Beşiktaş, ligin ilk haftasında ortaya koyduğu iyi oyun ve farklı galibiyetin ardından kamuoyunda sezonun favorisi olarak gösterilmeye başlanmıştı bile. Bu performansı biraz da rakiple birlikte düşünmek gerekirdi. Beşiktaş’ın görkemi kadar Rizespor’un kötü görüntüsü gerçekti. Siyah-beyazlıların Gaziantep karşısındaki başlangıç görüntüsü bir önceki haftayı arattı.

Erol Hoca’nın öğrencileri Beşiktaş’a boşluk vermedikleri gibi ön alanda yaptıkları baskı ile etkili görüntü verdi. Beşiktaş’ın ilk yarım saatte yaptığı fazlaca pas hatası dikkat çekti. Bu pas kayıpları fazla özgüvenden ise erken çözüm gerekir. Ligin henüz başı. Yeni oyuncuların katılımı ve uyum süreci elbette ilerleyen haftalarda daha istikrarlı bir oyunu getirecektir. Ancak rakipleri Avrupa’da mücadele edip daha fazla maç yaparken, Beşiktaş’ın henüz Şampiyonlar Ligi başlamadan bu haftaları kayıpsız geçmesi ileride çok avantajına olur.

Sergen Yalçın’ın ikinci yarının başında Larin’i alması, oyunu siyah-beyazlılar lehine çevirdi. Daha fazla risk alan Beşiktaş, Kanadalı ile pozisyonlar buldu ancak, arkada da riskli boşluklar verdi. 45-70 arası Beşiktaş’ın bir nevi fabrika ayarlarına yaklaştığını söylemek mümkün. Bu da Larin’in dahil olduğu alışılmış oyunu hatırlattı.

70. dakikada N’Sakala’nın fenalaşması futbola dair her şeyi önemsiz kılsa da, Kongolu’dan gelen iyi haber herkese nefes aldırdı. Olay, oyuncuların konsantrasyonunu aldı götürdü.

Genel anlamda kötü bir futbolun oynandığı golsüz gecede, iyi olan tek şey N’Sakala’dan gelen haberdi.