Nasıl olmasın ki? Dünya nüfusunun üçte birine yakın Müslüman Alemi için çok güzel ve önemli bir faaliyet artık meyvelerini vermeye başlamış. Yıllardır tüketilen gıda ve kişisel bakım ürünleri şimdi "Helal Sertifikası" ile üretiliyor. Dünya helalle tanışıyor, Türkiye buna öncülük ediyor. Ülkemizdeki Gimdes Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği, dünya pazarına helal ürünler çıkmasına vesile olmuş. 80 ülkedeki denetleme kuruluşlarına da akreditasyon veren Gimdes''in yaklaşık 2 yıldır sürdürülen titiz çalışma ve denetlemelerle Türkiye''de "Helal Ürün Sertifikası" alan firma sayısı 150''e ulaşmış. Firmalarla konuştum, sordum soruşturdum. Son derece zorlu üretim sınavları vermişler ama alınan her belgenin de hakkı verilmiş. Bu yıl ikincisi düzenlenen ve basın sponsorları arasında Yenişafak''ın da bulunduğu Yeşilköy CNR Fuar Merkezindeki 2. Uluslararası Helal&Sağlıklı Ürünler Fuarı gerçekten görülmeye değer. Artık helal yaşam tarzını, yediğimiz ve içtiklerimizden cildimize sürdüğümüz ürünlere kadar yansıtmak ve korumak elimizde… Hem son derece sağlıklı hem de dinen gönül rahatlığı ile tüketilebilecek %100 organik, naturel ve "Helal" ürünlerimiz var artık. Çaydan yumurtaya, helvadan çiğköfte ve dönere kadar bir çok gıda ürünü ile birlikte kozmetik ürünler de var fuarda! Sohbetlerin hep "Helal olsun" diye bittiği bu fuarı mutlaka ziyaret edin. Siz de, o güzelliklere şahit olmak ve helal olsun demek istiyorsanız, bugün veya en geç yarın CNR''a bir uğrayın. Benim favorim Misvaklı Diş Macunu! Ağzınızda bir ferahlık, ruhunuzda bir huzur buluyorsunuz. Kendiniz ve sevdikleriniz için ağız tadıyla gezeceğiniz bir fuar olduğundan emin olabilirsiniz…
Onlara helal ama sana yuh olsun!
Hafta içinde helal ürünlerle tanıştıktan sonra son zamanlarda okuduğumuz ve duyduğumuz kadın şiddeti geldi aklıma. Erkeğin hayatını paylaştığı ve hatta adını helal koyduğu kadına kaldırdığı ellere benim de itirazım var! Bu anlamsız ve ölçüsüz şiddetin sebebini gerçekten anlamıyorum. Kimse de bana anlatmaya çalışmasın zaten… Ne eğitimle, ne de anlaşmazlıklarla alakası var bence! Çünkü eğitimli olan da manşetlerde, olmayan da! Bir kadını 20 yerinden bıçaklamanın, defalarca hakaret etmenin bence ruh hastalığından başka bir izahı yok! Gözüm döndü demek de, o göze en büyük ayıp… Zamanında o gözler görmedi mi, adına helal dediğini?
Helal olana, hayatı haram edemezsiniz!
Derdin nedir beyim? Ne alıp veremediğin var kadınla, kadınınla? Sen kendine her şeyi hak görürken ona ne diye eziyet ediyorsun? Annenle onun arasında ne fark var ki? Hepimizi onlar dünyaya getirmedi mi? Biri annene, senin eşine veya bir kadına yaptığını yapsa ne yaparsın… Hiç düşündün mü? Ben düşündüm ama öyle uzun boylu falan değil… Taa çocukluğuna falan gidip seni anlamaya da lüzum yok aslında! Kadına el kaldırıyorsan sen adam değilsin… Dayak cennetten çıkmadır diyorsan haklısın ama sadece sen kadına atasın diye çıkmadı! Senin gücün ona yetiyorsa bilemem ama "El yumruğu yemeyenin, kendi yumruğunu balyoz sandığını iyi bilirim. Bu söylediklerimle sana bir fiske vurabildiysem, hala umut var senin için… Kadına el kaldırma beyim! Eğer elin kalkıyorsa, her zaman sevmek için insin onun yanağına… Bil ki; ne namus derdi, ne de başka bir şey kadına eziyet etmeye veya onu ellerinle öldürmeye sebep olamaz. Unutma ki; bu dünyaya ceza vermek için değil, ne olursa olsun arkamızda güzel şeyler bırakıp göçüp gitmek için gönderildik… Kızdığımız kişiye verebileceğimiz en güzel cevap, göstereceğimiz sabır ve sükunettir. Çünkü o, öyle bir cezadır ki; ölene kadar çekilir…
