|
Aynı engel
MHP'ye dair yargının verdiği “kongre yapılsın” kararı sonrası
dikkat çekiciydi:


“Mahkeme kararına saygı duyuyoruz. Yargıtay yolu açık. Kolay kolay partiyi teslim edemeyiz. Hiç kimse olağan kongre dışında olağanüstü kongre beklemesin. Yargı yolunu kendileri kullandı. Şimdi de biz kullanacağız. Biz mahkemenin yetkisi olmadığını tespit ederek savunma yaptık. Böyle bir karar alternatif olarak aklımızdan geçiyor. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin verdiği karara MHP, hukuka duyduğu saygıdan dolayı bu karara da saygı duyuyor. Ancak hukuk yolunun tükenmediği anlayışıyla hareket ediyor. “



Düzen devam edecek, en azından bir süre daha...



MHP'deki gelişmeler karşımıza pek çok açıdan ilginç bir tablo çıkarıyor.



- Her şeyden önce göze çarpan, bir siyasi lider ile muhalifleri arasındaki ilişkilerin kazandığı görüntüdür. Bu ilişkiler, kurallar, kongre, seçim gibi konularda parti içi geleneklerin, kabullerin, teamüllerin oluşmadığını, kuvvet ve lider endeksli mekanizmaların ne denli belirleyiciyi olduğunu göstermektedir.



Gücün belirlediği sürece ve oranda meşru kabul edilmesi, böylece kendi başına bir kıstas ve bir değer oluşturması, sonuç olarak şahıs-kurum terazisinde ibrenin açık ara ilk teraziye işaret etmesi Türk siyasal sisteminde hafife alınacak bir durum değildir ve normalleşme, demokratikleşme açısından hep aynı engele işaret etmektedir.



- Ortaya çıkan ikinci mesele, hakim parti gerçeğinin muhalefet alanına sirayet etme biçimi ve bunu mümkün kılan siyaset zihniyetidir.



Nitekim MHP'deki iç iktidar tartışması AK Parti'ye ve anayasal beklentilerine endeksli bir şekilde seyretmektedir. Bahçeli'nin şu ya da bu sıkışık noktada AK Parti'ye daha önce olduğu destek vereceği, buna karşılık iktidarın değişmesi halinde ortaya tersi bir denklem çıkacağı varsayımları, bu siyasi partinin iç meselesinden olmaktan uzaktır.



Çok şüpheli olmakla birlikte bu varsayım, bir siyaset mühendisliği zihniyetine işaret etmesi bakımından önemlidir. Siyasete dair faaliyet ve beklenti, karşımıza faydacı, belirlenmiş, dizayn etme mantığına dayalı bir çerçeve çıkarmaktadır. Etkin kitlesel, toplumsal çağrı ve beklentilere dayanan muhalefet siyaseti ihtimali ise, bu çerçevede iyice zayıflamaktadır. Bu çerçevenin Türk demokrasisi açısından sevindirici olduğunu söylemek mümkün değildir.



- En nihayet karşımızda MHP'nin makro, dışa dönük siyaset anlayışıyla ilgili kimi noktalara ilgili bir durum var. Bahçeli'nin siyaset anlayışı görünür dört unsura dayanıyor:



MHP ve çevresini sokaktan çekmek, 1970-1980 arası şiddet eğilimi ve örgütlenmesinden uzak tutmak...



-Tek ve sabit toplum tanımı, tek ve sabit ulusal çıkar tarifi, bunların devlet ve merkez tarafından savunulmasına dayanan, siyasetin çoğulculuğu bunlara tehdit gören bir bakış açısı egemen kılmak...



- Bunlara endeksli tek ses, tek kuvvet lider geleneğini yerleşik hale getirmek...



- Türkeş'in hükümet ve devlet kadrolarında yer edinme politikalarını ana büyüme stratejisi olmaktan çıkarmak...



MHP'nin olağanüstü bir kongre toplayıp toplayamayacağı ya da mevcut hareketliliğini ilk olağan kongreye kadar koruyup korumayacağını bilmiyoruz.



Ancak parti lider değişimi, MHP'de zihniyet dokusunu, özellikle siyasetin bu dört ayağını etkileyecek midir, nasıl etkileyecektir, bugün sorulması gereken asıl budur.


#Aynı engel
#mhp
#siyaset mühendisliği
8 yıl önce
Aynı engel
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti