Beşiktaş’ın Giresunspor’u 1 farkla yendiği maçın ardından, 3 puana rağmen teknik direktör Valerien İsmael ile ilgili eleştiriler eksilmedi, arttı. Bu durum her hafta üzerine koyarak devam ediyor. Beşiktaş sezon başından beri maçlarda dejavu yaşıyor. Puan sıralamasındaki yerin bir önemi yok. En azından bu haftalarda önemi yok. Beşiktaşlılar kendilerine soruyor, “Bu takım bu oyunla şampiyon olabilir mi?” diye. Cevap belli. Şampiyon olmak mühim tabi ama ölüm kalım meselesi değil. Ancak şampiyonluğu kaçırsan bile, sen sahada görsel olarak öyle bir oyun ortaya koyarsın ki, “Galiptir bu yolda mağlup” derler. Beşiktaş taraftarını tanıdığımı düşünüyorum. Sahada görmek istedikleri şey; üstüne yatılmış 1-0’lık skor değil, ikiyken üçü arayan, üçken dördü arayan agresif bir takım. Kaybetmeyi göze almadan kazanamazsınız. Elbette “arka tarafı yol geçen hanına çevir” demiyorum ama maçların hatırı sayılır bir süresinde 9 oyuncuyla kendi sahanda durmayı da bu taraftara anlatamazsın. İsmael’e, her şeyin yalnızca kurtarılmış skor olmadığını, bazen kaçırılmış skorun kurtarılmış skordan daha çok takdir gördüğünü, büyük camiaların bir oyun kültürü ve beklentisi olduğunu keskin cümlelerle anlatacak birileri lazım.
BATSHUAYİ’DEKİ FARK
Batshuayi, Fenerbahçe’de 3. golünü attı. İkisi kritik dakikalarda geldi ve takıma maçı kazandırdı. Tabi, ister istemez muhabbet Beşiktaş’taki dönemine geliyor. “Beşiktaş neden bıraktı? Beşiktaş kullanamadı mı? Beşiktaş’taki formu negatif yönde abartıldım mı?” vs. Batshuayi’nin iyi futbolcu ama vasat bitirici olduğunu Beşiktaş’ta 14 gol attıktan sonra da söyledim. Gerçekten iyi futbolcu. İçinde bulunduğu durum, kendi serüvenini de belirliyor. Beşiktaş’ta direkt assolistti. İlk ve direkt golcü idi. Alternatifleri Kenan ve Güven’di. Fenerbahçe’de öyle mi? 5 golcüden birisi kendisi. Kritik golleri attığı maçların ikisinde de oyuna sonradan dahil oldu. Rakibin oyun başlangıcındaki durumu, skorun getirdiği taktik değişiklikleri vs. bunların hepsi etkili oluyor. Kendisinden önce Valencia’dan Pedro’dan, kendisi kadar da King’den Rossi’den beklentiler var. Özetle; Batshuayi’nin Beşiktaş’taki pozisyonu ve süreci ile Fenerbahçe’deki pozisyonu ve süreci aynı kriterlerle değerlendirilemez. Bu ortamda, Fenerbahçe’ye çok daha faydası olacaktır...
EURO 2024 YOLU
Türkiye, 2024 Avrupa Şampiyonası eleme gruplarında Hırvatistan, Galler, Letonya ve Ermenistan ile eşleşti. Ortama bakıyorum, yine hamaset cümleleri havalarda uçuşuyor. Ben Milli Takım’ın turnuva takımı olduğunu söyledim hep. Gelişim, yetiştiricilik, orta ve uzun vadede oturacak oyun planı gibi anlayışlara hep karşı durdum. 3 ayda bir araya gelen takım, o günü kurtarmakla mükelleftir. Dolayısıyla Avrupa şampiyonaları ve dünya kupalarında olmayı herkesten çok istiyorum. Lakin umudun var mı derseniz, Milli Takım’ın son dönemde aldığı skorlar, ortaya koyduğu oyun ve vurulan masalar konusunda değişimler yaşanacağına dair bir işaret almıyorum. Yani umut beslememiz için bu değişime dair işaretler olması lazım. Vurulan masalardan sonra özür ya da pişmanlık geldi mi ben görmedim. Dolayısıyla “Kaybetsem de hesap sorarım” anlayışı değişmediği sürece, sahada da bir şeyin değişeceğine dair umudum yok. Bu umudu yeşertecek olanlar, masaya vurmanın pişmanlığını (dille zaten yapmazlar da) en azından davranışlarıyla göstermesi gerekenlerdir!
