EDISYON:

Yusuf Kıssası’na bugünden bakmak

04:0015/06/2023, Perşembe
G: 14/06/2023, Çarşamba
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.

Fatma Bayram yıllardır yaptığı ders halkalarının birinde ele aldığı Yusuf Kıssası’nı, En Güzel Kıssa başlığı altında kitaplaştırdı. Kitap Timaş Yayınları arasında okurla buluştu.

Nevin Meriç.

Kur’an’da geçen Yusuf Kıssası aynı zamanda pek çok hikayeye şiire halk masalına da ilham olmuştur. Ayrıca her çağda İslam alimleri ve düşünürler tarafından da ele alınıp incelenerek yeni yorumlara açılmıştır. Geçtiğimiz günlerce Timaş Yayınları arasında çıkan En Güzel Kıssa kitabında bu önemli kıssa yeniden incelendi. İlahiyatçı Fatma Bayram kitabın giriş kısmında Kur’an Kısslarına ait genel bilgiler vermiş. Burada Yusuf Kıssası (s.31) başlığı altında bazı sorular da öne çıkartılmış: Mesela Hz. Yusuf kuyuya atılmasaydı ne olurdu? Gibi.

Kitapta Hz. Yusuf’un kuyuya atılması ve buradan çıkarılıp Mısır’a yolculuğu saraydaki yükselişi ve ailesiyle buluşması anlatılıyor. Özetle Hz. Yusuf Kıssası rüya, gömlek, zindan ve kuyu kodları etrafında ele alınıyor.

GÜNÜMÜZ ALGISI VE KISSALAR

Fatma Bayram kitabı neden yazdığını kitabında güzel anlatmış. Bayram, olay aynı olsa da ona bakan göz değiştikçe anlaşılan mananın da değişeceğinin altını çiziyor. Nitekim geçen zaman farklılaşan düşünme biçimleri aynı olayı mevcut olduğu andan çıkartıp an/a taşımakta önemli amildir. Dolayısıyla bu sadece bakış açısı farklılığı değil an/da yaşayan zihnî birikimlerinin tezahürleri olsa gerek. Bu da her dönemde yeniden kıssaların da Kur’an-ı Kerim’in de açıklanmasını, dönemin insanının anlaması sağlamak uğruna yapılan çabayı gösterir.

Bununla birlikte okumak ve anlamanın dinamik bir süreç olduğu farklı yaş gruplarıyla tekrarlanan okumaların aynı metinde farklı nüanslara dair açılımları ortaya çıkardığı da bir gerçektir. Kıssa bağlamında düşünürsek daha genç yaşlarda insan zihni Hz. Yusuf’u merkeze taşırken, ileriki yaşlarda Hz. Yakub’a dikkat kesilir ve algıda seçiciliğin jenerasyonla birlikte farklılaşan yönünü açığa çıkartır. Benzer durumları yaşayan Bayram da Yusuf Kıssasına adeta Hz. Yakup Kıssası diyecek boyuta geldiğini şaşırarak fark eder. Bu anlamda okumak biyolojik yapıyla birlikte farklılaşan, çok boyutlu, kapsayıcı ve anlam derinliği kazandıran bir eylem olarak her daim hayatımızı zenginleştirmektedir. Bir diğer ifadeyle kendi biyolojik takvimimizle metindeki şahsiyetlerle kurulan benzerlik, ortaklık ilişkisi farklılaşmakta, detaylanmakta ve zenginleşmektedir. Kıssa özelinde bakarsak metnin bütününe vakıf olmanın, okumak yanında hayatın işleyişini an be an fark etmekle de ilintili olduğuna fark etmenin hayret ve hayranlığı kuşatır insanı. Vaiz olarak yıllardır başarılı bir dini anlatma misyonu üslenen Bayram gerek dersleri gerekse vaazlarında tanıştığı başarılı insanların önünü açmış ilerlemesi için teşvik ve imkan sağlamıştır. Bayram’ın entelektüel birikimi vaazlarına da derslerine de yansımaktadır. Bu da hitap ettiği grupları hem çeşitlendirmiş hem de zenginletirmiş, interaktif katılımı da sağlamıştır. Nitekim bu çalışması da bir gruplarla çalıştığı kıssayı öğrenme sürecinde katılımcılara ödev verdiği ve başarılı olanı kitabın sonuna eklediğini görüyoruz. Bu anlamda derse katılım üst duzeyde sağlanırken, katılımcıların onere edilmesi de önemli bir kriter olarak karşımıza çıkar. Bir diğer ifadeyle bizde pek görülmeyen emek, değer-kıymet ilişkisine dair olumlu bir katkı olması yanında, gereken yapıldığında yaşanan bereket ve feyzin sınırsızlığını da görürüz. Bize düşen dünyayı hakkaniyetle birlikte mamur edecek insanlar için çalışmak çabalamak olsa gerek..


