Avrupa turnuvasının pandemi nedeniyle ertelenmesi belki diğer Avrupa ülkelerini fazla etkilemez fakat Türkiye gibi değişim ve gelişimi bir arada yürüten takımlar için zordur. Birde maçlara 125 gün ara verdikten sonra daha da zordur.
Dün akşam Hollanda karşısında mücadele eden bu Türk Milli takımının ne yapacağı, nasıl direnç gösterip, hücum organizasyonlarını nasıl yapacağını kimse kestiremezdi. Hele ki savunmada agresif oyun anlayışı ve güçlü fiziğiyle savunmanın tartışmasız en etkili oyuncusu Merih Demiral’ın yanı sıra, hücum bölgesinin en etkili oyuncularından Cengiz Ünder ile hızlı geçişleri ve adam eksiltmedeki başarısıyla bildiğimiz Abdülkadir Ömür’ün olmaması sayısal olarak olmasa da oyun kalitesi adına önemli eksikliklerdi.
Oyuncu eksiklerine rağmen düşünce bütünlüğünden taviz vermeyen, yaptığı işin bilincinde mücadele eden ve oyun disiplininden hiç kopmayan Türkiye, grup maçlarına ezici bir galibiyetle başlarken, aynı zamanda kavga gürültüyle giden ligimizin arasında Türk milletine büyük mutluluk yaşattı.
Oyunun bütününe baktığımızda; takım savunmasını ön planda tutup, topun kendisinde kalmasına dikkat ederek hızlı çıkışlarla gol arayan A Milli Takımımız’a karşın, ikinci bölgede üstünlük kurup, yüksek pas yüzdesiyle sonuç üretmeye çalışan Hollanda arasında, özellikle oyun disiplinine bağlı kalıp yakaladığı pozisyonları değerlendiren takım kazanacaktı ve de böyle oldu.
Türkiye, ikinci bölgeyi dört oyuncu ile savunup, hücum organizasyonlarında değişken oynayan Yusuf ile Kenan’la Burak Yılmaz’ı desteklerken, bu üçlünün arkasına yerleşen Ozan Tufan ve Hakan ile alan daraltıp çok adamla sonuç üretmeye çalıştı ve bunda da başarılı oldu.
A Milli Takımı’nın bu şablonun içinde oyunu iki yönlü oynayan Okay Yokuşlu’nun ağırlığı maça damga vurdu. Okay, sürpriz oyuncu olarak hücuma çıkarken, takımı adına alan savunmasında da başrolü oynadı.
Başta da belirttiğim gibi eksikler olsa da düşünce birliği içinde olan Şenol Güneş’in öğrencileri işini yaptı ve kazandı. Milli takım skoru bulana kadar hem mücadele etti, hem futbol oynadı. Ama ne zaman ki skor 3-0 olunca hakem değil ama Türk Milli Takımı oyuncuları kafalarında maçı bitirdi ve işte ne olduysa ondan sonra oldu ama yine de kazanmasını bildi.
Zaten Şenol Güneş’in kitabında mazeret olmaz.
