|

Türk siyasetinde AK Parti dönemi

Türkiye, 14 Ağustos 2001’de Türk siyasetine yeni bir soluk olacak, dinamik bir kadroyla kurulan AK Parti’yle tanıştı. Yeni Şafak’ın “Türkiye Biziz” manşetiyle duyurduğu AK Parti, bürokratik engellemelere karşı demokrasi savaşı verdi. 2002 yılında yapılan genel seçimlerde partinin genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Meclis’e girişi ‘siyasi yasaklı olduğu’ gerekçesiyle engellendi. Ancak, YSK tarafından yapılan bu siyasi zulüm Meclis’te ortak bir zeminde çözüldü ve Erdoğan Meclis’e girerek 14 Mart 2003’te 59. hükümeti kurdu.

Haber Merkezi
15:40 - 3/05/2019 Cuma
Güncelleme: 15:52 - 3/05/2019 Cuma
Yeni Şafak
AK Parti’nin temel ilkeleri, Ankara Bilkent Oteli Konferans Salonu’nda 74 kurucu üye ve partiyi destekleyen bağımsız milletvekillerinin katıldığı bir programda okundu.
AK Parti’nin temel ilkeleri, Ankara Bilkent Oteli Konferans Salonu’nda 74 kurucu üye ve partiyi destekleyen bağımsız milletvekillerinin katıldığı bir programda okundu.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), 14 Ağustos 2001 yılında kuruldu. Türkiye’nin 39. partisi olarak kurulan AK Parti’nin 74 kişilik kurucu listesinde bilim adamları, sporcular, iş adamları ve sanatçılar dikkat çekiyordu. Sanatçı Yasemin Kumral, AK Parti’de olma gerekçesini Mevlana’dan yaptığı alıntıyla açıklıyordu: “Yeni bir şeyler söylemek lazım.”

‘TÜRKİYE BİZİZ’ DEDİLER

Yeni Şafak 15 Ağustos tarihinde kuruluşu, Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye Biziz” sözleriyle manşetine taşıdı. Veli Toprak imzalı haberde parti kuruluşundan önce Anadolu’yu il il gezen Erdoğan, sözlerinin kaynağını şöyle açıklıyordu: “Başlattığımız yürüyüşü engellemeye çalışanlar var. Onlara ne diyeceksiniz diye sordum. Onlar da bana, ‘Türkiye biziz’ dediler. Ne bir eksik ve bir fazla Türkiye biziz.”

ŞAİBESİZ VE ORGANİK KADRO

Eski Kültür ve Turizm Bakanı, şimdilerde AK Parti sözcüsü olan Ömer Çelik, o dönemde gazetemizde günlük yazılar kaleme alıyordu. Çelik, merkez figür olarak gördüğü AK Parti için şunları yazıyordu: “AK Parti, Anadolu gözünde son derece şaibesiz ve organik bir kurmay kadrosuna sahip. Tüm bu bileşenler, önümüzdeki dönemin ‘siyasal decoder’inin AK Parti olacağını, siyasal lokomotifin yenilikçi hareket tarafından temsil edileceğini gösteriyor... AK Parti, siyasetin dinamizmini temsil ediyor şu anda. Siyasete yeni bir soluk olmanın ötesinde, tüm siyasal hayatın oksijen ihtiyacını karşılayacak bir hareketliliği istihdam ediyor.” (Ömer Çelik, 15 Ağustos 2001, syf. 2)


ERDOĞAN'IN VEKİLLİĞİ ENGELLENDİ

Kuruluşunda toplumsal ve bireysel özgürlüklerin dini ve fikri alanda da gerektiği şekilde uygulanmasını savunan AK Parti’nin genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın milletvekili adaylığı, Yüksek Seçim Kurulu tarafından düşünceleri gerekçe gösterilerek engellenmeye çalışıldı. Karar günü olan 20 Eylül 2002 tarihinde “Ya Adalet Ya Siyaset” sürmanşetiyle bayilerde yerini alan Yeni Şafak, seçim özgürlüğüne dikkat çekiyordu.

