Beşiktaş için sezonun geri kalanında tutunacak tek dal Ziraat Türkiye Kupası kaldı. Aslında tutunacak çok kalın bir dal Türkiye Kupası. Özellikle bu tabiri kullanarak girdim ki; büyük takımların kupaya bakışını biraz da eleştirmiş olayım. Dersin ki Türkiye’de alınacak 10 tane kupa var, bir tanesi de Ziraat Türkiye Kupası... Elbette hayır. Türkiye’de alınacak 2 tane kupa var... O iki kupadan birini almadan 3. kupayı oynamaya hak kazanamıyorsun. O yüzden Ziraat Türkiye Kupası gayet mühim... Fernando Santos da bu durumu takıma iyi anlatmalı. Santos beceremiyorsa yönetim bu konuda devreye girmeli ve Ziraat Türkiye Kupası’nı alamamanın Beşiktaş’a maddi ve manevi büyük kayıp getireceğini anlatmalı. Hem Avrupa’ya gidiş zamanı hem de hangi organizasyona katılacağın bu konuda çok önemli.
UEFA Konferans Ligi ile UEFA Avrupa Ligi arasında prestij ve para farkı var. Bu durum yapacağın transferi ve yeni sezonda kuracağın takımı çok etkileyecek. Beşiktaş son 3 sezondur kupadan kolay vazgeçiyor. Peki kupadan vazgeçip, Süper Lig’de mi başarı yakalıyor. O da yok! Bu yüzden bu kadar kötü geçen, başkanın değiştiği, 5 teknik adamın görev yaptığı, zirveden 35 puan geride kalınan bir sezonda, iki kupadan birini almak çok önemli bir iştir. Beşiktaş’ın bu kadar kötü bir sezonda dahi kupa alabilecek bir çapta olduğunu bir kez daha ilan edip, varlığını üst perdeden hissettirmektir... Kalan süreçte lig maçları sıralama ve maddi kazanç için elbette önemli ama Ziraat Türkiye Kupası’nı aldıktan sonra ligde kaçıncı olduğunun çok da önemi kalmıyor. Bu yüzden, Beşiktaş yönetimi takım üzerindeki etkisini artırarak gerek maddi anlamda gerekse motivasyon anlamında takımı bu konuya odaklamalıdır.
Ziraat Türkiye Kupası’nın önemi Beşiktaş bu kupayı aldıktan ve önümüzdeki sezon bunun karşılığını gördükten sonra daha net anlaşılır. Yeni sezon önceki Süper Kupa maçına çıkma hakkı kazanmış ve hatta Süper Kupa’yı almış bir Beşiktaş’ın Süper Lig motivasyonu da elbette bugünkünden çok daha farklı olacaktır.
