Kurguyla ilgilenen iki edebiyatçı olarak ayrı ayrı sinema okumaları yaptığımız gruplarda, ayrıca iki öğretmen olarak da öğrencilerimizle seçtiğimiz ve konuştuğumuz filmlerde, mevcuttaki alt metinlerin bir “kültür dünyası” sunması, “çocuk ve sinema” hususunda bir çalışma yapmayı zorunluluğa dönüştürdü bizler için. Zira kurguyla ilgilensin ya da ilgilenmesin, yetişkin ya da çocuk herkes için bu kültür dünyası ile temas söz konusu. Yetişkinler için belli oranda “sinema kültürü” adına çalışmalar mevcutsa da özellikle “çocuk ve sinema” bağlamında büyük bir boşluk mevcut. Bu boşluğa bir nebze de olsa katkı sunmak adına; doğrudan konunun ilgilileri, çocuk edebiyatçıları, çocuklarla sahada çalışan arkadaşlarımızla, kitaptaki film yazıları toparlandı. Yazılar her boyutuyla yeniden ele alındı, düzenlendi, böylece kitaplar yayına hazırlanmış oldu.
Öncelikle kitabın akademik bir amacı olmadığını söylememiz gerekiyor. Yazarlarımızla çıktığımız sinema yolculuğunda sinemaya yansıyan çocuk yüzler ya da çocuk çizgilerin peşine düştük. Sinema artık endüstriyel anlamda -özellikle animasyonda- dev bir pastası olan, 2D’den 3D’ye uzanan, çeşitlenen ve eski-yeni teknikleri harmanlayan yüzleriyle sanatsal anlamda da iddiaya sahip bir sektör. Animasyon dünyasının karakterleri artık sadece çocuklar için üretilen popüler kültür nesnesi olmanın ötesinde, dünyanın gidişatına eleştiriler yapan, çözümler üreten de bir konumda. Örneğin daha önce fablları izlediğimiz Amerikan sineması artık Soul gibi bir filmle, ölümden sonraki hayat, araf gibi kavramları; Ailem Robotlara Karşı filmiyle yapay zekâ ve insanlığın geleceği gibi konuları tartışmaya açıyor. Kendi lobisini oluşturmak için dev yatırımlar yapan pek çok oluşum, kendi değerlerini animasyon karakterler aracılığıyla çok kolay pazarlayabiliyor. Öte yandan sanat dünyasındaki akımların da animasyon sinemasının renkli dünyasında çok kolay yer edindiğini ve çoğunlukla da tüketim nesnesi haline getirildiğini görebiliyoruz. Örnekleri çoğaltmak mümkün… Bu bağlamda sinema okuryazarlığından faydalanabilecek ebeveynler, eğitimciler ve sinema sanatının çocuk yüzüyle ilgilenen herkese, bu kitaplarımızın bir pencere açmasını umuyoruz. Ve özellikle “çocuğumla ne izleyim” sorusuna bir karşılık olmasını arzuluyoruz bu kitapların…
Çiçek dürbünleri çocukluğumuza dair görüntü illüzyonlarıyla, görmenin farklı biçimleriyle ilk tanıştığımız oyuncaklardan birisi. Bu oyuncaklar bir görüntüyü farklı tekniklerle başka bir hale getirirken diğer yandan sanatsal ve şiirsel bir şölen sunar. Çocuk için şaşırtıcı, eğlenceli, sanatsal bir deneyimdir bu. Çocuk sinemasını özetler adeta; şaşırtmak, eğlendirmek, sanatsal bir deneyim yaşatmak, renklerle büyülemek… Biz de kitaplarımıza bu nazardan bakılmasını arzuladık. Çocukluğu yeniden anımsamak hem de bu kitaplarla sinemayı yeniden düşünmek istedik.