Kamuoyunun gündeminde CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisinin eşgüdüm halinde taslağını hazırladıkları gizli ve korsan bir anayasa hazırlığı konuşulmakta ve tartışılmaktayken CHP ve İyi Parti yönetimi bu iddiaları reddetmiştir. Ancak Kılıçdaroğlu’nun 2 Haziran 2018’de, bir gazetede çıkan açıklamasında ‘Millet ittifakı olarak çalışma yaptık. Başında İbrahim Kabaoğlu vardı. Aşağı yukarı bir mutabakat metni şu an elimizde açıklaması ortaya çıkınca Millet İttifakını oluşturan siyasi partilerin neden doğruyu söylemedikleri dikkatleri bu metnin üzerinde toplamıştı. Millet İttifakı tarafından Kamuoyundan gizlenen gizli anayasa değişikliğinde ilkeler üzerinde bir anlaşma metni hazırlandığı ortaya çıkmıştır. 13 Ocak 2018 ile 7 Mayıs 2018 tarihleri arasında hazırlanmış gizli anayasa değişikliği çerçeve metni , MHP’nin iddialarına göre ‘’Türklüğü, Türk milletini, Atatürk’ü, Türkçe’yi Anayasa’dan çıkarma tekliflerini, vatandaşlık tanımının değiştirilmesini, federal yönetim hedefini, ana dilde eğitimi kapsarken hazırlık masasını PKK kurmuş yazım işi FETÖ’ye havale edilmiştir.Türkiye’yi bölünmeye götürecek böyle bir anayasanın varlığı hayaldir. Mevcut Anayasa’nın ilk üç maddesiyle koruyucu zırhı olan dördüncü maddesi kırmızı çizgimizdir.’’ Açıklaması yapılmıştır.

Millet İttifakını oluşturan siyasi partilerin kamuoyunda oldukça itibar kaybettikleri bir ortamda Kılıçdaroğlu’nun provokatif açıklamalarla özellikle Alaattin Çakıcı’yı hedef alan sözleri üzerine CHP ile MHP arasında başlayan Alaattin Çakıcı polemiğinde Twitter’dan açıklamalar yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘‘Kılıçdaroğlu’nun terörist Demirtaş’a hürmet ve hayranlığı bellidir. Soros’un tetikçisi ve tedarikçisi Osman Kavala’ya sevgi ve sempatisi bilinmektedir’’açıklaması gelmiştir. YİK üyesi Arınç’ın MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin açıklamasının ertesi günü katıldığı Habertürk’ün canlı yayınında “Ben de Sayın Cumhurbaşkanımız da, Adalet Bakanımız da tutuksuz yargılamadan yanayız”demiş ve Osman Kavala ile Selahattin Demirtaş’ın tutukluluklarını eleştirmişti. Öncelikle Bülent Arınç’ın 1 gün ara ile Bahçeliye canlı yayında cevap vermesi bana hayatın doğal akışına ters gibi geldi. İkinci olarak YİK üyesi Arınç’ın Bahçeliye cevap olarak yaptığı açıklamalarda Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilgisi dahilinde hareket ettiğine yönelik ifadeler kullanması direkt olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli arasında bir kırılma yaratma amacını taşıma amaçlı olması kuvvetle muhtemel görünüyor. Zira Arınç’ın canlı yayındaki açıklamaları Bahçelinin açıklamalarına tamamen karşıt zıt bir görüş içeriyor. ‘Selahattin Demirtaş 3-4 yıldır tutuklu .Tutukluluk cezaya dönüşmemeli . Osman Kavala 3 buçuk yıldır tutuklu. Ben iddianameyi okudum. Onu hala tutuklu kalmasına hayret ediyorum. Tahliye edilmesi lazım. Ama zanla şüpheyle delil uyduramazsınız. Ben 30 yıllık ceza avukatıyım. Bu iddianameleri okuduğumda çocuk bile yazmaz dedim’’ Bu ifadeler kamu oyunda Cumhur ittifakının iki lideri arasında kriz mi yaşanıyor sorularına neden olmuştu.

Kamuoyunda dile getirilen ‘‘Cumhur İttifakı çatladı’’ ve ‘‘AKP ve MHP arasında sorunlar aşılamıyor’’ iddialarına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan net bir yalanlama geldi. Cumhurbaşkanı, konuşmasında ‘‘fitne fesat girişimi’’ yorumu yaparak Kavala ve Demirtaş konusunda Arınç’tan bambaşka düşüncede olduğunu dile getirdi. Başkan Erdoğan, Arınç’ın adını vermeden “Son günlerde bizimle asla ilgisi olmayan kimi bireysel açıklamalar ile reform gündemimize yaptığımız vurgular bahane edilerek yeni bir fitne ateşi yakılmaya çalışıldığını görüyoruz. Velev ki geçmişte birlikte çalışmış olsak bile, hiç kimsenin şahsi ifadeleri cumhurbaşkanı ile hükümetimiz ile partimiz ile ilişkili hale getirilemez. Bizim ne dediğimiz, nerede durduğumuz, nereye gittiğimiz bellidir ve istikametimizde en küçük bir değişiklik yoktur” şeklinde konuşmuştu. MHP’nin özellikle Yargı reformunu desteklemediği yönelik Asparagas iddialara Bahçelinin de cevabı netti.

“İçe kapanmış bir Türkiye değil, dünyaya açılan, milli ve manevi müktesebatıyla kıtaları aşan dinamik, dengeli, atılgan, yeni fikirlere yatkın, girişimcilere fırsat sunan, ön alan, öncü olan, övgüyle adından söz ettiren bir Türkiye hepimizin kalpten dileğidir. Cumhur İttifakı işte bu ortak dileği gerçekleştirmek için mücadele etmektedir. Ekonomide açılan ya da açılacak yeni ufuklarla, demokrasi ve hukuk alanlarında kuvveden fiile geçecek sağlam ve sağduyulu hamlelerle fasit çemberin kırılacağını, muhteşem bir kalkışın yaşanacağını düşündüğünü dile getiren Bahçeli, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin aradığı ve ihtiyaç duyduğu tarihi bir yönetim reformu olarak devrededir “ sözleri Kaos ve kriz fırsatçılarının ateşini söndürdü.

YİK üyesi Bülent Arınç Posta Gazetesi’nden Murat Çelik’e telefonla yaptığı açıklamada” Ben duygusal bir insanım. Dünkü konuşma beni çok rencide etti. Sayın Cumhurbaşkanı çok ağır bir konuşma yaptı. Oluşan durumla ilgili, Sayın Cumhurbaşkanı ile bizzat görüşmeyi bekliyorum” Gelişen şartlar altında o konuşmayı yapmaya neden ihtiyaç duyduğunu kendisinden dinlemek isterim. Kendisinden dinledikten sonra, ‘O konuşmanın muhatabı bendim. Bu durumda buyurun YİK üyeliğinden istifa mektubumu’ diyebilirim” demişti.

Şüphesiz takdir Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın.