|
Kosova

Sırplar''a yönelik NATO hava harekatı herkesi sevindirmişti ama bu hava harekatından beklenilenin tam tersi bir tablo ortaya çıktı. Sırp katliamı nerdeyse Kosova''daki tüm Arnavutlar''ı göçe zorluyor. Nerdeyse yüzbinleri aşan rakamlar sınırlarda bekleşiyor. Acaba Kosova''da ne oluyor ve ne olacak? Bu soruların cevabını birlikte arayalım.

Balkanlar''da olanların arka planı..

1 Mart-22 Mart arasında "Türkiye''nin Önemi" başlıklı bir seri yazıda anlatmıştık: Amerika''yla Avrupa arasında sessiz ve örtülü, buna mukabil çok ciddi ve ileri boyutlarda bir mücadele yaşanmaktadır. Amerika Balkanlar''ı, Doğu Avrupa''yı ve Kafkaslar''ı (Bunlara tabii ki Orta Asya ve Ortadoğu da dahildir) Avrupa''nın siyasi nüfuzuna bırakmak istemiyor. Amacı Baltık-Balkanlar-Akdeniz; yine Baltık-Karadeniz-Kafkaslar-Hazar Denizi eksenlerinde Rusya ile Avrupa arasında bir tür tampon bölgeler oluşturmaktır. Yine aynı temel amaca bağlı olarak NATO aracılığı ile söz konusu bölgelere kendi askeri varlığını yerleştirmek istiyor. Bunun için ya yeni ülkeler NATO''ya katılıyor, ya da ihtilafların sıcak çatışmalara dönüştüğü yerlere NATO silahlı müdahalede bulunuyor.

Sırplar''ın gerek Bosna''da uyguladıkları gerekse bugün Kosova''da uygulama yoluna girdikleri soykırıma ve buna karşı Avrupa''nın sessiz kalışı bütün dünya kamuoyunda Amerika''ya buralara hem siyasi hem de askeri düzlemde müdahale etmek haklılığını kazandırdı. Bu müdahalenin kılıfı NATO''dur. Müdahalenin haklılığı ve kılıfın NATO oluşu isteksizce de olsa bu müdahalelerde Avrupa''yı Amerika''nın yanında tutuyor. Avrupa açıkça ayrı bir tavır ortaya koyamıyor. Sadece minumum düzeyde katılıyor. İçinden ise bol bol Amerika''nın ve NATO''nun başarısızlığına dua ediyor.

Hava harekatı ve sonrası..

Hava harekatının Sırplar''ın bütün savaş gücünü yok edebileceğini sanmıyorum. Dünya da zannetmiyor. Bir kara harekatı kaçınılmaz gözüküyor. Ancak bu kara harekatı Kosova''ya doğrudan doğruya NATO birliklerini intikal ettirmek suretiyle gelişemez. Brzezinski''nin geçenlerde açıkladığı "Üç Aşamalı Plan"da bir yerde bunu vurguluyor. Yapılacak iş Kosova''daki Arnavut askeri gücünü geliştirmek ve bunların daha geniş alanları kontrol etmesini sağlamaktır. Bilahare NATO kara birliklerinin Kosova''daki Arnavut askeri gücüyle eklemleşmesini gerçekleştirmektir.

NATO harekatı Kosova''ya yönelik Sırp saldırısını en azından durdurmadan kesilemez. Sayın Demirel haklıdır. NATO bu işin içinden Arnavutlar''ı kaderlerine terk ederek çıkamaz. Böyle bir durum Amerika açısından da çok büyük bir yenilgi ve itibar kaybı anlamına gelir. Saddam''dan sonra Miloseviç de direnmeyi başarırsa Amerika yirmibirinci yüzyıla dayak yemiş bir boksör gibi girer. Buna da Avrupa çok sevinir.

Kosova ve Huntington''un çürüyen tezi..

Böyle bir duruma Avrupa''dan başka belki bir de Samuel P. Huntington memnun olur. Bu Amerikalı sosyal bilimci soğuk savaşla birlikte iki kutuplu dünya çöktükten sonra yeni dünya düzeninin büyük dinlerin egemen olduğu büyük coğrafi alanlar arasında oluşacağı ve bunlar arasında çatışmalar yaşanacağını öne sürüyordu. Bugün ise Kosova''da bunun tam tersi bir durum cereyan ediyor. Hıristiyan Batı kendi kutsal günleri olan Paskalya''da Müslümanlar''ı korumak için Hıristiyan Sırplar''ı bombalıyor.

Eğer bu süreçten Miloseviç galip çıkarsa Hıristiyan Avrupa Kosova''daki Müslüman Arnavutlar''ı korumak gibi bir gayretin içine kesinlikle girmeyecektir. Tam tersine Sırplar''ı arkalayacak ve onlara yenildikleri iki Kosova savaşının intikamını almak imkanını verecektir. Bir bakıma da Huntington''un medeniyetlerin ya da dinlerin çatışması tezi doğrulanmış olacaktır.

Kim nederse desin Batı dünyasındaki ayrışma Amerika-Avrupa rekabeti Balkanlar''daki Müslümanlar''ın hepsine yeni ve ciddi imkanlar sunuyor. Bu durum sadece Huntington''un tezini çürütmüyor, bunun simetriği sayılacak İslam dünyasında yer alan düşünceleri de ciddi bir şekilde sarsıyor. Artık dünyayı sadece Doğu-Batı, Müslüman-Hıristiyan, emperyalistler-anti emperyalister pirizmalarından seyredip, çözümlemek imkanı kalmamaktadır.

İşin ilginç yönü Hıristiyan-Batı, Amerika''nın dürtmesiyle de olsa Müslüman Arnavutlar için birşey yapmaya uğraşırken İslam dünyası Kosova''daki soykırıma karşı henüz ortak ve ciddi bir tavır ortaya koyamadı. Tam tersine Irak ve İran gibi ülkeler Sırp yanlısı bir çizgide gözüküyorlar. Halbuki daha birkaç yıl önce İran Boşnaklar''a en büyük yardımı yapan ülke durumundaydı. Diğer taraftan İran''ın komşusu Azerbaycan Sırplar''a karşı bir kara harekatı olduğu takdirde Türk birlikleri içerisinde Azerbaycan askeri varlığının da yer alması kararını açıklıyor. Yine kim ne derse desin dünya yeniden oluşuyor. Yazımızın başında zikrettiğimiz bu sutunlarda daha önce neşredilmiş dört yazıda bunların hepsine değinmiştik. Merak edecekler için bunu bir daha hatırlatıyorum.

Rusya''nın tutumu ve Kosova''nın geleceği..

Rusya''nın Adriyatik''e niçin sekiz savaş gemisi göndermek kararını verebildiğini bilebilmek çok zordur. Ancak bunun sonuçlarının ne olacağını kestirebilmek kolaydır. Rusya''nın Sırbistan ve Balkanlar''a yönelik müdahalesi hiçbir zaman Amerika ve NATO için caydırıcı olmaz.

Bilakis buradaki kararlılığı artırır. NATO''da oluşacak çatlakları ortadan kaldırır. Ayrıca Rusya''nın Sırplar''a vereceği her türlü destek Balkanlar ve Kosova''nın kaderini değiştiremez. Buna mukabil Fransa, Almanya gibi Avrupa ülkelerinin Sırplar''la flört etmesini engelleyebilir. Onların ikili oynamasına mani olabilir.

Kosova''ya yönelik Sırp saldırısı durdurulacaktır. Durdurulamaması sadece Kosova ve Balkanlar için değil bütün dünya için felaket olur. Her türlü ihtilaf zincirinden boşanır. Giderek büyüyen kaos dünya barışını her yerinden kuşatır ve küçültür. Büyük güçler kendilerini bir işbirliği değil tam aksine bir kavga ortamında bulurlar.

Sırp saldırısının durdurulması ve göçen Arnavutlar''ın geri dönmeleri zaman alabilir. Kosova''nın bağımsızlığı hakkında birşey söylemek için zaman erkendir. Dayton Antlaşması Bosna''ya barış getirdi ama kalıcı çözüm getirmedi. Gerek Bosna-Hersek gibi, Kosova gibi Balkanlar''ın farklı sahnelerine gerekse Balkanlar''ın tümüne kesin barış ve kesin çözümlerin gelmesi bir başka ifadeyle Balkanlar''ın 21. y.y. girerken yaşayacağı "Büyük Tranformasyon" nereden bakılırsa bakılsın bir on yıl alacaktır.

Balkanlar''da her dört kişiden birisi Müslüman''dır. Balkanlar yeniden şekillenirken buradaki Müslümanlar''ın makus talihleri de değişecektir. Onları en azından geride kalan ikiyüz yıla kıyasla çok daha iyi bir gelecek beklemektedir.

Bunun için Türkiye''ye büyük bir görev düşeceği kesindir. Ancak Türkiye''nin ve Türkiye''de kimin, neyin, ne kadar farkında olduğu belli değildir.


25 yıl önce
Kosova
Uzun yolun yolcuları
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü