|
ŞİÖ, PKK/YPG’yi terör örgütleri listesine alır mı ?

Özbekistan’ın Semerkant şehrinde düzenlenen Şanghay İş birliği Örgütü Devlet Başkanları 22. toplantısı sona erdi. Zirve sonucunda tam üye olan ülkelerin imzasıyla “Semerkant Bildirisi” ilan edildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı zirvede ikili görüşmeler ve alınan güvenlik kararları ön plana çıktı. Batı, AB ve NATO’nun genişleme stratejisi doğrultusunda Asya ülkelerini çevrelemesi ŞİÖ ve diğer ülkeleri rahatsız etmişti. Türkiye’nin de diyalog ortağı ülkeler içinde yer aldığı ŞİÖ bu hamlelere karşı kendi güvenliğini sağlamak için Semerkant bildirisinde önemli kararlar alındı. Bildiride, ŞİÖ'nün diğer devletlere ve uluslararası kuruluşlara yönelik olmadığını teyit edildi ve karşılıklı çıkar temelinde tüm dünyayla iş birliğine açık olunduğu kaydedildi. Bildiride savunma ve güvenlik alanında iş birliğini geliştirme, terörist ve aşırılık yanlısı örgütlerin tek bir listesini oluşturma niyetlerini beyan eden liderler, ayrıca terörle mücadeleye yönelik örgütün “Barış Misyonu” ortak askeri tatbikatlarının yapılmasının önemi de vurgulandı.

Konunun uzmanı analistler tarafından yapılan açıklamalarda, ABD’nin hakimiyetinin veya hegemonik gücünün iki önemli ayağı olduğu belirtildi. İlk ayak ABD’nin dünyada 800 askeri üssü yani silahlı gücü olmasıydı. 2’inci ayak da ‘dolar’ın karşılığı olmamasına rağmen dünyada rezerv para gücü olması sayılıyor. ŞİÖ’deki ülkelerin bir kısmının dolar yerine yerel paralarla ticaret yapmaya başladığı biliniyor Rusya ve Çin arasında da bu şekilde ticaretin uygulandığı, Rusya’nın Türkiye’ye ‘doğalgaz satışında’ dolar yerine ülkelerin milli ve yerli paraların kullanılması kararı da önemli! Zira, ŞİÖ’nün iki hegemonik ülkesi Rusya ve Çin’in yerli paraları Ruble ve Yuan’ın, Asya’dan başlayarak uluslararası alanda başat hale gelmesi yönündeki politika ve stratejileri ABD ve AB’nin kırmızı çizgisi. Bu da Batı hegemonyası için bir çöküş anlamına gelebileceği analistler tarafından özellikle belirtiliyor.

SEMERKANT BİLDİRİSİNDE YPG/PKK’NIN TERÖR ÖRGÜTLERİ LİSTESİNE ALINMASI İÇİN ABD’NİN DESTEKLEDİĞİ VEYA KULLANDIĞI
SÖZDE İSLAMİ TERÖR ÖRGÜTLERİNDEN TÜRKİYE’NİN DE RAHATSIZ OLMASI GEREKİYOR.

Semerkant bildirisinde yer alan en önemli kararlardan birisi de ŞİÖ’nün ortak bir terör örgütleri listesi oluşturmasıydı. Konuyla ilgili, “Bu ülkelerin çekindiği terör örgütlerine baktığınızda, ABD'nin desteklediği ‘İslami’ terör örgütleri” olduğunu belirten uzmanlar asıl olarak Rusya ve Çin'in Doğu Türkistan İslami Hareketi ve Pakistan'dan ayrılan ABD'nin kullandığı Peştun gruplarından rahatsız oldukları biliniyor. Türkiye'nin bu sistemin içinde olduğunu hissedilirse, YPG/PKK’nın ŞİÖ’nün terör listesine koyulabileceğini belirtiliyor. Fakat Türkiye’nin bu sistemin içinde olmaması gibi bir durumda, “Özellikle Türkiye’nin İdlib’deki desteği devam ederse ki bunu ABD’ye destek olarak görüyorlar. O zaman bu konuda çekimser kalınacağı söz konusu.”

