9 Ekim 1995

Çankaya Köşkü.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile başdanışmanı gazeteci Cüneyt Arcayürek konuşuyor.

Demirel- Bugün İlnur (Çevik) telefon etti. Bu Fethullah (Gülen) gazetecileri toplamış ve "darbe" olacağından söz etmiş.

1991"de ben Başbakan olduğum sırada ANAP"tan bize yeni gelen Işılay Saygın, bir gün koşa koşa bana geldi. "Fethullah Hoca"dan bir mesaj var" diye. Işılay dinci değildir. Ama oy için Fethullah"la temasta. Hoca buna "darbe olacak" demiş.

Burada Cüneyt Arcayürek parantez açıp bir not düşüyor.

(Yani demek istiyor ki Demirel: Fethullah Gülen bu yaveleri hep söyler.)

Sonra soruyor Arcayürek: "Darbe olasılığı var mı?"

Demirel: Yok.

Yine Arcayürek"ten bir parantez daha: (Gece ATV"de Güneri Civaoğlu Fethullah Gülen"in darbe masallarını anlatıyor. 10 Ekim 1995"te Fethullah"ın sözleri gazetelerde haber ve kimi yazarların köşelerinde.)

Peki hangi gazetelerin köşelerinde?

Zaman Gazetesi"nin.

"Değişik yerlerden aldığım sinyallerle bir kısım askerin muhtıra verme temayülleri olduğu söyleniyor... Şu anda birilerinin kıpırdanışı bahis mevzuu. Hatta, bu konuda hükümet tarafından kayırılan birinin açık tavrı olduğu söylenebilir"

Gülen"in açıklamaları Hürriyet Gazetesi"nde de yer alıyor.

"Fethullah Gülen, değişik yerlerden "muhtıra" sinyali aldığını açıkladı. Gülen, "Askeriyenin bir kesiminin muhtıra hazırlığı gibi bir hal var. Hatta, bu hükümet tarafından, ikazlara rağmen himaye edilen birinin açık tavrı öncülüğünde."

Gülen"in, "darbe ihbarı" gazetelerde yer aldıktan sonra Genelkurmay sert bir açıklama ile yanıt veriyor. Bunun üzerine Fethullah Hoca sözlerini tevil etmeye çalışıyor.

Biz tekrar Demirel"le ilgili notlara dönelim.

Arcayürek: Bu adam buz gibi muhbirlik yapıyor, darbe ihbarında bulunuyor. "Darbe olacak isimler var elimde" diyor. Savcılardan tık yok. Özelliği nedir bu adamın? Korunuyor. Başka biri bunları söylese çoktan yakasına yapışırlardı

Demirel: "Birkaç gün bekleyeceğim ve sonra harekete geçeceğim. İhbar bu, darbe ihbarı."

Gülen"le görüşen gazeteciler darbe ihbarını işlemeye devam ediyorlar yazılarında.

10 Ekim 1995 Hürriyet.

Yavuz Gökmen: "Askeriyenin bir kesiminin muhtıraya hazırlanma gibi bir hali var"

11 Ekim Sabah Fatih Çekirge: Fethullah Gülen hoca Ankara"da çok önemli bir iddia ortaya atıyor. "Askeriyede bir kesimin muhtıra hazırlığı içinde" olduğunu söylüyor.

Fethullah Hoca"nın istihbarata merakı bugün daha iyi anlaşılıyor ama anlaşılan o ki, yeni değil. Darbe merakının yeni olmadığı gibi.

Fethullah Hoca, röportajında Yavuz Gökmen, Fatih Çekirge ve Fehmi Koru ile yaptığı görüşmeyi 28 Şubat sürecindeki rolü kapsamında gündeme getiriyor.

28 Şubat bir korku yönetimiydi.

Çankaya"da Süleyman Demirel, Genelkurmay"da Çevik Bir ve bir de Fethullah Hoca darbe korkusu yayıyorlardı.

Süleyman Demirel, politikacıları Çankaya"ya davet ediyor, "Askerin niyeti kötü. Tankları kışlanın kapısından geri çevirdim. Tüm çabam parlamentoyu açık tutmak" diyor. Rejimin selameti için kendisinin bir dönem daha Çankaya"da kalması gerektiğine ikna etmeye çalışıyordu.

Çevik Bir, askerin müdahale konusunda kararlı olduğunu bildirip, Erbakan"ın bir an önce istifa etmesini istiyordu. Fethullah Hoca ise zaten birkaç yıldan beri darbe iddiasını canlı tutuyordu. Uyarıları yetmeyince Kanal D"de Yalçın Doğan"ın programına çıkıp, "röportajında inkar ettiği" Erbakan"a, "Beceremediniz artık bırakın" çağrısı yapıyordu.

Her zaman, bir dini cemaat lideri istihbarata neden bu denli meraklı olur ve bir dini cemaat, istihbarat kuruluşlarını neden ele geçirmek ister diye sorardım. Ama artık sormuyorum. 7 Şubat MİT operasyonunda 17 Aralık darbe girişiminde bunların cevabını aldım.

Ekrem Dumanlı"nın kaleminden yürek burkan ceketin(!) hikayesini okumuş biri olarak artık sorabilirim.

Hocam, cebinde Türkiye"den ayrılırken okuduğunuz cevşen bulunan bu ceketin altına başka neler sığdırdınız ki, bu günlere geldik.

Bu ceketin altında Türkiye Cumhuriyeti"nin gördüğü en dindar Başbakanlardan birine darbe girişiminde bulunmak var mıydı?

Bu ceketin bir cebinde de ikamet ettiğiniz ülkenin istihbarat kuruluşu olan CIA adına, Erdoğan"a karşı darbe tezgahlamak bulunuyor mu?

Hocam, siz haksızlığa uğradığınızı söylüyorsunuz. Haksız yere fişlenenlerin, telefonları dinlenenlerin, önce tutuklanıp sonra hakkında delil arananların, iddianamesi yazılmadan yıllarca cezaevinde tutulanların, montaj kasetleriyle hayatları karartılıp, şantaj yapılanların hakkını kim soracak?

Hadi onlar kul hakkı. Kamyon kasasına bindirilen, twit işine alet edilmek istenen Peygamberimiz"in hesabını kim verecek?

Sahi hocam o ceketin içinde bu sorulara da cevap var mı?