Ünlü fizikçi Albert Einstein, "Aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek deliliktir" demiş zamanın birinde.

Günümüzde aynı şeyi tekrar tekrar yaparak farklı sonuçlar bekleyenlere böyle bir yakıştırma yapamayacağımıza göre bunun karşılığı ancak yeteneksizlik ve yetersizlik olur.

Mircea Lucescu ile başlayan ve Şenol Güneş ile devam eden milli macera daha birkaç ay önce içinde büyük heyecanlar ve hedefler barındırırken, ne oldu da bu denli sistemsiz, belirsiz, savruk ve hedefsiz kaldı?

Hamit Altıntop’un gölgesinde göreve gelen ve takımı Norveç maçına hazırlayan Alman teknik adam Stefan Kuntz’un mucize yaratmasını beklemek zaten hayalcilik olurdu. Bu maçı futbolcular, kendilerini ortaya koyup en azından, "Biz bitti demeden, bitmez" diyebilmek için kazanacaktı ve maça da bu görüntüde başladı, hatta bu anlayış içinde öne de geçti.

Avrupa’nın birçok ülkesinde top oynayan futbolculardan kurulu Türk Milli Takımı'nın kendine has bir oyun düzeni ve sistemi olmaması bu tür hayal kırıklıklarını yaşamamıza neden oluyor.

Sistemin olmadığı için, oyun düzenin ve disiplinin olmayacağı gibi oyun anlayışından yoksun sadece bireysel yeteneklerle hedefe koşarsın... Koşarsın ama hedefe ulaşamadığın gibi nefessiz kalırsın, tahrip olursun, travma üzerine travma yaşarsın.

Maç sürecince bir kez kale alanı içinde iki kişi ile bulunduk öne geçtik, sonrasında Burak Yılmaz’a yakın bir kişi aradık, yok. Yetmedi, bir kenarda Caner, diğer kenarda Zeki’ye yakın oynayan Hakan ile Ozan’ın etkisiz kalması ve oyunu iki yönlü oynamalarını beklerken, bu beklenti ikinci bölgede ki direnci de zaman içinde yok etti.

Kazanmak zorunda olduğunuz böylesi önemli bir maçta Cengiz’in alternatifi olarak Yusuf’u belirlerseniz zaten futbolun bütün doğrularını kendi elinizle yıkarsınız.

Zaten sistemi ve kontrolü oyuncu grubuna vererek gelecek 10 yılın takımı olarak inşa edilen bu grupla futbolcuya dayalı sisteminde yeniden temelini atmış oldunuz.

Bu nedenle Türk milli takımı sadece iddiasını zayıflatmadı, onarımı zor bir süreci de kendi elleriyle başlatmış oldu.

Ülkemizde maalesef Milli Takım başarısız oldu mu önce teknik adam, sonrasında yönetim gidiyor.

Yine ülkemizde hakemler başarısız olduğunda önce Merkez Hakem Kurulu sonrasında yine yönetim…

Her durumda fatura yönetimlere kesiliyor...

Bu nedenle tekrar etmekte yarar görüyorum.

Futbol sadece birkaç kişiye teslim edilecek kadar basit bir yapıyla başarılı olamaz.

Siz Türk Milli Takımı'nı hiçbir deneyimi olmayan Hamit Altıntop’a teslim eder ve aylar öncesinde görüştüğü Alman Ümit Milli Takım teknik adamını göreve getirirseniz, bırakın bugünü, geleceği bile inşa edemezsiniz.

Çünkü bu yapının böylesine önemli futbolcu topluluğunu takım haline getirme ihtimali olmadığı gibi başarı beklentisi Albert Einstein’i haklı çıkartır gibi duruyor…

Çünkü ortada sadece şuursuzca koşan bir futbolcu topluluğu var.

Sistem ve planlama hak getire…