|

Tıbb-ı Nebevi'den mesajlar: İmandan sonra sağlık gelir

Peygamber Efendimiz’in, koruyucu hekimlik, ‘karantina’, genel temizlik ve gıda hijyeni dahil, tıbbın bütün alanlarındaki tavsiye ve uygulamaları “Tıbb-ı Nebevî” olarak biliniyor. “Bir kimseye imandan sonra, sağlıktan daha hayırlı bir şey verilmemiştir” sözü O’na ait. Prof. Saffet Sancaklı yazdı.

Zeynep Betül Erhun
00:00 - 20/05/2022 Cuma
Güncelleme: 02:16 - 20/05/2022 Cuma
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

Hz. Peygamber, çevresi için sadece bir peygamber değil, her şeydi. İnsanlar, sadece dini konuları değil, hayatlarının her meselesini ona danışıyorlardı. Öyle ki, gece uykusu kaçan sabah derdini ona anlatırdı. Çocuğunun karnı sancılanan çareyi ondan beklerdi. Aile mutluluğunda sarsıntı geçirenler, O’nun hakemliğine sığınırlardı. Şunu da belirtmek gerekir ki O, çevresindeki insanların adeta sığınağı olmuştur. Özellikle kendi kendine hayatın üstesinden gelemeyen çaresizlerin her derdine derman gördükleri Hz. Peygamber, çevresinin sağlık meseleleri ile de meşgul olmaktan geri durmamıştır. Ancak o, hiçbir zaman doktorluk taslamamış, böyle bir iddiada bulunmamış ve kendisi hastalandığında doktor çağrılmış, etrafındaki insanların da doktora gitmelerini ve tedavi olmalarını istemiştir. Örneğin, Hz. Peygamber, Sa‘d b. Ebî Vakkâs hastalandığında ziyaretine gitmiş, Sa‘d’ı evinde hasta yatar görünce “Hâris b. Kelede’yi çağırın, o iyi bir hekimdir, sizi tedavi etsin” buyurmuştur.

SAĞLIKLA İLGİLİ PEK ÇOK HADİS VAR

Kütüb-i Sitte kaynaklarından olan Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve İbn Mâce’nin eserlerinde tıpla ilgili pek çok hadis nakledilmektedir. Tıbb-ı Nebevî kapsamına giren hadislerin temas ettiği belli başlı konular şunlardır: Koruyucu hekimlik, tabâbetle ilgili tavsiyeler, hasta hakları, hastalık anında hekime müracaat etmek, tedavi olmak, cahil tabiplere başvurmamak, cahil tabiplerin cezalandırılmaları, tebabetin önemi, bulaşıcı hastalıkların salgın halinde bulunduğu yerlerden dışarı çıkmamak, bu gibi yerlere girmemek, hastaların maneviyatlarını takviye etmek, uyku, yeme ve içmelerini i’tidâl halinde tanzim etmek, genel olarak temizliğin önemi ve bu arada ağız ve diş temizliği ve genel sıhhatin korunmasına önem vermekle ilgili tavsiyeler, vücut temizliği, yiyeceklerin ve çevre temizliğine önem vermek, bazı hastalıkları tedavi eden ilaçların tavsiye edilmesi vb. sağlıkla ilgili konuları bu çerçevede zikredebiliriz. Hz. Peygamber’in tıbla ilgili hadislerinde aynı zamanda cahiliyye döneminden kalan hurafeler de ortadan kaldırılmıştır.

TEMİZLİĞE ÇOK ÖNEM VERİRDİ

Tıbb-ı Nebevî konusunda öyle hadisler var ki, günümüzde geçerliliklerini koruduğu gibi kıyamete kadar geçerliliklerini koruyacak evrensel mahiyettedir. Örneğin; Hz. Peygamber, vücut temizliğine o derece önem vermiştir ki haftada en az bir defa banyo yapılmasını, muntazaman tırnakların kesilmesini, koltuk altı ve kasıklardaki tüylerin tıraş edilmesini ve bıyıkların kısaltılmasını, sünnet olunmasını, yemeklerden önce ve sonra ellerin yıkanmasını, misvak kullanılarak ağız ve diş temizliğinin sağlanmasını öngörmüş ve “Temizlik imanın yarısıdır” buyurarak söylediklerini bizzat kendisi uygulamış ve çevresindekilere örnek olmuştur.

SIHHAT İÇİN DUA EDERDİ

Hz. Peygamber’in, sağlığa ne derece önem verdiğini duâlarında sık sık Allah’tan sağlık, sıhhat ve âfiyet vermesini niyâz etmesinden de anlıyoruz. “Allah’tan istenen şeyler arasında Allah’a en sevgili olan şey sağlıktır.”, “Allah’tan af ve sağlık dileyin, çünkü bir kimseye imandan sonra, sağlıktan daha hayırlı bir şey verilmemiştir.”, “Allahım! bedenime, gözlerime ve kulaklarıma sıhhat bahşet.”, Hz. Peygamber, yaşlılığın beraberinde getirmiş olduğu sıkıntıları, ızdırabı bildiğinden dualarında “Allahım! acizlikten, tembellikten, korkaklıktan ve ihtiyarlıktan Sana sığınırım” ifadelerini sık sık kullanmaktadır. O, bu ifadeleriyle bu sıkıntıları aşmada, bunlara sabretmede Allah’tan yardım, destek ve kolaylıklar niyaz etmektedir.

SPOR YAPMIŞ, YAPMAYI TAVSİYE ETMİŞTİ

İnsanın daha sağlıklı ve daha dinç olması için güreş, yüzücülük, binicilik, okçuluk, avcılık gibi sporların yapılmasını istemiş ve özellikle de çocuklara öğretilmesini tavsiye etmiştir. Örneklerini verdiğimiz her biri ayrı bir değer taşıyan bu hadislerin günümüz tıbbıyla da uyum sağlamadığını söylemek mümkün değildir. Hz. Peygamber’in, en hızlı ilerleyen ve değişen ilim dallarından tıp konusunda, günümüz ilim adamları tarafından bile hayranlıkla karşılanan tıbbî bilgileri ve hakikatleri on dört asır önce söylemesi, ancak O’nun peygamberliği ile alakalandırılarak açıklanabilir. Dolayısıyla İslam’da toplumun maslahatı açısından zorunlu olduğu için tıp ilmini öğrenmek ve tatbik etmek Müslüman topluma farz-ı kifayedir.

Her derdin dermanı vardır

  • “Ey Allah’ın kulları! Tedâvi olun, çünkü Allah, yarattığı her hastalık için mutlaka bir devâ yaratmıştır. Ancak bir dert müstesna, o da ihtiyarlıktır”, “Allah hiçbir dert indirmedi ki onun şifâsını indirmiş olmasın” şeklinde buyuran Hz. Peygamber, tedâvinin önemine dikkat çekmiş ve ihtiyarlık dışında her hastalığın bir çaresi olduğunu belirtmiştir. Hz. Peygamber, ateşli bir kadının su ile serinletilmesini, baş ağrısından şikâyet eden bir kimseye kan aldırmasını tavsiye etmiştir. 1400 küsur sene önce karantina uygulamasını getirmiş ve “Bir yerde veba çıktığını duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde veba çıkmışsa oradan ayrılmayınız.” ilkesini getirmiştir. “Cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaçınız” buyurmuştur. Bu uygulama da hala geçerliliğini korumaktadır.
#Saffet Sancaklı
#Tıbb-ı Nebevî
#Peygamber Efendimiz
2 yıl önce