhuriyet ve Zaman Gazeteleri, asimetrik medya saldırıları için yaratılmış Ot ve Leman gibi underground görünümlü Aydın Doğan destekli mecralar ve Diken, t24 benzeri internet siteleri, medya cephesinin konsolide olmasının ve militan bir politik üsluba bürünmesinin miladıdır. Eren Safi'nin kaleme aldığı yazıda bahsedilen kişiler ise siyasi olaylardaki rolleriyle anlatılarak adeta okuyucunun gözünde yeniden canlandırılmış.
Yazıda yer alan isimlerden ilki eskiden İslamcı sermaye için çalışan bir “ara personel” olarak nitelendiriliyor. Zamanında Gerçek Hayat bünyesinden tanıdığımız bu isim şimdilerde tüketiciyi kışkırtmak ve promosyon gibi konularda tartışılmaz deha olarak görülüyor. Fırsat bulduğunda yazarlık yapmaya başlayan bu şahıs, şimdilerde Kürtçülere kanaat önderi olmuş. Okur-yazar Müslümanların yanında edebiyle oturan ara sıra lafa girmeye çalışıp sonra pardon diyen bir yüz ifadesi ve şaşkın bakışlar altında yerine dönen bu şahıs, bir medya yöneticisiydi aynı zamanda…
Eren Safi'nin Çin malı Hakan Albayrak olarak nitelendirdiği bu gazeteci, Amerika'ya gidip geldikten sonra kendisinden beklenen atakları gerçekleştiremediği için karşılaştığı ilgisizlikle hırçınlaşmış görünüyor. Bu isim, aynı kuşaktan olduğu halde Hakan Albayrak, Nihat Genç veya Gökhan Özcan gibi değil de bir alt ligde olan İdris Özyol, Kenan Çamurcu gibi algılanıyor. Şimdilerde ise militan ağzıyla Ak Parti trolleriyle kapışmakta…
Kendisini Anti-kapitalist Müslüman olarak nitelendiren bu isme bir tür entelektüel dolandırıcı diyen Safi, “Yaşayan Kuran” adlı mealinde ve Gezi olaylarında gösterdiği cengâverlikle bu dolandırıcılığın izlerini gözler önüne seriyor. Eren Safi sözlerine şöyle devam ediyor;
“Yok, 28 Şubat'ta çile çektik, yok şöyle mücadele verdik diye üfürdüğüne bakmayın. Kimsenin bilmediği, tanımadığı, sürekli oraya buraya yamanmaya çalışan yarı gazeteci yarı ilahiyatçı garibandan bahsediyoruz. Allame-i cihan pozlarına aldırmayın, fiil çekecek Arapçası da Kuran çevirecek kadar Türkçesi de yok.”
Aydın Doğan'ın dizinde oturup kapitalizmle mücadele ediyorum diyen bu zamane meddahı, Muaveyi'den Ebu Zer'den PKK terörünün fıkhi güzellemesine nasıl ulaştı diyeceksiniz, ayrı.
Şiirde ilginç şeyler deneyerek işe başlayan romancımız, Gerçek Hayat'ta sivrilen kişilerden olamadı maalesef. Yaşlı genç, gezi olaylarına kadar da bu parlamayı gerçekleştiremedi. Herhangi bir yabancı dili ve ihtisası olmayan şahıs, laiklik, özgürlük ve şehirleşme kavramlarını da yeni keşfetmiş. Şansını ise kalibresi giderek düşen yazılarında kenar mahalle müktesebatıyla Müslümanlara, İslam'a ve “katil devlet”e saldırarak deniyor.
Bu İslamcı eskisi saldırgan Kürtçüleri Maradona'nın “meraba Televole” dediği kısa videoda arkadaki tiplere benzeten Eren Safi yazısını şu cümlelerle bitiriyor;
“Heyecanlarını anlıyorum çünkü kendileri daha iyi biliyor ki bu ve benzeri örnekler mülteci botuna çok zaman önce atlamış Ahmet Hakan veya Akif Beki gibi değil. Bunların kullanışlı enstrümanlar olmaya devam etmesi ve gündemde olmaları için her seferinde bir bahaneyle daha da ileri gitmeleri, her seferinde Müslümanlara daha süfli şekilde saldırmaları şart.
…
Allah'tan ülkemizde fikir hürriyeti yok, söz söylemek yasak. Maazallah demek bir de serbest olaymış?”