KISSALAR NEDEN VAR?

Kur’an’da neden kıssalar var? sorusunu hemen hepimizin aklına gelir. Bunu mesele örnek/vaka kodlaması şeklinde düşünerek kalıcı olmanın hedeflenmesi diye düşünebiliriz. Aslında geçmis dönemlerdeki her eserinde hikayeler mevcut. Bu yöntemi bütün metinlerde kullanılmış. Tez konum olan âdâb-ı muâşeret kitaplarında bile hikayelere rastlayınca çok şaşırmıştım mesela. Orijinali olan Fransızca metinde de bu örneklerin olması konjüktürel bir yaklaşımdan kaynaklanmaktadır. Ne yazıkki yaşadığımız yüzyıl hikayeleri sadece edebiyatın sınırları içine hapsetti ve ilgilenenlere havale etti. Bizler masalsız hikayesiz büyüyen jenerasyonlarız. Reddiye ve kurgulanan algı (modern-özgür) çağının çocuklari olarak birçok yoksunlukla birlikte yol aldığımızin farkına varmak oldukça inciticiydi. Birde büyüklerin kelamı kibarlarının, manilerinin dayandığı ayet ve hadisleri farkedince ortalıği kaplayan zifiri karanlıkta boğulmak içten değildi. Oysa Kur’an’da varsa, vardır bir hikmeti diye devam ettirebilseydik/miydik! Neyse yeni yeni masalın önemi anlaşıldı da birçok atölyeler yapılmaya, kitaplar çıkmaya başladı. Bir diğer açıda bu örneklerin aynı zamanda hayat hikayesi olması. Birebir yaşanılan hayattan örnekleri yansıtması. Bu da okuyanda zamandaki hayat ile andaki hayat arasında ilişki kurmaya neden oluyor. Benzerlik ve farklılıklari yakalamak yanında duygu durumlarını anlayabilmek kişi için önemli bir kazanım. Kıssaların bir diğer yönü de geçmiş ümmetlerden haberdar etmesi. Hayat var olalı beri dünya üstünde yaşamış insanların bir kısmından da haberdar oluyoruz. Bu anlamda insana dair önemli bir bilgi kaynağı aynı zamanda. İnanan, inanmayan, iyi, kötü, ihanet eden her bir insan örneği dünden bugüne andaki insana sunuluyor. İnsanın iman etme mücadelesi, akıl yürütmesi olumlaması, reddetmesi yine zamandaki insanlar üzerinden an/a taşınıyor. Yusuf kıssasında ise bir gencin nefsiyle, ailesiyle, çevresiyle, iktidarla, toplumla yaşadıği mücadele var. Tek sermayesi imanı ve ahlakı. Bu dün de böyleydi bugün de... Fatma Bayram Hoca’nın en önemli özelliği bugünün kelimelerini dini anlatına dahil etmesi. Mesela VİP yolcular diye bir başlık var. Oldukça merak uyandırıcı değil mi? Kıssayi Hz. Yusuf’un hayat hikayesi deyip oradan da biyografiye bağlamak istemiyorum ama akla da gelmiyor değil. Kişisel hayatın inşasında rol modeller çok önemli onları da hayat hikayelerinde buluyoruz. Bu anlamda Kur’an Kıssaları rol model olarak da önemli bir potansiyeli barındırmaktadır. Hz. Yusuf misali birçok gencimiz var elinden tutulması gereken. Yazıyı konsepte uyan bir fetva sorusuyla bitirelim. Bir gün epey bir bunalan bir delikanlı aradı. 14-15 yaşlarındaydı galiba. “Abla biliyon mu ben çok güzelim ama bildiğin gibi değil çok çok güzelim. Kızlar peşimi bırakmıyor. Hafta sonları camiye gidiyorum orada biraz rahat ediyorum. Annem çok kızıyor evleri mi yok bu kızların diyor. Sürekli hayır demekten yoruldum. Hoş bir şey de yapmıyoruz sokakta çekirdek çitletiyoruz. Abla bir dua var mıdır beni bu sıkıntıdan kurtaracak...”


#Hz Yusuf
#En Güzel Kıssa
#Fatma Bayram

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.