GÜVENLİKTE İŞ BİRLİĞİNİ GÜÇLENDİRECEĞİZ

Terörizmin maalesef küresel düzeyde sınır tanımadığını ve tüm devletleri olumsuz etkilediğini vurgulayan Erdoğan, “Türkiye on binlerce vatandaşını terör örgütlerine kurban vermiş, terörün kanlı yüzünü çok iyi bilen, tanıyan bir ülkedir. 40 yılı bulan bölücü terörle mücadelemizde çoğu zaman yalnız bırakılsak da PKK, PYD, YPG, FETÖ, DEAŞ dahil terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadelemizi kararlı şekilde sürdürüyoruz. Ortak güvenliğimizi ilgilendiren hususlarda ŞİÖ ile diyaloğumuzu daha da güçlendirmeye hazırız” diye konuştu.

ABD TEHDİTLERİNE KARŞI ŞİÖ İLE BÜTÜNLEŞEN
TÜRKİYE İÇİN BUGÜN DÜNDEN DAHA ÖNEMLİ

Güvenlik alanından başlayarak, ekonomik ve ticari ilişkilere, taşımacılıktan kültüre kadar uzanan bir işbirliği örgütü yapısı kazanan ŞİÖ, Atlantik sisteminin emperyalist hegemonyacılığına karşı çok kutupluluğu, savunmanın ötesinde hayata geçiriyor. Kuruluş belgelerinde de açıkça vurgulandığı üzere karşılıklı yarar ve birbirlerinin içişlerine karışmama prensibiyle, ekonomi başta olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliğini geliştirmeyi; bölgede barış, güvenlik ve istikrarı sağlamayı hedefliyor; adil bir uluslararası siyasi ve ekonomik düzenin kurulması için çaba gösteriyor. Bu bağlamda ŞİÖ’nün, Çin’in öncülüğündeki Kuşak ve Yol Girişimi’nin yanı sıra, Rusya’nın öncülüğündeki Avrasya Ekonomik Birliği ile de bütünleştiğini söylemek mümkün.

Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinin ardından oluşan yeni uluslararası ortamda toplanan ŞİÖ’nün bu zirvesi büyük önem taşıyor. ABD, ŞİÖ’nün iki temel direği olan Rusya ve Çin’e karşı tecrit politikası uygulamaya çalışıyor. Rusya ve Çin, güçlerini birleştirerek, ŞİÖ, BRICS, Kuşak ve Yol Girişimi gibi ortaklıklarla Avrasya, Afrika ve Latin Amerika’da geniş işbirlikleri kurarak ABD saldırganlığını boşa çıkarıyor. Bu nedenle ülkemiz için, Türkiye’ye yönelik hem askeri hem de ekonomik bir kuşatma politikası izleyen ABD tehditlerine karşı ŞİÖ ile bütünleşme bugün dünden daha önemlidir.

ŞİÖ ve NATO birbirinin ikamesi değildir. ŞİÖ'nün Türkiye'ye NATO benzeri bir güvenlik şemsiyesi sağlaması da mümkün değildir. Bu nedenle Türkiye'nin NATO yükümlülüklerine halel gelmeyecek şekilde, coğrafi, kültürel ve tarihi bağları ile yakın ilişkide bulunduğu Türk Cumhuriyetlerinin dahil olduğu ŞİÖ ile yakın bir ilişki kurması mümkündür, teknik olarak ŞİÖ ortağı olmak NATO üyeliğine halel getirmemelidir.

#ŞİÖ
#NATO
#Türkiye
2 yıl önce
ŞİÖ, PKK/YPG’yi terör örgütleri listesine alır mı ?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi