|

Karakoç’un vefatı kuraklığımız oldu

İslam dünyasının yeniden dirilişini amaç edinen, edebiyat dünyamızın önemli isimlerinden Sezai Karakoç, yazı ve düşünce hayatı boyunca diriliş kavramı çerçevesinde bilinç uyandırmaya çalıştı. Toplumun ve Türk edebiyatının rehberi Karakoç’un vefatının ardından tam bir yıl geçti. Edebiyat camiasının önemli isimleri, Karakoç’suz geçen bir yılı toplumun öksüz kalması olarak niteledi.

Rabia Şenol
04:00 - 16/11/2022 Çarşamba
Güncelleme: 03:15 - 16/11/2022 Çarşamba
Yeni Şafak
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç

Edebiyat camiasının önemli isimleri, Karakoç’suz geçen bir yılı toplumun öksüz kalması olarak niteledi.

İNSANLIĞIN ÖNÜNÜ AÇTI

Yedi İklim dergisi genel yayın yönetmeni ve yazar Ali Haydar Haksal, üstadın sanat ve fikir alanındaki keşiflerinin toplumda büyük rol oynadığını dile getirerek kendisinde bıraktığı etkileri şu sözlerle aktardı: “Peygamber ahlaklı bir insandı. Medeniyet düşüncesinin merkezini oluşturan peygambere bağlılığı ve o bağlılığın getirdiği ilkelere sadık kalması, en önemli özelliklerindendi. Üstad insanın ne olduğunu iyi bilen ve sezebilen bir insandı. Yaşamış olduklarından dolayı gerek şiir sanatı dergilerini gerek diriliş dergilerini çıkarmaya başladığı andan itibaren onun keşifleri toplumda çok önemli bir rol oynadı. Etrafındaki insanlar mutlaka kendilerine çıkış yolu bulmuşlardır. İnsanlığın önünü açan bir dehaydı. Rasim Özdenören’in onun için ‘Sezai Karakoç bize nasıl bakmamız gerektiğini öğretti. Hepimiz için bir bakış açısı sundu’ diye çok güzel bir sözü var.”

İSLAM DÜNYASI ÖKSÜZ KALDI

Yazar Yüksel Kanar ise Karakoç’un fikirlerinin ve yazılarının teoriyle sınırlı kalmadığını, bunu pratiğe aktarmak için parti bile kurduğunu dile getirdi. Kanar “Türkiye’nin son yüzyılda yetiştirdiği en büyük düşünürdür. Hayatı boyunca İslam davasını esas almış, bundan başka bir şey düşünmemiş. Eserlerini bu doğrultuda yazmış. En büyük özelliği medeniyet düşünürü olması. Kapısı herkese açıktı ve onunla geçirilen günler bir okul gibiydi. Ehl-i sünnet ve’l-cemâat üzerine olan yoldan hiçbir zaman sapmadı. Onun vefatının ardından hem İslam dünyası hem de Türkiye öksüz kaldı” diye konuştu.

YETMİŞ YILA DAMGA VURDU

Sezai Karakoç’un fikir ve sanat adamı olarak son yetmiş yıla damgasını vurduğunu belirten yazar Alim Kahraman, onun insanların ruhuna işleyen bir ses olduğunu söyledi. “Milletimizin varlık meselesini, insanlığın durumunu geniş bir perspektiften ele almış; fikir, sanat, edebiyat ve kültür alanları başta olmak üzere topyekûn bir uyanış hareketi başlatmış, kurduğu partiyle bunu sosyal ve siyasî alana da taşımıştır. Sade bir hayat yaşamıştır. Gürültü çıkarmamış, nüfuz etmiş, ruhlara işleyen bir ses olmuştur. Var olan etki gücü hayatını aşmış, fâni varlığının aramızdan çekilmesinden sonra da canlılığını koruyor. Birey ve toplum katındaki inşâî işlevi derin ve kalıcı. Onun kişiliğini ve hayatını oluşturan bu özellikler; etrafındakiler, okuyucular ve zamanla dalga dalga tüm toplum ve millet için tutuşturucu, hayat verici olmuştur.”

HAYATLARI ONARAN BİR MİMARDI

Yazar Turan Karataş, “Karakoç’un vefatı, büyük bir sanatkârın, bir mütefekkirin ve bir karakter abidesinin kaybı demektir. Artık bu “yeşil sarıklı ulu hoca”nın gölgesi yeryüzüne düşmeyecek. Ve biz bu sayeden mahrumuz artık. Şehzadebaşı’nda yatan ulu kişi, artık güneşin doğuşuna ve batışına şahit olamayacak, diriltici sesiyle bizi bu şölene davet edemeyecek. Hayatımızı onaran mimar göçtü. Zor zamanlarımızda konuşan bilge kişimiz sustu. Kalabalıklara uymayan/ karışmayan aykırı ve asil duruş veda etti. Her ustanın gidişi dünyayı eksiltiyor. Hayatımızı yoksullaştırıyor. Yaşamalarımızın ışığı azalıyor. Beslendiğimiz kaynaklar birer birer yer altına çekiliyor. Sezai Bey’in gidişiyle şahsen benim hayatımda bir eksiklik, tatsızlık hissettim. Daha niceleri bu duyguyu yaşamış olmalı. Uzakta olsa da biliyordum ki o orada yaşıyor, aynı göğün altında nefes alıyoruz. Bin rahmet olsun ve ruhu şâd olsun” şeklinde konuştu.

ONU ANLAYAMAZSAK KURAK KALACAĞIZ

Karakoç’un anlaşılıp özümsenip hayata geçirilmedikçe kurak kalınacağını ifade eden yazar Durmuş Günay, “Hiç kimsenin söylemeye cesaret edemeyeceklerini şiiriyle ve söz ustalığıyla en radikal bir şekilde söylemiştir. Üstadın vefatından sonra bir komünist, ‘Şiirimiz onun şiiriyle var oldu. Tefekkürümüz onun şiiriyle tefekkür etti, ben onun dünya görüşüne katılmasam da onunla var olduk biz’ ifadeleri geçen bir yazı kaleme aldı. Üstadın öyle bir hitabı vardı ki insan denilen varlık, Müslüman olsun ya da olmasın etkisinde kalıyor. Vefatından sonra kuraklık yaşıyoruz. Onun gibi biri yetiştiremedik. Üstadın tefekkürü ve şiiri Türk edebiyatının üstüne bir kar gibi yağmıştır. Bir iklim oluşturmuştur. Ve ondan etkilenmeyen şair yoktur. Böyle büyük bir çınarın vefatının ardından kuraklık yaşıyoruz” dedi.

#Sezai Karakoç
#Ali Haydar Haksal
#Edebiyat
1 yıl önce