Habertürk'ün haberine göre; Mağaralarda çok ilkel şartlarda boyanmış birtakım heykeller, camdan gözler yapıldığını, etrafına inciler, mercanlar sarılı resimler yapılarak vatandaşın kandırıldığını kaydeden Avcı, dolandırıcıların cep telefonlarıyla mağaranın fotoğrafını çekerek vatandaşlara gönderdiğini söyledi. Avcı, “Sonra saf insanlara gidip ‘Böyle bir şey bulundu ama bunun çıkarılması için sorumlulara rüşvet vermek gerekiyor. Gel bunu ortak yapalım. Buradan çok ciddi para gelecek’ gibi söylemlerle dolandırıcılık furyası başladı” dedi.
Avcı, “Geçenlerde bir arkadaşım aradı. ‘Çok ciddi bir ihbar var. Sizin bakanlığın buna bir el atması lazım. Bir yerde hazine bulunmuş’ dedi. ‘Bu hazine ile ilgili fotoğrafları cep telefonu ile gördün mü? Boyalı gözler var mıydı? ‘Bize para lazım’ diye gelenler oldu mu?’ diye sordum. ‘Aynen böyle dediler’ dedi. Eskiden ‘PKK telefonunuzu aldı, şuraya para getirin’ diyenler vardı, şimdi bunlar var” diye konuştu.
Bağdat’ın işgali sırasında Bağdat Müzesi’nin yağmalandığını, eserlerin bazılarının ise başta Türkiye üzerinden olmak üzere Batı’ya kaçırıldığını da belirten Avcı, “Türkiye’nin böyle bir kaçakçılıkla anılıyor olması yanlış. Hiçbir dahlimiz olmadan, oradaki otorite boşluğunun, yağmanın sorumlusu biz değiliz. Suriye ve Irak için ayrı ayrı kırmızı liste yayınlamıştık. Buradan gelmesi muhtemel tarihi eser örneklerini koyduk. Gümrükçülerimizi eğitiyoruz. Yakalanan eserler var. Ama bu furya sahte eser üretimine de yol açtı. Suriye’den Irak’tan geliyor, Türkiye’de bulundu diye birtakım sözde eserler pazarlanmaya çalışılıyor” dedi.
