Büyük şair Tevfik Fikret'in ölümünden 2 yıl sonra dostları ve yakın arkadaşları tarafından hazırlanan Muallim mecmuasının özel sayısı bugün yeniden okurlarla buluşuyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yeni Türk Edebiyatı doktora öğrencisi Bahanur Garan Gökşen'in, Prof. Dr. Abdullah Uçman'ın desteğiyle hazırladığı proje Tevfik Fikret'in ölümünün 100. yılı münasebetiyle onu yeniden edebiyat gündemine taşımayı amaçlıyor. Bir sanatçıyı yakından tanımamızı sağlayan en önemli kaynağın onun hakkında bizzat yakın çevresi tarafından kaleme alınmış yazılar olduğuna dikkat çeken Garan, “Şiirleri hafızalara kazınmış, fikirleriyle pek çok şair ve yazarı derinden etkilemiş olan Tevfik Fikret, benim de sanatı ve karakteriyle çok sevdiğim bir şairdi. Bu heyecanla hemen metinleri hazırlamaya başladım” diyor.
Garan'a göre “Bu çalışma ile Tevfik Fikret'e bizzat arkadaşlarının gözünden bakarak onu daha yakından tanıyoruz. Farklı kalemlerden çıkmış yazılardan her biri onun farklı bir özelliğini anlatıyor ve bilmediğimiz bir Tevfik Fikret ile karşılaşıyoruz.” Evi Âşiyan'ın planını kendisinin çizdiğini, hatta duvar süslemelerinden bahçe peyzajına kadar dekorasyonunu bizzat kendisinin yaptığını, Mekteb-i Sultânî müdürlüğü gibi birçok farklı yönü Muallim Nüsha-i Mahsûsa'da geniş bir şekilde ele alınmış. Onu kaybeden arkadaşlarının üzüntüsü de yine bu yazılara sirayet ettiğinden yazıların pek çoğu hüzün dolu. Bu özel sayıda ayrıca Abdülhak Hamid, Ruşen Eşref, Ziya Gökalp, Nigâr Hanım, Rıza Tevfik, Süleyman Nazif, Hâlid Fahri, Süleyman Nesib ve Ali Canib'in metinlerini görmek mümkün.
İ. Hikmet, dergideki yazısında İstanbul aşığı olan şair için “Balkan Harbi onu bütün bütün üzmüştü...” diyor. Düşünce adamı hakkında ilgi çeken değerlendirmelerden birini de Yusuf Şerif yapıyor: “Biliriz ki Fikret'in şöhreti hududumuzun ötesine gidemedi, fakat Fikret oraya giden yolları keşfetti ve bize gösterdi; yüksek bir ruh ile derin bir sanat aşkıyla çalışıyordu.”
Muallim mecmuasının özel sayısında Fikret'in sanatçı kimliğinin anlatıldığı yazılarda şiirlerinden örnekler de yer alıyor. Bahanur Garan, “Yazarların, muhtemelen ezberlerinden yazdıkları, bazı şiirleri yanlış hatırladıklarını tespit ettim. Bu sebeple 'Rübâb-ı Şikeste' ile 'Halûk'un Defteri' temel başvuru kaynağım olarak her zaman yanımdaydı. Dahası şairin kitaplarında yer almayan 'Servet-i Fünûn' öncesindeki şiirleri için de 'Mirsad' ve 'Tercümân-ı Hakikat'ın ilgili sayılarına başvurarak karşılaştırmalar ve gerekli düzeltmeler yapıldı” diyor.
