|
Osmanlı özlemi

Balkanlar''daki şu son savaş ve bölgenin giderek gerginleşmesi, buralara çeki düzen vermek isteyen Batılı devletlerde Osmanlı''ya olan gizli hayranlığı ve takdir hissini bir kat daha artırdı. Bu hayranlık veya takdir duygularını ne kadar gizlemeye çalışırlarsa çalışsınlar, yazıp söylediklerinin satır aralarında bunu rahatça görebiliyorsunuz.

Hem zaten Osmanlı''ya olan kini akıl ve mantığını bütünüyle kapatmamışsa, insaf ve iz''ân sahibi herkes kabul eder ki bir devlet eğer altı yüz sene ayakta kalabilmişse, mutlaka sağlam temellere dayandığı içindir. Gerçekten dâhi devlet adamlarınca çok iyi tasarlanıp kurulduğu içindir.

Bu hakikati farkeden ve devletlerinin ömürlerini mümkün olduğunca uzatmak isteyen bazı Batılı ülkeler, en başta da Amerika Birleşik Devletleri, Osmanlı araştırmaları için seçkin uzmanları ve çaplı beyinleri seferber etmiş bulunuyorlar. Osmanlı''nın uzun ömrünün sırrını keşfedebilmek için milyarlarca dolar harcıyorlar.

Nitekim özellikle ABD''de yapılan milletlerarası tarih kongrelerinde sunulan tebliğlerin yüzde 70''ini, 80''ini Osmanlılar ile ilgili tebliğler oluşturuyor.

Sayılı Osmanlı tarihi uzmanı, şu tespiti açıkça dile getiriyor: Osmanlı tarım toplumu esas alınarak, en ince noktalarına kadar düşünülüp hesaplanıp kurulmuş bir devletti ve eğer sanayi inkılâbı ortaya çıkmasa ve tarım toplumu devam etseydi, Osmanlı Devleti asla yıkılmazdı.

Bu gerçekten yola çıkan ABD ve diğer Batılı devletler, Osmanlı''nın tarım toplumunu esas alarak attığı temellere bakıp, kendilerinin sanayi ötesi toplumları için gerekli dayanakları daha sağlam bir şekilde oluşturmanın çarelerini arıyorlar.

Ülkeler fethetmek teknik imkânlara bağlı olarak nispeten kolay, fakat gönüller fethetmek ve o gönüllerde taht kurmak son derece zordur. Osmanlı''nın asıl büyüklüğü, maddî fetihlerinden ziyade manevî fetihlerinde, yani fethettiği toprakların insanlarının gönüllerinde yer etmesindedir.

Osmanlılar, Balkanlar''da ırk veya ulus esasına dayanarak kurmamışlardır düzenlerini. Âdemoğullarının kaynaşmasını, her cins ve dinden insanın ortak ve uzlaşmalı bir hayat sürmesini istemişlerdir.

Ulus-devlet modelini benimseyen Avrupa devletlerinin bunu anlaması zordur. Çok halklılığa, çok dilliliğe ve çok kültürlülüğe yabancı Batı, Balkanlar''ın gerçek yapısını kavrayamamıştır.

O yüzden Yugoslavya''nın parçalanmasının iyi olacağını sanmıştır.

Nitekim "Avrupa''nın büyüğü olma ve nüfuzunu yayma uğruna" Yugoslavya''nın parçalanmasına çanak tutmuş olan Almanya gecikmiş tövbesini ediyor. Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, "hata ettik" diyor (Le Monde, 24.4.99).

Bizler Osmanlılar''ın torunları olarak Osmanlı''yı çok daha iyi anlamaya, çok daha yakından tanımaya mecburuz. Osmanlı''nın geliştirdiği insanlık ve barış ruhuna Batılı devletlerden çok asıl bizler muhtacız.

Osmanlılar''ı Cihan Devleti yapmış olan değerleri, Batılılar''dan çok daha fazla merak etmez, tanımaz ve özellikle de yaşamazsak, hükmeden milletler arasındaki yerimizi asla alamayız. Üstelik yarınımızı da tehlikeye atmış oluruz.

Bu yazımızda üzerinde durduğumuz hususların çok güzel bir yansımasını "XV ve XVI. Asırları Türk Asrı Yapan Değerler" eserinde bulabilirsiniz. Yerli ve yabancı otuzu aşkın bilim adamının katkılarıyla gerçekleşen bu çalışma, Osmanlılar''ı iyi tanımada gerçek bir hazine niteliği taşıyor. Adına lâyık bir ciddiyetle hazırlanmış ve özenle neşredilmiş bu kitabın bizler tarafından da dikkatle okunması gerekiyor.

İsteme adresi: Ensar Neşriyat,
Tel.-Fax: (0212) 513 43 41
٪d سنوات قبل
Osmanlı özlemi
Mank, Hollywood’un helvası ve Netflix
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak