Yeni Şafak Pazar Eki'nde bu hafta birbirinden farklı haberler dikkat çekiyor. Savaşların dünyada neden olduğu yıkımlar, İkinci Dünya Savaşı'ndan bugüne değişmeyenler, İsyan Ahlakı'nı öğreten düşünür Nurettin Topçu, Başrolü yemek olan filmler ve yakmayan çorbalar...
İşte Yeni Şafak Pazar Eki'nden öne çıkan haberler:
II. Dünya Savaşı’nın neden olduğu yıkımı yansıtan fotoğraflarıyla dünyada büyük ses getiren İsviçreli fotoğrafçı Werner Bischof’un en özel kareleri ilk kez İstanbul’da sergileniyor. Avrupa’dan Uzakdoğu’ya uzanan farklı coğrafyalardaki acıyı kayıt altına alan sanatçının 1936-1954 yılları arasında çektiği kareler oldukça sarsıcı. Oğul Marco Bischof, “Dünya yanıyor ve biz hiçbir şey yapmadan yaşıyoruz. İnsanları bu sergilerle etkilemeye ve harekete geçirmeye çalışıyoruz” diyor.
Kıraathane ama nasıl? Sadece kitap, kek ve çay kokusu biraraya gelince gerçekten de kıraathaneler açılmış olacak mı? Yetmişli yıllarda Erzurum’da halkı ve üniversite hocalarını buluşturan Karasu Kütüphanesi diğer adıyla Karasu Kıraathanesi’ni kurucularından Nuri Bayrakçı, “Her kesimi buluşturan irfan yuvasıydı” diye tarif ederken müdavimlerinden Murat Ertaş “Her masa ayrı bir sınıftı” diyor.
Büyük adam, eseriyle hayatını birleştiren adamdır” der Nurettin Topçu. Bu cümleyle bir başkasını tarif etse de aslında farkında olmadan kendi hayatını tek bir cümleye sığdırmıştır. Onu anlatan bir kelime vardır: İsyan! “Ferdi olarak yaşamasını bilen insan, isyana âşıktır, hakkın çiğnendiği yerde haykırmak ister” cümlelerini kullanır. Topçu'nun fikirleri, Hak için Hakk'a yönelmenin nüvelerini barındırır.
Yemek kültürü üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan gastronomi uzmanı İlkay Kanık, bu kez sinema ve yemek ilişkisini aydınlatıyor. 1990’lardan sonra filmlerde yemeğin yıldızlaştığını belirten Kanık, “Postmodern dönemde yemek filminin tanımı şekilleniyor ve yemeğin yıldızlaştığı filmler çekilmeye başlıyor.” diyor.
Günler daha sıcak bir hal aldıkça, sıcak yemekler de ağır gelmeye başlıyor. Böyle günlerde en güzel yiyeceklerden biri de soğuk çorbalar olmalı. Aslında kültürümüzde ayran gibi, cacık gibi hoş ve serin yaz içecekleri bolca bulunuyor. Özellikle içinde sirke ve sarımsakla cacığın bu yüzyıldaki formu hem serinletiyor hem de güneşten koruyor.