Sayın Cumhurbaşkanı’nın dünkü müjde açıklamasının hemen ardından sondaj gemisi Fatih’ten canlı yayına bağlanan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak başlıktaki ifadeyi kullandı ve dedi ki: “Ne Batı ne Doğu, eksen Türkiye”.
Berat beyin, bakanlık görevleri boyunca (önce Enerji ve Tabii Kaynaklar, sonrasında da Hazine ve Maliye), Sayın Cumhurbaşkanı’nın liderliği altında öne sürdüğü ve sahip çıktığı ‘millî ekonomi’ ve ‘millî bağımsızlık’ stratejilerinin gelip oturduğu konum, bundan daha iyi nasıl ifade edilebilirdi?
Bakan, enerji kaynaklarını yıllardır arayıp da bulamamamızın yol açtığı düş kırıklığından sıyrılmamızı ise şu sözlerle ifade etti: “Ülkemizin makûs talihini tarihe gömdüğümüz büyük bir zafere imza attık!”
İstanbul’un fethinin 567. yılında, 29 Mayıs günü sefere uğurlanan Fatih Sondaj Gemisi, 320 milyar metreküple Türkiye tarihin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi. Tüm analiz ve mühendislik çalışmalarının tamamlandığı Tuna-1 kuyusundaki enerji, çok daha zengin bir doğalgaz rezervinin de parçası.
Suriye’nin bütün petrol rezervi 100 milyar dolar seviyesinde olduğu düşünülünce, bir kuyudan çıkan rezervin, Suriye’nin petrol rezervinin neredeyse tamamı kadar olduğu ifade ediliyor…
Ülkemizin her bir ferdini, hepimizin bugününü ve geleceğini ilgilendiren bu gelişme karşısında sevinmeyen, memnuniyet duymayan bir kişi bile olmaz sanırsınız, değil mi? Öyle olmadı…
Beklediğimiz gibi, şeamet tellalları ve tek hedefleri Joe Biden’ın ‘desteği’(!) ile Cumhurbaşkanı’nı devirmek olan Recep Tayyip Erdoğan ve dolayısıyla Berat Albayrak düşmanlığından başka siyaset ve ittifak tanımayan ‘elemanlar’ boş durmadılar.
İşte birkaç reaksiyon:
“Karadeniz’de Akçakoca açıklarında yıllardır doğal gaz çıkarılıyordu, hâlâ çıkarılıyor. Ayrıca çevrede derin sularda zengin rezervlerin olduğu da biliniyordu! Denizdeki platformları sahilden görebilirsiniz. Buradan müjde çıkarmaya çalışmak seçime yönelik kandırma operasyonu olur!”
“Biz bu masalı 1950’li yıllardan beri ekonomik durumun her bozuluşunda dinleriz. Bazen Güneydoğu’da petrol denizi bulunur, bazen Trakya’da petrol ve doğalgaz bulunur, bazen de Karadeniz’de petrol ve doğalgaz yatakları bulunur. Ama hiçbirisi doğru çıkmadı!”
“Venezuela petrol zengini ama halk aç ve sefil, aynı İran gibi. Siz şeffaf olmadıkça, bağımsız denetleme ve mahkemeler olmadıkça, halka zerre getirisi olmayacak. Bol bol hayal kurarsınız. Hele AKP gibi bir talan ve rüşvet çetesi ile yönetiliyorsanız.”
Nefretini kusan kusana…
En akıllıları bile “Bunu nasıl çıkaracaklar?.. Kalitesi ne?.. Tamamını çıkarsak bile Avrupa’nın bir yıllık ihtiyacını ancak karşılıyor” gibi olayı küçültücü, sıradanlaştırıcı ve itibarsızlaştırıcı yorumlarla mide bulandırıyor.
CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, katıldığı canlı yayında “Varsa o kaynak Türkiye’ye kalkınma getirir mi sorusunun yanıtı ‘hayır’ olduğu için endişeliyim… Belki 10 yıllar daha sürecek hem de bugünkü iktidar zihniyetiyle yapılacak olan böylesi yatırımların faydası ekonomik olarak halka yansımayacak” dedi.
Odatv’nin haberine göre, CHP yönetimi, milletvekillerinin ve parti yöneticilerinin Erdoğan’ın ‘müjde’ açıklamasıyla ilgili yorum yapmamasını istemiş.
Öte yandan dünya basını bile bunlar kadar düşmedi…
Reuters: “Türkiye Karadeniz’de ülke tarihinin en büyük doğalgaz rezervini buldu.”
BBC: “Erdoğan: Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi. Fatih gemimiz 20 Temmuz’da Tuna 1 alanında 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfetti.”
The New York Times gazetesi haberinde Erdoğan’ın ‘yeni bir dönem’ sözlerine vurgu yapmış.
Euronews: “Erdoğan, Karadeniz kıyısında büyük bir doğalgaz rezervi bulunduğunu duyurdu.”
Yunan Ekathimerini gazetesi, Cumhurbaşkanı’nın “Türkiye 2023’te enerji ihracatçısı olacak” sözlerini aktarmış.
Bu sadece ekonomik bağımsızlık meselesi değil, aynı zamanda stratejik konumu tahkim etme meselesidir. Siyasi bağımsızlığı güçlendirme, dünya liginde öncü aktör rolünün altının çizilme meselesidir. Yalnızca kendine yeten değil, dünya siyasetine yön veren Türkiye ideali için müthiş bir adımdır.
Vizyon körlüğü içinde Batı’ya endekslenmiş zihinleriyle bakanlara, yani “eksen”in dışına düşenlere yazıklar olsun.
