Fikirleri ve eserleriyle milli davanın öncü isimlerden Mehmet Akif Ersoy, vefatının 81. yıldönümünde çeşitli etkinliklerle anılıyor. Bu kapsamda Akif’in hayatı bir kez daha tiyatro sahnesine taşındı. Akif’in Mısır’da yaşadığı olayları anlatan 'Sürgün' adlı oyun Tiyatral Sanatlar Akademisi tarafından Zuhal Öztürk’ün yönetmenliğinde seyirciyle buluşuyor. Bugün saat 19.00’da Zeytinburnu Kültür Merkezi’nde sahnelenecek oyunu yönetmeninden dinledik.
Biz Tiyatral Sanatlar Akademisi Vakfı olarak derdi olan çalışmalar peşindeyiz. Mehmet Akif’in bir yarası vardı. Vatanın iyiliği için burayı terk etmek zorunda kaldı. Fedakârlık yaptı ve Mısır’a aslında ülkesini sevdiği için gitti. Akif çok özel ve dolu bir insan. Az kişinin başarabileceği bir duruş sergiledi. Onun milli duruşunu anlamak ve seyirciye yansıtmak istedik.
Mehmet Akif’i konu alan çok oyun yapıldı. Seyrettiğimiz oyunların birçoğunda onun hayatı ve vatan şairliği işlendi. Genelde didaktik bir Akif gördük. Oysa insan Akif’i görmek beni daha çok etkiliyor. Bu yüzden Mehmet Akif’i ana karakter olarak değil yan karakter olarak ele aldık.
Biz sürgün dönemini anlatıyoruz. Akif’in Mısır dönüşünde Takrir-i Sükûn yasasının çıkmasından sonra peşine bir istihbarat ajanı takılıyor ve her hareketini taraflı olarak raporluyor. Onu Mısır’a getiren sebepleri, yönetime karşı eleştirel duruşunu, duygularını, yaşadıklarını yansıtmak istedik. Kısacası oyunda yaşayan bir Akif var, onu göreceğiz.
O dönemde Batılılaşma adıyla kıyafet almışız, kelimeler almışız ve özümüzden kopmuşuz. Mehmet Akif Ersoy bu kopuşa karşı milli bir duruş sergiliyor. Batının bilimini alırken, çok iyi Fransızca konuşurken yerli ve milli ideolojisinden vazgeçmemiş ve değerlerine sahip çıkmış. Mesela Victor Hugo’yu Fransız aslından okumuş bir şahsiyet. Kaynak eserlerin hepsine hâkim. Fakat her zaman milli değerlerine sahip çıkmış.