BU DÜĞÜMÜ MİLLET ÇÖZER

Tufan Algan başkanlığında toplanan Yüksek Seçim Kurulu, bir oy farkla Erdoğan’ın milletvekili olamayacağına karar vermişti. 21 Eylül nüshasında “Sizden Büyük Millet Var” manşetini kullanan Yeni Şafak, 80 darbesinde siyasi yasak getirilen Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit gibi isimlerin sonraki yıllarda seçimle başa geldiklerini hatırlatıyordu. Türkiye’nin yarınını belirleyecek olan mille kararı için demokrasi ve hukukun gereği için 3 Kasım 2002’de gerçekleşecek olan seçimleri işaret ediyordu. “Milletin vicdanı ağır yara aldı” diyen Erdoğan da “Tereddütsüz inanıyorum ki Türkiye’nin derin vicdanı bu yanlış kararı düzeltecektir” sözleriyle düğümün 3 Kasım’da çözüleceğine inanıyordu.

AK PARTİ LİDER OLARAK ÇIKTI

85 seçim çevresinde 41.5 milyon seçmen sandık başına gitti. 18 partinin katıldığı seçim yarışını yüzde 34.3 oranında oy alan AK Parti, ilk sırada göğüsledi. Ecevit, Çiller, Yılmaz, Ağar TBMM dışında kaldı ve siyasetten silindi. AK Parti’nin tek başına iktidara gelişini 1950 yılında benzeten Yeni Şafak, bu başarı için “Milletin Zaferi” diyordu.

DEMOKRASİDE BALANS AYARI

Rakip partiler seçim öncesi, AK Parti’nin kazanması durumunda tekrar 28 Şubat sürecine dönüleceğini söylüyor, kapatılan partileri hatırlatıyorlardı. Yargının da devreye girmesiyle 28 Şubat hatırlatmaları iyiden iyiye kendisini göstermişti. Anayasa Mahkemesi, okuduğu şiir nedeniyle hapse giren Erdoğan’ın siyasi açıdan yasaklı olduğuna karar vermişti. 3 Kasım zaferinden sonra yapılan açıklamalarda parti yetkilileri demokrasinin önündeki engelleri aşmak için çalışacaklarına ve 28 Şubat’ın son darbe olacağına vurgu yapıyorlardı. AK Parti, “Demokraside balans ayarı yapmış”tı. 5 Kasım 2002’de sürmanşetinde “Türkiye kazandı” diyen Yeni Şafak, eski yöneticileri “Güle Güle” diyerek uğurluyordu.

  • KARAMSAR HAVA DAĞILDI
  • AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, seçilmesine rağmen Başbakan ve milletvekili olamıyordu. 6 Kasım tarihli Yeni Şafak, “Hayat Öpücüğü” manşetiyle, henüz devam eden belirsizliğe rağmen AK Parti’nin Türkiye’deki karamsar havayı dağıttığına dikkat çekiyordu: “Faizler düştü, borsa rekor kırdı, TL değer kazandı, akaryakıt ucuzladı. Türkiye’de bütün göstergeler pozitife dönüştü.” CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın tebrik ziyaretinde yaşananlar ise Yeni Şafak sayfalarında “Umut veren tablo” olarak görülüyordu.
  • Erdoğan’ın siyasi yasağı kaldırıldı
  • Yeni hükümeti kurma görevi Abdullah Gül’e verildi. 58. Hükümet’in ilk icraatlarından biri, Erdoğan’ın siyasi yasağını kaldırmak için TBMM’ye yasa değişikliği teklifi vermek oldu. “Umut veren tablo” ümitleri boşa çıkartmamıştı. Teklif, CHP’nin de desteğiyle kabul edildi. Artık önünde hiçbir engel kalmayan Recep Tayyip Erdoğan, Siirt’te yenilenen seçimlerle milletvekili olarak Meclis’e girdi ve 14 Mart 2003’te Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e, 59. Hükümet’in Bakanlar Kurulu listesini sundu. 15 Mart tarihli Yeni Şafak, “Erdoğan Dönemi”nin başladığını okurlarına duyurdu.
#Yeni Şafak 25. yıl
5 yıl önce